TBMM içindeki 4 parti Türkiye’nin yeni bir anayasa ya ihtiyacı olduğunu tespitini yaparak çalışmalara başladılar 4 partinin uzlaşarak 3 er kişiden oluşan anayasa komisyonu kurdular.
Zaman zaman değişen bölümleri olsa da darbe döneminden kalma tam demokratik olmayan kısmi değişikliklerde yeterli olmayan onun için yeniden yazılacak bir anayasaya ihtiyaç olduğu kesin. Yapılacak bu anayasanın daha katılımcı, daha demokratik toplumun her kesimine cevap verebilecek tüm kesimlerin uzlaşarak yazacağı bir çalışma olması gerektiğinden; bundan aylar öncesi tüm Türkiye’ye “Yeniden yazılacak bu anayasaya nasıl katkı sağlanır, her kesim her kurum görüşlerini TBMM oluşan anayasa komisyonuna göndersin” denildi. Katılımcılık acısından fevkalade doğru bir uygulamadır.
Bu komisyona tam 78.000 kişi kurum ve kuruluş öneri göndermiş, bu ciddi bir katılım. Devletin içindeki hemen hemen tüm kurumlar kendi taleplerini bildirmiş, her kesim kendini görevli hissetmiş ve bir çalışma yaparak katkıda bulunmuş. Kimler yok ki il ve ilçe belediyeleri, tüm meslek odaları, barolar, borsalar, hemen hemen tüm sendikalar, cevre dernekleri, insan hakları dernekleri, meslek birlikleri, federasyonlar, konfederasyonlar, hatta yöre dernekleri, kültür sanat dernekleri, inanç dernekleri,spor kulüpleri yani her kesim anayasa konusunda kendi görüşlerini derlemiş ve bildirmiş.
Tüm kesimler bunları yaparken biz de tabiî ki Türkiye de 15.000 yakın özel halk otobüsü işletmecisi olarak böyle bir çalışma yapabilirdik. Bizlerin görüşleri de orada değerlendirilirdi. Şirketlerimiz var, esnaf odalarımız var, üst kurum ve kuruluşlarımız var hiçbir çalışma yapılmadı. Başarılı yöneticilik böyle zamanlarda ortaya çıkar gündemi takip eder, eline gelen her fırsatta sektörün sorunlarını çözümüne katkı sağlar ama olmadı. bu konuda da sınıfta kaldık maalesef…
Türkiye özel halk otobüsler birliği bir anayasa sempozyumu düzenleyerek bu konuda bir metin oluşturabilirdi. Zaten özel halk otobüsünün yasalardaki tanımı ile ilgili sıkıntılarımız var. Çözmek için yıllarca çabaladık meslek odası olan bir mesleğin tanımı olmamasına dikkat çekilmeliydi. Mutlaka Türkiye’nin bir toplu taşıma yasasına ihtiyaç var, bunu üstüne basa basa belirtmeliydik. Anayasa değil, ama daha sonra oluşturulacak kanunlara bu ÖHO tanımı ve toplu taşıma yasasını konması için iyi bir çalışma olurdu. Her zaman ki gibi yine geç kaldık. Gene treni kaçırdık. Bu fırsatlar her zaman gelmez iyi değerlendiremedik maalesef…
Göksel Ovacık