Futbol, Ticaret ve Başarının sırrı
Futbol ve ticaret bilhassa 3 Temmuz 2011 tarihinden sonra Futbol Ekonomisi vurgusu da yapılarak yazılı ve görsel medya ve ilgili herkesin gündeminde.
Olumsuz haberlerin çok daha fazla yer alması üzerine geçen hafta içinde Futbol Federasyonu Başkanı ve aynı zaman da medya patronu Sayın Yıldırım Demirören’nin aşağıdaki beyanatı ile medyaya özeleştiride bulunarak gerçekleri görmeye davet etmiş.
Demirören, futbolun içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarılabilmesi için bütün kesimlere görev düştüğünü belirterek özellikle medyaya seslenerek şunları dile getirdi: "Aynı zamanda bir gazete patronu olarak bende biliyorum ki, medyada sadece kötü haberler para ediyor. Ama futbolla ilgili olarak sürekli bunu yapmaktan vazgeçmeliyiz. Tam tersine futbolun güzelliklerini ön plana çıkarmak ve onları gündemde tutmak hepimizin çıkarınadır. Öteki türlüsü sürekli yapılıyor ve insanlar futboldan soğutuluyor. Bugün yaşadığımız durum budur. Biz el ele vererek futbola oları ilgiyi ve sevgiyi yeniden yukarılara çıkarmak zorundayız. Bu hepimizin çıkarınadır. En çok da medyanın yararınadır. Her gün kötülenen bir şeyi kim seyretmek, okumak ya da dinlemek ister. Bu konuda artık gerçeği görmeliyiz."
Tabii en önemlisi Ülke Ekonomiz in medyada yer alması konusu; Sabah akşam işe gidiş gelişlerde dinlediğim haber içerikli radyo kanallarında, Televizyon kanallarında ve yazılı basındaki yorum, görüş ve yazıların çoğunluğu olumsuzluk üzerine ve malumun ilanı olduğuna hepimiz gibi şahit oluyorum.
Sayın Yıldırım Demirören’nin yukarıdaki paragrafındaki bazı kelimelerin yerlerine ticaret terimlerini yerleştirerek aşağıda tekrar sunuyorum.
"Aynı zamanda bir gazete patronu olarak bende biliyorum ki, medyada sadece kötü haberler para ediyor. Ama Ekonomi ile ilgili olarak sürekli bunu yapmaktan vazgeçmeliyiz. Tam tersine Ekonominin güzelliklerini ön plana çıkarmak ve onları gündemde tutmak hepimizin çıkarınadır. Öteki türlüsü sürekli yapılıyor ve insanlar Ticaretten-alışverişten soğutuluyor. Bugün yaşadığımız durum budur. Biz el ele vererek Ticaret’e olan ilgiyi ve güveni yeniden yukarılara çıkarmak zorundayız. Bu hepimizin çıkarınadır. En çok da medyanın yararınadır. Her gün kötülenen Ekonomik ortamda kim alışveriş yapmak-yatırım yapmak-reklam vermek ister. Bu konuda artık gerçeği görmeliyiz."
Yeğenim Başak blogunda oğlu Çınar için oluşturduğu ‘’MİNİK ADAMIN MACERALARI’’adı altındaki anılarında yer alan yukarıdaki yazılanlara olumlu katkı sağlayacağına inandığım anekdotu paylaşarak yorumu ve takdiri sizlere bırakıyorum.
Başarının sırrı;
Bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar. Ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş.
Sadece su sesler duyulabiliyormuş: "Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!" Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece birkaç tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.
Seyirciler bağırıyorlarmış: "...Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!.." Sonunda, kurbağaların bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Sevgi ve Saygılarımla.
Ertuğrul Tarhan
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.