Taksim’deki Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarın 3 metrelik kısmı, Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkıldı. 27 Mayıs 2013 tarihinde ise Taksim dayanışma grubu adı altında 40-50 kişilik bir grup eylemlere başladı.
Aradan geçen 25 gün içinde ise milyonlarca lira zarar oluştu. Elbette insanlar demokratik haklarının gereği protesto edecekler, eylemlerde bulunabilecekler, ama bu direnişler sessiz direniş olursa desteklenir. Bunu bende desteklerim. Lakin demokratik hakkım diye taşkınlık yapılırsa, kırmak-dökmek, yakmak olursa ki bu da desteklenmez…
Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan bu olaylar, bir çok esnafı mağdur durumda bırakmıştır. Demokratik hakkım diye hak aranırken, başkasının da hakkına tecavüz edilmez. Çıkan olaylar nedeniyle toplu taşıma esnafı mağdur olmuştur, gideceği yere ulaşamayan yolcu mağdur olmuştur, Otobüsçü, taksici, dolmuşçu esnafı bu işten büyük zarar görmüştür.
Avrupa yakasında çalışan toplu taşıma otobüslerinin yüzde 30-35’i Taksim hattından geçmektedir. Olayların başlamasının ardından yolların kapanmasıyla birlikte bu hattan geçen otobüslerin büyük bir bölümü çalışamamıştır. Daha sonra çalışmaya başlayan otobüsler ise; metrobüs ve Beşiktaş’tan dönüş yapmak zorunda kaldı. Bu da yolcunun gideceği yere ulaşamamasının mağduriyetini ortaya koydu. Öte yandan sefere çıkan otobüsler, kapanan yollarında vermiş olduğu trafik sıkışıklığı ile saatlerce yolda kalarak daha fazla yakıt tüketmesine neden oldu. Dedik ya; Taksim-Beşiktaş’ı biber gazı, esnafı ise egzoz gazı yaktı diye… İşte esnafın kazandığı para, egzozlardan çıkıp gitti, büyük bir mağduriyet oldu. Hâlâ Taksim’e ne önden ne de arkadan hiçbir araç çıkmıyor.
Özel halk otobüsü işletmecilerinin şuandaki zararı yüzde 40’tır. Bu hak edişlerin ödendiği gün daha da net olarak görülecektir. Evet, gelir yüzde 40 azaldı. Kazancında büyük bir bölümü egzozdan havaya gitti. Hükümet, Taksim olayları nedeniyle mağdur olan esnafın zararını karşılayacağını söylüyor. Özel halk otobüs işletmecileri bu karşılamanın neresinde olacak? Şayet, devlet esnafın zararını karşılamayacak ise, o zaman İETT özel halk otobüs işletmecilerinden en azından bir- iki ay rüsum almayarak finanse etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yeni araç sahibi ortalama 600 TL, eski bir araç sahibi ise 3000 TL İETT’ye rüsum bedeli ödüyor. Buna birde akbil aidatları ve cihaz kullanım bedelleri eklememiz gerekiyor. Esnafın büyük bir bölümü yeni araç ile çalışıyor. Bu araçlarda kredi ile alınan araçlar. Esnafın kredi taksiti ise ortalama 7-8 bin TL. Erguvan renkli otobüslerin aylık kredi ödemeleri ise ortalama 13 bin TL.
Sonuç olarak Taksim Gezi Parkı olayları özel halk otobüs işletmecilerini ciddi oranda zarara uğratmıştır. Devlet desteği ve İETT finansmanı konusunda başta TÖHOB başkanı olmak üzere İstanbul’daki özel halk otobüsü şirket yöneticilerine büyük görev düşüyor. Gidin, esnafın yaşadığı sorunları hem hükümete hem İstanbul Valiliği’ne hem de İETT Genel Müdürü’ne anlatın. Esnaf için destekleri alın ve sıkıntıdan kurtarın. Sıkıntılardan uzak, huzurlu ve mutlu bir Türkiye temennisiyle hoşça kalın.
Göksal PURTULOĞLU