Ülkedeki otomobil satışları yaşanan gerilim ve ambargolar nedeniyle yüzde yüze yakın düşüş gösterirken, birçok ham maddeyi elinde bulunduran Rusya'da, otomobil üretiminde ve satış sonrası hizmetlerde kullanılacak yedek parça stoku hızla tükeniyor. Diğer yandan sektör paydaşları, Rusya-Ukrayna savaşı neticesinde Türkiye’den ithalat talebinin artmasına bağlı olarak tedarik sanayinde yeni bir ihracat rekoru kırılabileceğini öngörüyor. Özellikle satış sonrası alanında Türkiye'den parça alımında yoğun bir talep bekleniyor.
"Krizi fırsata çevirirsek Rusya'ya olan ihracatımız 3 kat artar"
Yaklaşık 25 Milyar Dolarlık Rusya otomotiv endüstrisinin küresel arenada ham maddeye olan hâkimiyetine karşın nitelikli üretimde modern otomotiv trendlerini yakalayamadığının altını çizen MOTOR AŞİN CEO'su Saim Aşçı, "Hem Rusya hem de Ukrayna ile toplamda 1 Milyar Dolar seviyesinde bir otomotiv ihracatımız var. Geçtiğimiz aylarda İstanbul'da gerçekleştirilen Automechanica Fuarı'nda da gördük ki adeta bir Rus akını yaşandı, sadece Nisan ayında ülkemizde 136 yeni Rus şirketi kuruluş yaptı. Şu an ham maddeyi ellerinde bulundurma refleksiyle otomotiv endüstrisini ayağa kaldırmaya çalışan Rusya, nitelikli ve katma değer sağlayacak ürün üretme kabiliyetinin ülkemizde daha yüksek seviyede olduğunun bilincinde. Eğer bu krizi sektör olarak fırsata çevirirsek, Rusya'ya olan ihracatımız 3 kat artar." açıklamasını yaptı.
"Çin Türkiye'nin coğrafi konum ve fiyat avantajını yakalayamaz"
"Artan enerji fiyatları ve lojistik maliyetlere rağmen ülkemizin lokomotif sektörü olarak ifade edilen otomotivdeki kapasitemiz ve yetkinliğimiz; bizi öne taşıyan önemli özelliklerimiz. Tek dezavantajımız ham madde ve enerjide dışa bağımlı olmamız; bunun haricinde üretimdeki yetenek ve kabiliyetlerimiz Rusya’nın taleplerini karşılayabilecek boyutta." ifadelerine yer veren Aşçı, "Üreticilerimiz katma değerli ihracat yapmak için mallarının değerini iyi değerlendirip buna göre sunmalı. Rusya tedarik zincirindeki kırılmalar ve ambargolar sonucu Çin’den tedarik yapsa da Türkiye’nin sağladığı coğrafya ve fiyat avantajını yakalayamaz. Üreticilerimiz bu fırsatı; karlı, katma değerli ürünler sunarak iyi değerlendirmeli. Bu krizi fırsata çevirirsek, sürdürülebilir ve uzun vadeli bir ihracat girdisi sağlayabiliriz. Ancak 90’ların "Bavul ticareti" gibi değil de; daha sağlam temellere dayanan, güçlü ilişkilerin inşa edilmesi iki ülkeye de değer katar. Tedarik sanayinde Rusya fırsatı ihracatımızı 2.5-3 Milyar Euro'ya katlar." yorumunu yaptı.
Fırsatın doğru değerlendirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Aşçı, “Rusya gibi büyük bir pazarın otomotiv özelinde dönen çarkları durdurma şansı yok. Her halükarda süreci devam ettirecek çözümler üretecektir. Bu anlamda hem kapasite hem lojistik avantajı ile en uygun yer Türkiye'dir. Özellikle ürünün daha değerli olduğu bir döneme girdiğimiz de düşünülürse daha kabul edilebilir kar marjlarıyla bu talepler karşılanabilir. Günün sonunda bu büyük pazarın dönen çarklarını en hızlı şekilde devam ettirmesi rekabet edilebilir fiyat yaklaşımından daha öncelikli olacaktır. Yani burada yapılması gereken son gelişmeleri fırsat bilip, farklılaşma stratejisini fiyat düşürerek değil; hizmet, çeşitlilik ve bulunabilirlik ile sağlayabilmektir.” şeklinde yorumladı.