İstanbul’da en büyük sorunların başında trafik çilesi gelmektedir. Günümüzde her gün ortalama 500 yeni araç trafiğe çıkıyor. Buda ortalama günlük 3 Km yol yapımı demektir. Sorun belli, çözümü ise İstanbul halkı.
2004 yılında hatırlayacağınız üzere İETT, vatandaşı toplu taşımaya özendirmek için bir projeye imza atmıştı. Eski otobüsler Bursa’da yeniden elden geçirilip, karoseri yenilendi. Koltuklar kondu. Ve bu şekilde E Otobüs uygulaması başladı. Yeni duraklar belirlendi. E Otobüs projesinde ayakta yolcu taşıma yasaktı. İnsanlar, oturarak seyahat etti. Ancak projede hedeflenen başarı elde edilemedi.
İstanbullu, İETT ve özel halk otobüslerinden şikâyetçiydi. Otobüslerin zamanında durağa gelmemesinden tutunda araç personelinin yolcuya kötü davranmasına kadar bir çok konuda şikayet vardı. İETT araçlarındaki “şoför akbili” kalktı. Biletçiler kaldırıldı. Kısmi de olsa havuz sistemine geçildi. İstanbul Kart uygulaması başladı. Hem İETT hem özel halk otobüsü personeli eğitimden geçti. Ve otobüsler artık zamanında durağa gelmeye başladı (trafik yoğunluğundan kaynaklanan sorunu göz önüne almazsak.)
Yukarıda da belirttiğim gibi; sorunun çözümü İstanbul halkı dedim. Gelin bu konuda ne yapabiliriz bir ona bakalım: İstanbul trafiğini kapalı defans oynayan bir futbol takımına benzetiyorum. Yoğunluk hep merkezlerde toplanmış, kenarlara hiç açılmıyor. Kanatlara açılmadığı içinde aşırı derece de trafik yoğunluğu oluşuyor. Bu yoğunluk nedeniyle de trafik sıkışıyor. Trafik sıkıştığı için İETT ve özel halk otobüsleri servislerine yetişemiyor. Servislere yetişemediği için insanlar otobüslerin azlığından şikâyet ediyor. Aslında otobüsler az değil. Otobüsler kalkış saatine yetişemediği için seferler aksıyor. Trafik sorunun çözümü toplu taşımadır. Vatandaş bu konuda anlayış gösterecek ve gitmek istediği yere özel otomobiliyle değil, İstanbul Kart’ını kullanarak toplu taşımayla gidecek.
Avrupa’ya gidenler iyi bilir. Trafikte özel otomobili pek göremezsiniz. İnsanlar gidecekleri yere ya raylı sistemle ya da lastik tekerlekli toplu taşıma araçları ile giderler. Otomobiller ise ya evlerinin önünde ya da garajlardadır. Bizde ise rahatımıza düşkünlüğümüz nedeniyle tam tersidir. Daha önceleri otobüslerin eskiliğinden ve zamanında duraklara gelmediğinden şikâyet edilirdi.
Bugün ise artık İstanbul’da çağdaş bir toplu taşımacılık sistemi var. Otobüsler teknoloji harikası. Avrupa’da bile olmayan bu konforlu otobüsler ile bugün İstanbul’da ulaşım hizmeti veriliyor. Gelin aracınızı bırakın, İstanbul Kart’ınızı kullanın ve trafik sorununu hep birlikte çözelim.
İnsanlarımız yağışlı havalarda şemsiye ile dışarı çıkacağına araçlarıyla dışarı çıkıyor. Şemsiye yerine araç kullanıyor. Maalesef böylede bir toplumuz. Bu şekilde özel otomobiliyle dışarı çıkan herkes trafiğin sıkışmasına neden oluyor.
Servis Araçları da Sorun
Özel otomobillerden sonra İstanbul’da trafiği en çok etkileyen faktör servis araçlarıdır. Sabahları İstanbul’da fazla trafik olmaz. Akşamları daha çok yoğunluk yaşanır. Sabah ki trafik hareketli trafiktir. Akşam ki ise duran trafiktir. Servis aracı yolcusunu alır, işyerine yolcusunu bırakır ve akşam saatine kadar yol kenarlarında park edilip beklenir. Bu da yolun daralmasına neden oluyor. Tabi bu servisçilerin mi suçu? Biraz onların, biraz da yetkililerin suçudur. Oysaki merkezi yerler belirlense ve bu araçlar merkezi yerlere çekilse trafik sıkışıklığına neden olmaz.
Duraklara EDS!...
Öte yandan minibüsler ve ticari taksilerin de durakları meşgul etmesi İETT ve özel halk otobüsçülerine büyük sıkıntı yaşatmaktadır. Bu konuda defalarca yazdık, çizdik. Tekrar üstüne basa basa söylüyorum: Otobüs duraklarına EDS (Elektronik Denetleme Sistemi) konmalıdır. Taksi ve minibüslerin otobüs duraklarını işgal etmesi, otobüslerin duraklara yanaşmasında ve yolcu indirip bindirmesinde sıkıntı yaratıyor. Ayrıca otobüslerin zamanında duraklara girip çıkamaması nedeniyle de otobüs seferlerinde aksamalar meydana geliyor. Minibüs ve taksicilere karşı değilim ancak otobüsün önünde seyreden bir minibüsün ne zaman ne yapacağını otobüs şoförü kestiremiyor. Bir taksinin ne yapacağını kestiremiyor. Yol kenarındaki bir kişi kafasını karışa, minibüs duruyor, Taksi duruyor. Oysaki bunların bir durakları olsa, bu tür aksaklıklar meydana gelmeyecek ve trafikte sıkışmayacak. Bunun içinde otobüs duraklarına EDS ile denetlemenin daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim.
Daha horoz ötmeden direksiyon başına
ÖHO şoförleri erken girer yaşına
Kural böyle işliyor öndeki yolcu kapar
Arkadaki durur mu yanlış yollara sapar.
Kamu hizmeti güzel, amaç para olmazsa
Kimin hoşuna gider akşam kese dolmazsa
İstanbul trafiği on iki metre araç
Saatte geç kalmışım polis amca yolu aç.
Kadıköy Arnavutköy, Hisarüstü Etiler
Yolcusu bir başkadır, hepsi çok efendiler
Halkın çoğunun ömrü otobüste geçiyor
Araçlara binerken klimalı seçiyor.
Şoför bey inecek var sakın geçme durağı
Gözlerimde sorun var göremiyom uzağı
İstanbul yolcuları sanki birleşmiş millet
Tarzanca konuşuruz dilim dönmüyor illet.
Direksiyon başına şoför kaldı yalağız
O kadar soru var ki lazım ona kılavuz
Çıktı havuz modası kurtulduk yarışmaktan
Yolcular rahat etti koltuğa yapışmaktan...
Göksal Purtuloğlu
purtuloglu_61@hotmail.com