Göksal Purtuloğlu
Belbim Krizi
Özel halk otobüs esnafı tarafından akbil cihazı olarak adlandırılan Validatör, havaların soğumasıyla sık sık arızalanmaya başladı. Cihazların tamirini ise sadece Belbim yapıyor. Zaten cihazlarda Belbim'in ve özel halk otobüs işletmecileri aylık hizmet bedeli altında tabiri caizse kira ödüyor.Validatör yani elektronik ücretlendirme cihazının arızalanması ve tam anlamıyla şeffaf olmaması ise esnaf arasında bir krize neden oluyor.
Validatör; etkileşimde bulunduğu elektronik biletlere, tanımlanmış parametrelere göre geçerlilik kontrolü ve tahsilat yapan, yaptığı işlemleri yolcu ve şoföre bildiren, uzaktan yönetilebilen elektronik bir cihazdır.
İstanbul'da Belbim, 6 noktada arıza tespit merkezi kurdu. Yalnız bu merkezlerin yerlerinin işlevsellik bakımından ters olduğunu düşünüyorum. Ayrıca işleyiş mantığının yanlışlığından da bahsedebiliriz. Şöyle bir düşünün, cihazı arızalanan koskoca 12 metrelik bir otobüs A noktasından kalkıp, Belbim'in ayağına gidecek öyle mi? Hadi gitti diyelim neler oluyor bir bakın!.. Yolcu mağdur oluyor!.. Araç sahibi mağdur oluyor!.. Neresinden bakarsanız bakın, mağduriyet var!.. İşleyiş böyle olmaması lazım!..
Peki nasıl olacak? Anlatayım: Önümüzde 2 seçenek var!.. Birincisi Belbim bir motorize ekip kuracak!.. Bakın mobil ekip demiyorum altını çizerek motorize diyorum. İstanbul trafiğinde küçük araçta olsa A noktasından B noktasına zor ulaşır ama motorize ekip olursa, trafikte olsa hizmet vereceği noktaya kısa sürede ulaşır!.. Cihaz arızaları kısa sürede giderilebilir!.. Bu sayede ise ne yolcu mağdur olur, ne esnaf mağdur olur ne de İETT mağdur olur. Bunun bu şekilde olması lazım diye düşünüyorum. Arızalanan cihazlar teknik olarak yapılamadığından genelde yenisiyle değiştiriliyor!.. Sonuç olarak araç ayağa çağırılacağına, aracın ayağına gidilmesi lazım. Doğrusu da budur!.. Nitekim de Belbim verdiği bu hizmetten dolayı özel halk otobüslerinden aylık hizmet bedeli alıyor.
İkinci seçeneğimiz ise; Arıza tespitleri Belbim'den alınıp, özel halk otobüs şirketlerine verilmesi yönündedir. Eğer şirketler bu konuda yetkilendirilir ise, profesyonel kadro kurulur ve arıza anında olay yerine ivedi bir şekilde gidilerek sorun çözüme kavuşur!..
Öte yandan otobüsçüler ile Belbim arasında akbillerde haksızlık yapıldığı ayyuka çıkmış durumda. Özellikle sabah ilk basılan akbillerin cihaz tarafından yazılmadığı bir çok esnaf tarafından tespit edilmiş durumda. Bu akbillerin bir çoğu ekranda gözükmüyor!.. Bu da ya cihazdan ya da sistemden kaynaklanan bir sorun!.. Ve esnafın midesini bulandırıyor.
Sonuçta akbile baktığımız zaman her şey alenen orta da ve yazmıyor. Yazmayınca da insanlar doğal olarak şüpheleniyor!.. Yolcu artığı zamanda kazancın artmadığı esnaf tarafından sürekli dile getiriliyor!.. İşte bu nokta da Belbim'in kendini haklı çıkarabilmesi için her aracın aylık verisi, günlük olarak şirketlere bildirilmelidir!.. Bir otobüs ne kadar yolcu taşımış ve ne kadar kazanç elde edilmiş, tüm şeffaflığı ile ortaya konmalı!.. Esnaf talep etmeden, mail yoluyla bilgilendirilmelidir. Ayrıca şirketler de cihazları anlık olarak kontrol etmelidir!.. Birçok dünya ülkesi gibi Türkiye'de teknoloji alanında ciddi mesafeler kat etti. Cihazlarında yönetim ve kontrolünün şirketlere verilerek denetlenmesi pekala mümkündür. Hem bu sayede de Belbim zan altından kurtulmuş olur.
Şehirciliğin vazgeçilmez unsurlarından olan toplu taşımanın modernleştirilmesi, kullanım kolaylıkları sağlanması, yolculara seçenekli ve hızlı ulaşım imkanları verilmesi bakımından elektronik biletin yüksek öneme sahip olduğunun bilincindeyiz ama şeffaf bir yapıyla!.. Burada amacımız bağcıyı dövmek değil, sistemin gelişmesine katkı sağlamaktır. Ulaşım Gazetesi'ndeki bu köşemde işlediğim bir çok sorun İETT'nin bir önceki Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ve şuan ki Genel Müdürü Mümin Kahveci tarafından çözüme kavuşturuldu. Bu sorunun da çözümü noktasında Sayın Mümin Kahveci'nin gerekli hassasiyeti göstereceğinden hiç kuşkum yoktur.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.