Sayın Başbakanımızın, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlarımızın dikkatlerine sunulur. Kaza Tutanağının, yolu 8/8 "kusursuz" belirtmesine karşı, aynı yolu bilirkişi 3/8 kusurlu buldu.
TOFED, otobüsçüsünün KAZA SONRASI HUKUKUNDA ve KAZA ÖNCESİ HUKUKUNDA iyi şeyler başarıyor mu, sizce de?
Birlikte inceleyelim.
Olay: Otobüs, dereye uçmuştur(10.07.2012)
Kaza Tutanağı(!) : “Sürücü 8/8 suçludur!” (=Yol kusuru yoktur)
Bilirkişi raporu : “Yol 3/8 suçludur!” (= %45)
Sürücü kusuru yarıya yakın indi! (%55)
Hatırlarsınız; makalemiz şöyle idi: “Katil Yol+Katil Kavşak+Katil Köprü=Suçlu Şoför!”
İstanbul yönüne giden bir otobüsümüz, Oltu-Tortum arasındaki Aksukapı Kavşağına geldiğinde, önünde duruş yapan TIR’a çarpmamak için,“T” kaşağın sağ yönüne kaçmak istemiş, köprü üzerindeki gereksiz yarığın korkuluklarına savrulup çarptıktan sonra, köprü dış kenarının karşısında kalan parmaklıklarını yırtarak 4-5 m aşağıdaki dereye uçmuştu.(7 ölü, 39 yaralı)
Gidip, olay yerini inceledik, görüntüledik, sabıkalarını da öğrendik; Bu nokta; son 4 yılda 28 ölümlü kaza üretmişti.
Yol: 14 km’lik bir inişte, tepede bir (Tehlikeli İniş 14 km) uyarı levhası, bazı yerlerde viraj ve bazı yerlerde hız kısıtlama levhaları vardı.
Olmayanlar: Tehlikeli İniş levhasının 2-3 km de bir tekrarı, virajlar için hız sınırlaması, bariyer (sadece pek az yerde vardı, yetersizdi), İmdat/kaçış/frenleme rampaları(affedici yol özelliği).
Kavşak:
1- Ardahan-Tortum yönü daha işlek trafikli olmasına rağmen, bu yöne “DUR” konulmuştu. Sürekli rampa inenlerin durma güçlükleri de doğuyordu ve acı olaylarda bunun katkısı büyüktü.
2- Bu yönden, Tortum’a dönüş, bir viyadükle, alttaki yoldan ayrılmalıydı, bunun tırmanışı da frenleme tesiri yapacaktı.
Köprü: Yukarıda anlattık.
Biz, otobüscümüzle; 8-9 gün sürekli delil toplama, tespitleri (delil karartma=yeni levha ekleme), Tespit Davası açmak, Savcı, Kaymakam, Bölge Trafik arasında ziyaret çalışmaları yaptık, durumu anlattık.
Savcımız(Mevlüt Bey olarak hatırlıyorum), sağolsun, üniversiteden uzman istedi, raporlattı: “Yol, bu olayda 3/8 kusurludur!” Ona ve uzmana (Doç. Dr. Ahmet Tortum) teşekkürler.
Sayın Başbakanımıza, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlarımıza derin saygılarımızla ve yüksek alarmlarımızla duyurulur!
Katil Yol+Katil Kavşak+Katil Köprü=Şoför Suçlu! -2
Bu delil karartma; bizden sonrasına yararlı da, KAZA SONRASI HUKUKUMUZ kaynamasın!...
Önceki aynı başlıklı yazımızdaki olay, hatırlarsınız; 10.07.2012 de Tortum-Artvin-Ardahan “T” şeklindeki “ÖLÜM KAVŞAĞI” namlı yerdeki otobüs faciasının oluşumu ve sonrası idi. Firmanın değerli sahiplerinden T.K. ile Kaza Sonrası Hukuku için süreç başlatmak için resimlemeler yaptık. Tortum’daki tüm adli ve idari makamları dolaştık. Bu “Katil Üçlü” nün durumunu, yanlışları, eksikleri anlattık.
Mevcut durumun mahkemece de tespiti için açtığımız davada, bilimcilerce tespiti beklerken, Karayollarımızın da eksiklerini gidermek düşer aklına...
Çünkü pabuç pahalıdır, eksiklikler (belki bizim diğer makamlarla temasımızda) kafalarına dank etmiştir. Cezai ve maddi yaptırımlar kapılarına dayanmıştır.
Bizim olay yerine vardığımız 16.07. 2012 günü yaptığımız fotoğraflı tespitlerde, olmayan levhaları telaşla kondururlarken, sonuncuya yetiştik, yeniden resimledik. Öncekini de, sonrakini de CD’lerle mahkemeye teslim ettik (19.07.2012).
3 gün sonra yine tesadüfen geçerken baktık, önce olmayan büyük uyarı levhaları da tekrarlanmış. Evet, bunların, yolu kullanacak olanlara yararı çok. Ancak Karayollarımız; mahkemelerden kendini kurtarmak için, eski sabıkalarını tekrarladı; olay sonrası kusur giderme=delil karartma yoluna saptı yine.
Nereden mi biliyoruz?
Medyaya düşen diğer mahkeme safhalarından, trafikzedeleri savunan avukat beyanlarından. İşte size (pürtelaş levhalarından) bir demet ve montajlama fotoğrafı.
Haberleşme, Denizcilik ve Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’a ve İçişleri Bakanımız Sayın İdris Naim Şahin’e ve Başbakanımız, Sayın Erdoğan’a duyurulur.
Elbette ki kamuoyumuza, yol kullanıcılarımıza, otobüsçülerimize de...
YOLLARIMIZIN, SUNANLARIN VE DENETLEYENLERİN HALİ BUDUR!
YOLLARI KULLANANLARIN SONU BUDUR!
HAK ARAMAK VE SORUN ÇÖZMEK DE BÖYLE OLUR İŞTE!...
Ahmet TÜRKOĞLU