Bu da personel taşımacılığında son derece verimsiz bir taşıma modelini egemen ortaya çıkarıyor. Bize personelini taşıttıran koca koca firmalar akıl vererek hala maliyetlerimizi düşürmemiz gerektiğini söylüyorlar. Çok haklılar maliyetler düşürülmeli. Ancak maliyetleri düşürecek tek aktör, türlü zorluklarla hizmet verme çabası içinde olan taşımacı firmalar mı sadece. Bence değil. 

Her birinin dev satın alma kadroları bulunan ve bizlerle personellerinin taşınması için anlaşan işyerlerine de bazı sorumluluklar yüklenmeli.

Bu bağlamda bir öneride bulunmak istiyoruz; 

Özellikle plaza katlarında veya birbirlerine çok yakın hatta yan yana olan firmalar personellerinin taşınması işini bir araya gelerek ortak satın alma yoluyla çok daha ucuza ve çok daha verimli hale getirebilir, kısa sürede daha yaygın güzergâhlardan servis organize edilebilirler. Yalnızca yapmaları gereken mesai saatlerini ortak bir zaman dilimine uyarlamak ve bu işe birinin önderlik etmesidir.
     
Şöyle düşünün, Maslak’ta yer alan bir plazada irili ufaklı birçok işyeri faaliyet göstermektedir. Her birinde 50 kişinin çalıştığını varsayalım ve o plazada 20 tane işyeri olsun. Her işyeri kendi personelini taşıttırmak için ayrı ayrı servis firmaları ile anlaşarak benzer güzergâhlardan 17 kişilik araç kapasiteli minibüslerle 5-10 kişilik gruplar halinde işyerlerine ulaşım imkanları yaratmaktadır. Neden 5-10 kişilerle seyahat edilmekte? Çünkü daha fazla kişi binerse güzergâhlar uzamakta araçlarda seyahat süreleri artmakta ulaşım kabusa dönmektedir. Ne yaparsanız yapın, işyerinin çalışanlarının adedi ne kadarda olsa İstanbul’un semtlerine yayılmış olacağı düşünüldüğünde, servis aracının personeli toplamak için geniş bir zaman dilimine ihtiyacı olacaktır. Firmalara dikkat edin hepsinin Beylikdüzü’nden, Bakırköy’den, Sarıyer’den, Beşiktaş’tan, Anadolu yakasından servisleri bulunmaktadır ve bu servisler 5-10 kişilerle seyahat etmektedir. 50 kişilik her işyerinin ortalamada en az 5 servis aracı vardır. Plazada 20 işyeri olduğunu varsaydığımızda bu mantıkla 100 servis aracına denk gelmektedir. Oysa tüm plazada yer alan işyerleri ulaşım için bir araya gelse 1000 kişilik bir potansiyele ulaşabilecekler. 1000 kişilik bir personel grubu mantık olarak 50 kişilik bir gruba göre daha birbirlerine yakın oturanlarla eşleştirilebilecektir. Böylece toplama süreleri kısalacağından çok rahatlıkla 15 kişilik gruplarla 67 araçla taşıma yapılabilecektir. 20 işyerinde, çalışan 1000 kişide 33 araç tasarrufu yapılabilir. Tasarruf edilen 33 araç, personelini taşıttıran işyerlerinin taşıma maliyetlerini yüzde 33 ucuzlatır. Bu durum İstanbul’da trafik yoğunluğunun azalması ve beraberinde akaryakıt israfının azalması demektir. Bu potansiyelle daha dolu araçlarla, daha kısa sürede personel toplayarak yola koyulan, neredeyse aynı sokakta, mahallede dolabilen bu vesile ile seyahat memnuniyeti artan bir servis hizmeti de doğacaktır.

Rakamlarla ifade etmek gerekirse sadece Maslak bölgesinde yaklaşık 1000 araç hizmet vermektedir. Ortalama her aracın aylık hizmet bedelinin 2000 TL olduğu, günde sabah akşam 100 km yol yaptığı, bir minibüsün 100 km de 0,40 TL akaryakıt yaktığı varsayıldığında;

Yıllık ciro 24.000.000 TL

Yıllık akaryakıt sarfiyatı 10.080.000 TL olarak gerçekleşir.

Proje hayata geçtiğinde %30 tasarruf sağlansa,
• Maslak bölgesindeki araç adedi 1000 araçtan 700’e düşer böylece 300 araç tasarrufu sağlanır.

• Yıllık ciro 24.000.000 TL den 16.800.000 TL ye düşer böylece yıllık 7.200.000 TL tasarruf sağlanır.

• Yıllık akaryakıt sarfiyatı 10.080.000 TL den 7.056.000 TL ye düşer böylece 3.024.000 TL tasarruf sağlanır.

Bu örnek yalnızca Maslak bölgesi için verilmiştir. Diğer bölgelerde de bu tür verimlilik sağlayacak birleştirmeler yapılsa çok ciddi bir tasarruf ortaya çıkar. 


Bazen çok mu zenginiz diye düşünüyorum. Neden bunu uygulamıyoruz?

İSTAB Yönetim Kurulu Başkanı
Hakan ORDUHAN