İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Trafiği Yönetemiyor
Bu yazı dizimizde, ülkemizin ekonomik başkenti ve şehirler/uluslar arası yolcu/yük taşımacılık sektörlerinin de başkenti olan İstanbul ilimizin trafiğinin çok kötü yönetildiğini=iyi yönetil(e)mediğini belgeleyerek ortaya koyacağız.
Amacımız hiçbir gerçek ya da tüzel kişiliği yıpratmak, hakaret etmek değildir. Bu alanda muhtemelen 5-6 kez belgeli=fotoğraflı makale de yazdım, hatta Başkan danışmanı olan Sayın Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’nın, bu alandaki akademik uzmanlığından yararlanılmadığını da vurguladım, Ilıcalı ile de telefonla ve yüzyüze de paylaştım, e posta da ilettim.
Düzeldi mi? Hayır! Peki, vazgeçecek miyim? Yine hayır!
Daha küçük illerimizden, uluslar arası doğru uygulamalardan, ülkemiz Trafik yasası ve Yönetmeliği hükümlerinden bilgi örnekleri sunacağım.
Bu konuda, her kim olursa olsun, tartışmaya hazırım. Zaten bilimsel/hukuksal kurallardan bahsettiğimize göre, bu konuda hiçbir bilimci/uzman bize karşı çıkmaz, tam tersi, destekler. Benimle bu konuda tartışacak ya da saptırma yapacak kişi(ler), olsa olsa ya siyasilerden ya da bu konuyla ilgili görevlerde=maaş almakta (haram olsun) olan/lardır.
Ortaya koyacağımız konular ve belgeleri, tümü yol kapsamı içinde kalsa da; yol, köprü, kavşak, dönel kavşak, durak güvenliği, yolcu güvenliği, güvenli trafik akışkanlığı yönetim kötülükleri olacaktır.
İstanbul’ a kısa bakış
İlimiz, ülkemizin “en” ve “ilk” öntakılı “en fazla zenginliğe” sahip, malum; nüfus, milletvekili, vali yardımcısı, ilçe sayısı, (Konya hariç) yüzölçümü, istihdam, üretim, tüketim, sanayi, ticaret, vergi üretimi, günlük yolculuk sayısı, taşıt sayısı, toplu ulaşım ve türleri, bunların taşıtları vd. Bitmedi... Genel bütçeden aldığı pay, kendi bütçesinin fazlasını (% 70) ulaşıma ayırmak gibi “en” leri de var.
Muhtemelen, bünyesinde ilk Trafik Müdürlüğü olan belediye de burasıdır. Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı İBB Ulaşım Koordinasyon Dairesi Başkanı iken (1997-98) ben de danışmanı idim (Başbakan Erdoğan’ın, İBB Başkanlığı dönemiydi, sonra Ali Müfit Gürtuna geldi).
Dolayısıyla, bazı teşkilat yapılarını, dıştakilere göre, kısmen tanımış idim. Yakışıyor mu?
Böylesine sürekli yine “en” li birçok büyük projeler peşinde olan bir ile ve onun Başkanlık yönetimine, bu çarpıklıklar, bu ilde sürekli/Geçici yaşayanlara Yaşatılan eziyetler, Maddi/Manevi Zararlar, ilimizin VE TC mizin genel bütçelerine kötü yansımalar, yaraşıyor mu?
Belirgin örneği vermekle yetineceğim (kaynağımız Sayın Ilıcalıdır): “Metrobüs, yıl bazında en az 650 milyon litre yakıt tasarrufu sağlamıştır...”
Peki bunu ölçüt olarak alırsak, andığımız kötü yönetimlerinin maliyetini bir düşünelim. Bir de bu sebeplerle oluşan sözde kazalar, sosyal suçlar ve acıları/maliyetleri(=trafik magandalıkları)?...
“Ah be İBB!... Bu ne be!?...”
Samandıra/Sancaktepe Şehirlerarası Otobüs Terminaline yakın, benzincinin (Shell) önündeki Dönel Kavşağın resimlerini alıyorum. Tam o sırada aynı kavşakta bir fren cayırtısı ile irkildim, 50 m kadar gerideydim. Baktım ki 2 taşıt, çarpışmaktan zor kurtuldular; biri otomobil diğeri kamyon idi. Otomobil göbekte, kamyon ise Samandıra yönünden-Yakacık yönüne, göbeğe katılmakta idiler. Frenle zor kurtaran, otomobil idi. Kornalarla hiddet gösterileri derken, otomobil kamyonun peşinden seğirtti. Sonucu bilmiyorum. Ancak, trafikte magandalık var, bu yüzden cinayetler var. İş, anlık olmanın ötesine geçiyor, cinayeti planlamaya kadar varıyor.
Bir başka taşıtın sürücüsü, gördüğü manzara karşısında böyle bağırıyordu, en azından, benim duyabildiğim kısmı bu kadardı: “Ah be İBB!... Bu ne be!?...”
Benzinciye girdiğini görünce, hemen koştum, 40 lı yaşlardaki sürücüye kendimi tanıttım ve o sözlerini sebebini sordum.
Cevap: “-Ah be abiciğim; buradan sık sık geçerim, her geçişimde dişlerim gıcırdar, aynı sözleri bağırırım. Kaza do çok oluyor. Atlatılan kaza daha çok tabii ki... Ben de sıkça atlatıyorum. Sen bari sesimi duyur da, buradaki mühendislik hatasını gidersinler!... Burada herkes aynı anda gidiyor, haklı olduğuna inanıyor, karmaşa, kaos var. Böyle de kötü yönetilmez ki... Vergi veriyoruz, rey veriyoruz, yetmiyor ya da ceza gibi zararlarla karşılaşıyoruz. Karşılığımız bunlar mı?”
Dönel Kavşaktaki sorun?
Tesadüfen geçtiğim bu kavşağın ters kural ile yönetildiğini ve buna göre levhalar konuşlandırıldığını, eksikleri ve yanlışları görmüştüm ve resimlemek üzere özel gitmiştim.
Dönel Kavşaklardaki (=göbek) kural; dünyada ve ülkemizde şöyledir: Geçiş önceliği=Yol verilecek taşıtlar, Dönel Kavşaktakilerdir.
İngiltere, şehirlerarası yollarını sinyalizasyon yerine, hep bu tür kavşaklarla yönetir ve kural aynıdır, hiçbir sorunla karşılaşılmaz. Üstelik ben bunu, 70 li yılların 2. yarısından itibaren görmüştüm...
ABD, Kanada, Avustralya gibi bunları çok kullanan –modern trafik- ülkelerinde de kural aynıdır. Şimdi resimler bakalım.
İBB “en” lerden daha küçük, hatta biri en küçüklerden 2 kentimizden resimlerle, anılan İBB kavşağını karşılaştıralım.
Tüm değerli okuyucularıma soruyorum. Haksız mıyım, efendim? Haftaya; Konya’dan ve mevzuattan örnekler...
Şekil 1- Bartın' a, Amasra yönünden girerken bir Dönel Kavşak- Bartın gibi kaç yavru şehir çıkarabilecek İBB'nin, Bartın'dan öğreneceği de varmış demek... Bartın yönetimine de tebrik ve teşekkürler gerekmez mi? Üstelik kesintisiz eğitim, kusursuz uyum tedbirlerini de almış: Belirtme levhalarını kombine etmiş; YOLVER levhasu koymakla yetinmemiş, “soldan gelene=göbeği kullanana yolver” diye ek açıklama levhası koymuş...
Şekil 2- Samandıra -Dönel Kavşağa Yakacık yönünden yaklaşırken, gerekli levhalar yok... Yaklaşım ve Belirtici olanlar... Bartın’ınkinde olanlar gibi...
Şekil 3- Dönel Kavşak ters kural, ters yönetim- Samandıra
Şekil 4- Samandıra terminalinden-dönel kavşağa gelene, göbek’teki yol verecekmiş... Aynı kavşak... Ahmet TÜRKOĞLU