Otomotiv sektöründe bir taraftan krizler devam ederken araç sahibi olmak, hem maliyet hem tedarik sıkıntısından dolayı son derece zor hale geliyor. Sektörün son gelişmelerini değerlendiren İbrahim Aybar yeni krizlerin haberini verdi. Çip krizinin ardından şimdi de Magnezyum krizi gündemde. Otomotiv sektörü için mübarek ay olarak görülen Aralık ayının bu yıl beklentileri karşılamayacağını belirten Aybar Çin’e bağımlıkta gelinen son noktayı şöyle değerlendirdi:
“Magnezyum krizi önemli. Alüminyum alaşımlarının en önemli maddesi magnezyum ve ne yazık ki magnezyumun %87'si Çin’de üretiliyor. Çin'deki enerji fiyatlarının artması ve maliyetlerinin dayanılmaz hale gelmesi üretimi %50 azalttı. Dolayısıyla toplam üretim ciddi şekilde düşmüş oldu. 2001'de beri başlayan bu süreçte Çin’e bağımlı olmanın nereye geldiğini net şekilde görüyoruz. Yarın başka bir tehlike de bizi bekliyor. Lityum çok büyük tehlike olacak çünkü artık otomobil teknolojileri elektrik motorlu ve tamamen otonom sürece doğru dönüyor. Bolivya ve Afganistan’da bir miktar rezerv olsa da çoğunluğu yine Çin’den temin ediliyor. Şimdi yarın bir gün benzer bir sorunla Çinlilerin lityum rezervlerindeki üretim faaliyetlerini kesmesi halinde bütün dünyanın üretiminde bir kez daha sorun oluşacak. Bütün markaların buna çok dikkatli olması, uzlaşı ile bu işleri yönetmeleri lazım. Ticaret savaşları gibi çözümlerin sonucu nereye getireceğini magnezyum krizi bizlere gösteriyor.”
10 ELEKTRİKLİ ARAÇ İZMİR’DE PAYLAŞIMA SUNULDU
Elektrikli araçların hayatımızdaki yeri giderek genişliyor. Buna en son ve etkileyici örneklerden biri de İzmir’den geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A.Ş ile birlikte dünya çapında bir ilki başlattı. Bu ilk defa İzmir'de başladı ve elektrik motorlu, tamamen çevreci bir otomobil filosu İzmirlilerin hizmetine sunuldu. İzmir'de artık istedikleri zaman kullanıp istediğin zaman bırakacakları bir filoya kavuştular. Bu sayede hem istemedikleri takdirde otomobil maliyetinden kurtulmuş hem İstedikleri kadar kullanmış oluyorlar.
Paylaşımlı elektrikli araçlar ve çevre dostu uygulamalar hakkında Radyo Trafik’e konuşan İZELMAN A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Akyarlı, süreçten gurur duyduklarını belirterek, araç sayısını önümüzdeki yılın sonuna kadar 10’dan 30’ye çıkarmayı planladıklarını belirtti.
Akyarlı, “İzmir gerçekten Tunç Soyer'in vizyonu sayesinde çevre konusunda kaygılı ama bu kaygıyı eylem planlarıyla uygulamaya döken somut uygulamalar yapan bir şehir. Mesela bir başka tarım mümkün sloganıyla bu iklim krizinin tarımdaki olumsuzlukları ile mücadele eden bir yaklaşım söz konusu, yeşil mutabakat dediğimiz mutabakatı imzalayan bir kent İzmir. Sürdürülebilir kentsel gelişim diye bir yapının Türkiye'de sekretaryası yapılan, yine raylı sistemler ve elektrikli otobüslerde toplu taşımayı destekleyen bir kent. Bütün bunların hepsinin içerisinde bu bakış açısı içerisine biz de İZELMAN olarak elektrikli araçlarla katılma düşüncesine geldik. 50 elektrikli aracımız var, bunların 40’ı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ve iştiraklerinin yöneticileri ve çalışanları tarafından kullanılan araçlar. 10 aracı da dünyada ilk defa bir paylaşım sisteminin paylaşısı olarak hizmete sunduk. Bu gerçekten bizi çok onurlandıran, gururlandıran bir süreç. Bu 10 araç paylaşım sistemi içerisinde aplikasyonlardan uygulamalardan rahatça erişilebilir olacak.” dedi.
OTOPARKLAR PAYLAŞIMLI ARAÇLARA ÜCRETSİZ VE ÖNCELİKLİ PARK HAKKI VAR!
Otoparklarda paylaşım sistemi için ayrılmış özel yerler olduğunu belirten Akyarlı, paylaşım aracından otopark ücreti alınmadığını artı paylaşım aracı olmasa da elektrikli araçların da %50 indirimli park edebildiklerini belirterek şunları söyledi: “Oraya gelen kullanıcılar öncelikli olarak park yapma hakkına sahipler. Çünkü biz bunun yaygınlaşmasını istiyoruz. Şu anda 10 araç sistemde fakat biz bunu önümüzdeki yılsonunda en az 30 araca çıkarmak istiyoruz. Paylaşım ekonomisine ait otomobiller İZELMAN otoparklarını ücretsiz kullanabiliyorlar. Paylaşım aracı olmasa da elektrik motorlu bir otomobil İZELMAN otoparklarında yarı yarıya ücret indirimi alabiliyor. İnsanlarımızı ve çevreyi koruyan, trafiği rahatlatabilen ve daha verimli bir şehir hayatı sağlayan çözümlere pozitif ayrımcılık var. Bütün kapalı otoparklarımızda elektrikli araçların hizmet alabilmesi için şarj istasyonları yapmaya başladık, Yani otoparklara geldiklerinde araçlarını şarj edebilme olanağına da sahipler. Şu anda otoparklarımızın %70’i bu alana sahip ama yılsonuna kadar tamamında olacak.”
20 TL’YE 400 KM YOL!
Teknoloji ile otomotivde sürdürülebilir ve daha ulaşılabilir hizmetler hayatımıza girmeye devam ediyor. İzmir’de halkın paylaşımına sunulan elektrikli araçlar hakkında bilgi veren Aybar, özellikle ücretlerin uygunluğunun öğrencileri çektiğini belirterek şöyle konuştu: “Elektrik motorlu otomobiller yaklaşık 400 - 450 km bir menzile sahip. Şarj olduktan sonra ortalama 50-60 km dolaşmayı sağlayabiliyor. Yaklaşık 40-45 kuruş kilowatt saati üzerinden hesaplanırsa bir aracın dolumu yaklaşık 20 TL oluyor ve bu paraya da bu kadar uzun mesafe gidilebiliyor. Hiçbir yerde bir fosil yakıtlı içten yanmalı motorlu araçla, bu kadar ucuza bu kadar km yapma imkânı yok. Bu da elektrikli araçların, fosil yakıtlı otomobillere göre 3-4 katı daha ucuza işletilebildiğini gösteriyor. Bu da özellikle gelir düzeyi nispeten daha kısıtlı olan öğrencilerimizin rahatlıkla o otomobilleri kullanabilmesine de imkân veriyor.”
PAYLAŞIMLI ARAÇLAR NASIL KULLANILIYOR?
Bir araç kiralama uygulamasına entegre olan elektrikli araçların uygulama üzerinden kolayca erişilebilir olduğunu belirten Akyar süreci şöyle anlattı: “Araçlara her yerde olduğu gibi bir aplikasyon üzerinden erişiliyor. Çevrelerinde en yakın da nerede bu aracı bulabileceklerini görüp ona ulaşabiliyorlar. Aplikasyonda tanımlanan adımları yaparak araç sahipliğini geçici olarak elde ediyorlar. Kullandıkları zamana bağlı olarak bir ödeme doğuyor bu ödeme onların kredi kartından tahsil edilmek suretiyle alınıyor ve sonuçta da yine kullanımları bittiği zaman tanımlanan adımları yapıp aracın durumunu gösteren fotoğraflar çekerek, aracı teslim aldıkları ve teslim ettikleri durum arasında bir sakınca, olay ya da bir kaza olmadığını ortaya koyarak bırakıyorlar. Çağımızda akıllı telefonları çok etkin kullanan gençlerimiz için son derece kolay bir işlem. Tabii ki nesiller de buna alışmaya başladı yavaş yavaş. İnsanların elektrikli aracı denemelerini öneririm, bu deneyimi ben yaptım. Gerçekten inanılmaz bir keyif veriyor. Önünüzdeki araca yaklaştığınız zaman uyarı var, arkanızdaki araçlarda yaklaştığı zaman uyarı var şerit değiştirdiğiniz zaman size uyarı var yani akıllı araç olmaya yönelik dijitalleşme ile ilgili tüm uygulamalar var bu araçlarda. Bir kere dedikten sonra artık bunun tiryakisi olacaksınız. Özel otopark alanları haricinde de yasal olarak park etme hakkına sahip oldukları her yere bırakabilirler, yani o otoparklara bırakmak zorunda değiller. Konum belirleme sistemlerinin getirdiği olanaklarla bu saklanabiliyor ve bir sonraki aşama için o yer tanımlanarak bir sonraki kullanıcının erişimine sunuluyor.”
ARAÇLAR SİGORTA KAPSAMINDA
Paylaşımlı araçları kullanacak sürücüler için olası bir ihtiyaç halinde sigorta devreye giriyor, araç kiralama sistemlerinde olduğu gibi sürücü hatası tespit edilirse maliyet sürücüye yansıyor. Aybar, sitemi şöyle anlattı: “Araçlar sigorta kapsamında, işletici tarafından güvence altına alınmış vaziyette tabii ki sürücülerimiz kendileri de koltuğu işgal ederek o sigorta kapsamı içerisine girmiş oluyorlar. Ancak orada yapılan bir kaza eğer sürücü kaynaklı ise elbette bu yapılan tespitlerde sürücünün mali olarak üzerine kalıyor, ona dikkat etmek lazım. Trafik kurallarına duyarlı ve gerçekten saygıdeğer toplum bireyi zaten bu konularda sorumluluğunun bilincinde oluyor. Dikkat etmek gerekiyor, araç kiralıktır, dakikalık kullanım için alınmıştır ben istediğimi yapayım bırakayım gibi bir mantık olmamalı. Ama güvencesi tamdır, bütün araçlar kasko sigortası ile birlikte müşterilerin hizmetine sunulmuş vaziyettedir.”