Önceki hafta, Bakanlar Kurulumuzun bir kararını ve bunun açıklamasını, sizlerle paylaşmıştık ve başlık şu idi: “Kar küreyici+tuzlamacı olmayan otobüslere yol yasak!”
İçerikte de otobüslerin, karda/buzda kazalanmaları, toplu taşıma=toplu trafikzede ile karşılaşılması sonucu – vatandaşlardan gelen bir isteğe dayanılarak- bu kararın alındığı ifadelendirilmekteydi. Bu, gerekçe de sayılmaktaydı:
Vatandaşlarımızdan gelen toplu isteklerde özetle şöyle denilmektedir:
{Devletimizin imkânları kısıtlıdır. Yollarda kar ve buz mücadelesi yapmak, hem gücünü aşar, hem de görevi değildir.
Otobüs yolculukları da kaçınılamaz zorunluluklarımızdandır. Ancak, otobüslerin bu halleriyle yola çıkmaları da çok tehlikelidir ve bazı yolculuklar yarım kalmakta, bazıları hedefe değil, öteki dünyaya varabilmektedirler.
Tüm bunları önlemek, otobüslerin ve yolcularının selâmetle yerlerine erişebilmeleri için, otobüslerin yeni donanımlara ihtiyaçları vardır: Kar küreme ve tuzlama düzenekleri.
Bunların, tüm otobüslere zorunlu kılınmasını ve bunlara sahip olmayanlara, -yola çıkma yasağı- konulmasını arz ve talep ederiz.} (Bunun, sanal –uyduruk- bir haberdir, ama devlet âdeta – “kendi yolunu kendin aç/bul” demeye gelen bir umursamazlık, kaytarmacılık içinde diye açıklamalar da yapmıştık.)
Devirmeye rağmen aferin?
Aşağıda, 47 yolcusuyla devrilen bir otobüs haberi var (04 Mart 2012, Haber7, Patnos-Ağrı) : Sefer: Van-Artvin.
Oluşumu: Yolun buzlu olmasından, kayarak yan yatmak.
Anlaşılan o ki; devletimizin orada da –yolu açık, kullanılabilir, tehlikesiz tutmak- görevi yoktu ve bu yüzden öyle bir eylemde bulunmamıştı. Belki de böyle bir eylemi –gayrı meşru- saymıştı... Devletin, gayrı meşruiyetle ilgisi olur mu hiç? Kar ve fırtınanın yolu kapattığını ifade eden otobüs sürücüsü M.A.Ç.; "Görüş mesafemiz 3 metre. Kar ve fırtına yolları kaybetmiş. Karayolları çalışma yapmamış.
Kendi yolumuzu kendimiz belirliyoruz. Yetkilileri, bu yolların temizlenmesi ve bakımı için görev başına davet ediyorum” dedi.
İyi ve örnek otobüsçü budur işte!
“Aferin!” de işte burada! -Kendi yolumuzu kendimiz belirliyoruz!-
Kaptan Efendi; bizden sana öğütler:
1- Yolunu kendin açmaya/bulmaya devam.
2- Devleti göreve çağırmaya: DUR! Diline/başına bi’ şi’ gelmesin!..
Ahmet TÜRKOĞLU