Stellantis, 5G hücresel teknolojisi, araç içindeki bilgi işlem yeteneklerinin boyutlandırılması ve yapılandırılması da dahil olmak üzere büyük hacimli verilerin yönetimini değerlendirmek üzere küresel çapta birçok girişimde aktif rol oynuyor. Marka, yüksek hızlı kablosuz iletişim, gelecekteki bağlı hizmetler ve ulaşım teknolojilerinin yanı sıra araç otonom özelliklerinin gelişmesinde önemli bir rol üstleniyor. Bunun yanında bağlantılı araç inovasyonu, “Dare Forward 2030” (2030’a Cesaretle) stratejik planında aktarılan Stellantis teknoloji stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Kullanılan test donanımı, yayaları ve diğer araçları uyarmak için yakındaki altyapıya aracın konumunu bildiriyor ve hücresel ağdan acil durum bildirimleri alıyor. 5GAA bağlantılı araç konsepti, entegre kameralar ve sensör sistemlerini kullanarak ayrıntılı veriler toplayarak, aracın ‘gördüklerini’ tespit ediyor. Sistem, yüksek hızlı 5G hücresel bağlantı kullanarak, aracın bulunduğu konumdaki yayalar ve yaklaşan araçları belirlemek üzere veriler topluyor ve güvenlik risklerini belirleyerek hızlı bir şekilde kararlar alabiliyor.
“Otonom teknolojisinin önünü açmak için çalışıyoruz”
Yeni nesil teknolojileri geliştirmenin asıl amacının yolları sürücüler ve yayalar için daha güvenli hale getirmek olduğunu vurgulayan Stellantis’in Teknolojiden Sorumlu Başkan’ı Ned Curic, “Araçtan her şeye (V2X) teknolojileri ve sürüş güvenliği uyarısı ile donatılan otomobilimiz, bu canlı testlere mükemmel uyum sağladı. 5GAA ile ürünlerimizi geliştirmek ve müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak üzere otonom teknolojisinin önünü açmaya yardımcı olmak için dünya genelinde sektörün öncüleriyle birlikte çalışıyoruz” dedi.