“Mayıs 2012’de en fazla ihracatı 1 Milyar 657 Milyon 833 Bin dolarla otomotiv endüstrisi gerçekleştirdi. Türkiye ihracatından % 14.03 pay alan otomotivin geçen aydaki ihracatı 2011 yılı aynı ayına göre % 0.15 oranında arttı” diyor haber.
Azıcık argo konuşalım mı? İhracat yapamaz, ürettiğini başka memleketlere satamazsan “küllüm” olursun arkadaş. Küllüm ne demek? Bakınız rahmetli babamın “Türkçenin Büyük Argo Sözlüğü”
Yani Portekiz gibi, Yunanistan gibi sadece turizme konyağa şaraba bağlı kazanç elde eden bir ülke, önünde sonunda yine bir otomotiv deyimiyle “pert” olur. Tüm ülke ihracatının yüzde 14’ünü getiren otomotiv sektörünün ağırlığı da daha büyük olmalıdır. OSD ve ODD bu konularda elinden geleni yapıyor zaten ama hedefi hep yukarıya taşımak gerek. “Sky is the limit”, yani sınır gökyüzü, sonsuzluk...
Peki, nasıl ihracat yapılabilir bir başka ülkeye? Çok kaliteli üret, çok iyi pazarla, o ülkeye ait yaklaşımları, görgü kurallarını bil, sattığın ürünün arkasında dur, satış sonrası hizmetlerini doğru ver yeter.
İhracat yapabilen bir ülke kolay kolay topu dikmez, bu sebeple ihracat kanalları tıkalı ülkeler sıkıntıya düşmeye mahkûmdur.
Türkiye bir otomotiv ülkesidir ve dünyada ihracat yaptığı ülkeler nispeten daha geride kalanlar, gelişmekte olanlar değildir sadece. Avrupa’ya Amerika’ya satılıyor ürünlerimiz. Örneğin İtalya’ya ve Fransa’ya en çok otomotiv ihracatı yapıyoruz bu az iş değildir.
Otobüslerimiz, minibüslerimiz, minivanlarımız, kamyonet – kamyonlarımız, dorselerimiz tüm dünyada acayip rağbet görmekte, gurur duymalıyız. Gittiği ülkelerde bayrağımızı dikiyor bu araçlar. Türk markası deyip duruyoruz, ticari araçlarda zaten bu konuda aldığımız upuzun bir yol var. Bunu da görelim. Bu ülke özgün tasarım yapıyorsa, dünya devlerinin sahne aldığı platformlara gönül rahatlığıyla çıkıyorsa geleceğe güvenle bakabiliriz.
Ünlü reklamcı Leo Burnett ne diyor? “Elini her zaman yıldızlara uzat. Elde edeceğin her zaman bir yıldız olmasa bile bir avuç çamur da olmayacaktır."
Geleceğimize güvenelim, hedeflerimizi büyük koyalım, çalışmaya devam edelim.
Uluğ AKTUNÇ