Türkiye’nin, 2030’a kadar karbon salımını azaltma hedefini Mısır’daki BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nda (COP 27) yüzde 41 olarak revize ettiğini hatırlatan Aratay, “Bu hedefe ulaşmak için de hem evlerde hem de taşımacılıkta karbon salımını azaltmamız gerekiyor. Türkiye’de geçen yıl LPG’li araçlar sayesinde benzinli araçlara oranla 850 bin ton daha az CO2 salımı gerçekleşti. Dolayısıyla LPG’yi teşvik etmemiz ve kullanım alanlarını artırmamız büyük önem taşıyor” dedi.
Bu yıl “Enerji ve Jeopolitik Özel” ana teması ile yapılan Türkiye enerji sektörünün en önemli Aile Buluşması “12. Türkiye Enerji Zirvesi”, 21-22 Kasım 2022 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Enerji Bakanlığı’nın himayelerinde düzenlenen zirvede; akaryakıt, LPG, doğalgaz ve elektrik sektörlerinin temsilci ve tüm paydaşları bir araya geldi. Zirve kapsamında düzenlenen “Türkiye LPG Piyasası” başlıklı oturumda konuşan Türkiye LPG Derneği Başkanı ve İpragaz CEO’su Eyüp Aratay, global enerji pazarında önümüzdeki 30 yılı etkileyecek çok büyük değişimlerin yaşandığını kaydetti.
“Doğalgaz fiyatlarındaki artış endüstri ve sanayide LPG’ye olan ilgiyi artırdı”
Doğalgazdaki fiyat artışlarının LPG’ye olan ilgiyi artırdığını vurgulayan Eyüp Aratay, şunları söyledi:
“Enerji krizi ve özellikle de Rusya - Ukrayna gerginliği sonrası enerji piyasalarında ortaya çıkan fiyatlama değişikliği Türkiye’deki enerji fiyatlarını da etkiledi. Boru hatlarından gelen doğalgaz kullanan sektörlerde maliyetler çok daha fazla arttı. Kendi fabrikamızda Ekim ayında kullandığımız doğalgaz, bir önceki yılın aynı ayına göre miktar olarak aynı olmasına rağmen maliyet olarak 15 kat arttı. Aynı şekilde metal sektörü, toprak sektörü, seramik cam eşya sektörü gibi sektörlerde aynı durum var. Doğalgaz kullanılan işletmelerde şu anki fiyat artışlarından dolayı LPG’ye göre iki kat daha pahalı bir kullanım var.
Bu nedenle de sanayide artan doğalgaz fiyatları, LPG’ye olan ilgiyi de artırmış durumda. Konvansiyonel pazarda bir evrilme söz konusu. Bugün endüstriye bakan arkadaşlarımız telefonlara cevap veremiyorlar. Sektör olarak, şu anda bu alanda gelen talebe cevap verebilecek durumda değiliz. Altyapılarımızda yenilemeler ve stoklamalarla şu anda en fazla 5 milyon tonluk bir talebi karşılayabiliriz. Halihazırda endüstri başta olmak üzere çeşitli sektörlerde yaklaşık 8 milyar metre küplük doğalgaz kullanımı söz konusu. Bunu LPG’ye oranladığımızda 6 milyon ton LPG anlamına geliyor. Bizim LPG sektörü olarak, buna cevap vermemiz mümkün değil.
“Yatırım için öngörülebilir kamusal kararlara ihtiyacımız var”
Bunun için sektörün yeni yatırımlara dolayısıyla da uzun vadeli bir yatırım projeksiyonuna ve öngörülebilirliğe ihtiyacı var. Bu öngörülebilirliğin olması durumunda sektörün oyuncuları, yatırımlarını seve seve yapacaktır. Ancak bugünkü belirsizlik ortamı içerisinde fiyatlamanın nasıl olacağını, nereye varacağını hiçbirimiz kestiremiyoruz. Dolayısıyla böylesine bir ortamda bu yatırımlara girmek şu an için pek de mümkün görünmüyor. Mikro seviyede bir enerji oyuncusu olsak da yatırımlarımızı gerçekleştirmek için uzun vadede sürdürülebilir ve öngörülebilir kamusal kararlara ihtiyacımız var.
“COP27 hedefleri, LPG’yi daha fazla ön plana çıkartacaktır”
Türkiye LPG sektörü olarak, ülkemizin enerji pazarı içerisinde yüzde 3’lük bir paya sahibiz. 150 milyon ton petrolün işlendiği pazarda 4 milyon ton LPG ile mütevazi bir yerdeyiz. Ancak buna rağmen LPG gerek çevreci özellikleri gerekse de mobil, kolay taşınabilir olması ve özellikle de doğal afetlerde ‘Kara Gün Dostu’ olması ile çok önemli bir potansiyele sahiptir. Mısır’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansında- COP27 da bir kez daha net karbon sıfır hedefleri ve iklim değişikli ile mücadele için temiz enerjinin önemine vurgu yapıldı. Bu hedefler, önümüzdeki süreçte LPG’nin fosil yakıtlara oranla çevreci özelliklere nedeniyle daha fazla ön plana çıkacağını gösteriyor.
“Karbon salımı hedeflerimiz için LPG daha fazla teşvik edilmeli”
Bununla birlikte COP27 zirvesinde Türkiye karbon salımını azaltma noktasında yeni hedefler açıkladı. Paris İklim Anlaşması’nda 2030 için koyduğumuz karbondioksit salımını yüzde 21 olan azaltma hedefimiz, yüzde 41 olarak revize edildi. Yani karbon salımını azaltma konusunda hedefimizi daha da büyütmüş olduk. Buna ulaşmamız için de agresif bir politika benimsememiz hem evlerdeki enerji tüketimini düşürmemiz hem de taşımacılıkta karbon salımını azaltmak gerekiyor. Burada da LPG çok önemli bir temiz enerji kaynağı olarak öne çıkıyor.
Türkiye’de geçen yıl benzinli araçlara oranla LPG’li araçlar sayesinde 850 bin ton daha az CO2 salımı gerçekleşti. Dolayısıyla LPG’yi teşvik etmemiz ve kullanım alanlarını artırmamız büyük önem taşıyor. Bunun yanında sektör olarak LPG’nin bundan sonra da özellikle otomotiv yakıtı olarak önemini korumaya devam edeceğini öngörüyoruz. Ayrıca elektrikli araçlara geçişte de LPG’nin önemli roller üstlenebileceğine ve bu nedenle teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de Avrupa Birliği tarafından bu konuya dönük çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“Türkiye LPG derneği olarak 50’nci yılımızı kutladık”
Türkiye LPG Derneği olarak, ülkemizdeki sayılı sivil toplum kuruluşlarından bir tanesiyiz. Bu yıl derneğimizin 50’inci yılını kutladık. Geride bıraktığımız yarım asırda hep sektörün ileriye dönük sürdürülebilir olması için çaba harcadık. 2000’li yıllara otogazla birlikte hızlı bir büyüme trendi yakalayan sektörümüz, 4.5 milyon kadar tona ulaşarak, önemli bir başarıya imza atmıştı. Bugün de yine ortalama yıllık 4 milyon tonluk LPG kullanım ile dünyada çok önemli bir pazar konumunda bulunuyoruz.”