UND seçimlerinin yaklaşması başkan adaylarını kıyasıya bir rekabete sürükledi. Bu süreçte nakliyeciler, en çok UN Ro Ro’nun fiyatları konusunda sıkıntı yaşadıklarını, Tekelci bir rekabet ortamı oluşturduğunu başkan adaylarına farklı zamanlarda ifade ederek seçim sürecinde UN Ro Ro polemiği oluşturdu.
Uzun süre suçlar nitelikteki iddialara cevap vermeyen UN Ro Ro İşletmeleri Ceo’su Sedat Gümüşoğlu şirketin Kartal Dumankaya Vizyon’daki ofisinde basın toplantısı düzenleyerek bu tür asılsız olduğunu ifade ettiği iddialardan dolayı şirketin ticari itibarının zedelendiğini belirterek iddiaları kabul etmedi.
Un Ro Ro’yu suçlayan iddialar ilk olarak UND Deniz’in, UN Ro Ro’ya açtığı yıkıcı ve haksız rekabet davasında rekabet kurulunun UN Ro Ro’nun haksız rekabet yarattığını kabul etmesiyle başladı.
“Rekabet Kurulunun gerekçesi belli olduğunda itiraz davasını ilk biz açacağız” Konuya yönelik açıklama yapmayan UN Ro Ro Ceo’su Sedat Gümüşoğlu şirketin haksız iddialar karşısında zor durumda kaldığını belirterek gerekçelerinin kuruma duydukları saygıdan ibaret olduğunu söyledi ve kararı eleştirebilmek için rekabet kurulunun gerekçesinin henüz ellerine ulaşmadığını ifade ederek “Bize gerekçeli karar geldiğinde konuşmayı planlıyorduk. Ancak o kadar çok yanlış bilgi piyasada dolaşmaya başladı ki, birkaç tanesini düzeltmek istiyorum” diyerek rekabet kurulunun mahkeme olmadığını idari düzenleyici bir organ olduğunu söyledi.
Rekabet kurulunun aldığı kararın idari bir karar olduğunu yineleyen Gümüşoğlu, verilen kararın yargı denetimine açık olduğunu, gerekçenin kendilerine ulaşması durumunda ise karar itiraz ile ilgili ilk davayı kendilerinin açacağını vurgulayarak “Danıştay’dan dönen birçok karar var. Dolayısıyla bu davayı biz açacağız ve tüm yargı yolları tükenene kadar da bu davayı takip edeceğiz. Bunu herkes bilsin” dedi.
UN Ro Ro pazarın yüzde 77’sine hakim
Pazarın yüzde 77’sine hakim olduklarını da söyleyen Gümüşoğlu, Tekelci iddialarının asılsız olduğunu pazarın yüzde 23’ünde de Ulusoy’un çeşme hattının olduğunu belirtti.
Tarafsız olduklarını her açıdan vurgulayan Gümüşoğlu, “Bizim yüzde 77 Pazar payımız var, bu da UN Ro Ro pazarda hakim durumda demek. Tekel demek değil. O yüzden tekel suçlaması rekabet kurulunun kararı veya soruşturması kapsamında da yanlıştır. Taraftar olmamamızın bir başka göstergesi de UND’nin mevcut başkanının UN Ro Ro İstanbul’da tekeldir diye bir ifade kullanmış olmasından belirtiliyor” diyerek hakim konumunda olan her firmanın da bu tür suçlamalarla karşı karşıya kalmasının mantıksız olduğunu ifade etti.
Kırıcı, öldürücü bir rekabet yapmadınız UND Deniz kendi kendine mi battı? Sorusuna karşılık her hatta rekabet vardır diyen Gümüşoğlu, UND’nin sefer programından bonus sistemine, KUKK toplantılarından şoför sorunlarına kadar her konuyu kendileriyle yazılı olarak paylaştığını fakat UND Deniz’in hattın açıldığı tarihe kadar geçen 2008 ve 2010 yıllarında herhangi bir şekilde hattın açılmasına dair bir yazı göndermediklerini söyledi.
Ayrıca UND Deniz’in zararında UN Ro Ro’yu suçlayıcı ifadelere yer vermesinin asılsız olduğuna değinen Gümüşoğlu, UND Deniz’in henüz pazara girmeden 3 milyon zarar açıklaması yaptığını söyledi. Ağustos ayında 3 milyon zarar eden UND Deniz’in Kasım ayında 6 milyon zarara uğradığını, bunun üzerine Trieste hattında boş giden gemilerinin de bu zararda rolü olduğunu belirtti. Rekabet Kurulu’nun hazırladığı rapora göre UND Deniz’in 860 milyon Euro’luk zararı olduğunu söyleyen Gümüşoğlu, piyasadaki zararının aslında 9 milyon Euro olduğunu bunun da ancak mahkeme yoluyla düzeltilebileceğini vurguladı.
UND haczi yönetimi UN Ro Ro ile görüşmeye zorladı
UND’nin hacizle karşı karşıya aldığını söyleyen Gümüşoğlu, şirketin demirbaşlarına el konulduğunu 2 yıl önce seçilen mevcut yönetimin ise göreve geldikten sonra kendileriyle görüşmek istediklerini ifade etti.
UND Yönetiminin kendilerine aynen “Un Ro-Ro satılırken 13 milyon Euro’luk hisseler halen elimizde duruyor. O zaman satılsaydı derneğin cebine 13 milyon Euro girecekti. Un Ro-Ro olarak büyüyorsunuz, daha fazla araç taşıyorsunuz. Gemi yatırımı yapıyorsunuz, bu hisseleri o günkü değerinde olmak kaydıyla örneğin 15 milyon Euro’ya bizden satın alır mısınız?” dediklerini ifade eden Gümüşoğlu ortaklarının bu durumu uygun bulmadıklarını fakat yönetim olarak derneğin bu zor durumuna yardım etmek adına mevcut borçların yapılandırılabilmesi ve derneğin faaliyetini sağlam götürebilmesi için 5 milyon Euro’luk destek sağladıklarını sözlerine ekledi.
UN Ro Ro’nun kalan hisseleri yine UN Ro Ro’nun oldu
Eski Türk ticaret kanununun şirketlerin hisselerini kendilerinin almasına yasal engel getirdiğini belirten Gümüşoğlu, yeni Türk ticaret kanunu ile birlikte bu hükmün kaldırıldığını söyledi.
Yönetim geri almanın doğru bir karar olduğuna inandıklarını ifade eden Gümüşoğlu, “Fazla paramızla yarımı yapılacak en iyi yine Un Ro-Ro hissesidir. Kendimizin yönettiği, olarak UN Ro Ro’nun kalan hisselerini büyüdüğünü gözlerimiz ile gördüğümüz bir şirkete yatırım yapmaktan niye çekinelim. 5 milyon Euro’yu 2 yıllık bir ödeme taksit planı ile derneğe vermeyi taahhüt ettik” diyerek hisselerin 3’te 1’ini aldıklarını ifade etti.
Geri kalan 3’te 2 hisse içinde anlaşma yaptıklarını belirten Gümüşoğlu, UN Ro Ro İşletmeleri olarak halka açıldıkları ya da hisse satışına gittikleri vakit UND bünyesinde yer alan 3’te 2’lik hisse için ise kendileriyle birlikte satmayı önerdiklerini söyledi.
Satış sırasında hisseler 10 milyon Euro’dan fazla bir miktar tutarsa, UND’nin satışı kendisinin yapmasını, 10 milyon Euro’dan az biz miktara denk gelmesi durumunda ise aradaki farkı UN Ro Ro işletmeleri olarak kendilerinin karşılayacağını da yapılan anlaşma içinde maddelendirildiğini belirtti.
“Ahlaksız Anlaşma iddiaları doğru değil”
Kamuoyunda yapılan anlaşmanın ahlaksız anlaşma adıyla lanse edildiğini söyleyen Gümüşoğlu madenini yanlış okunduğunu bunun da yanlış anlaşılmalara mahal verdiğini söyleyerek şunları söyledi : “sözleşmede dava açamazsınız yazmıyor dava açmanız için sözleşmeyi fes etmeniz gerekir yazıyor. Yani biz hisselerimizi geri veririz paralarımızı alırız. Bize karşı her türlü davayı sonuna kadar açabilirsiniz diyoruz” dedi. Sözleşmede yer alan fakat kimse tarafından dile getirilmeyen bir maddenin daha olduğuna değinen Gümüşoğlu, madde ile ilgili olarak “UN Ro Ro rekabet kurulundan herhangi bir şekilde ceza alırsa UN Ro Ro bu sözleşmeyi tek taraflı olarak fes etme hakkına sahiptir” dedi.
Kendilerine dava açılmama taahhüdü olan bir sözleşmeyi içeren bu maddeyle basiretli bir tüccar olma özelliği taşıdıklarını söyleyen Gümüşoğlu ortaklarında bu kararı onayladıklarını belirterek “Bizim ortaklarımız dedi ki eğer bir kurum karşısında cezaya tabii tutulup suçlu şekilde gösterilmişsek yargıda bunu nihayetlendirmeden hiç kimseyi tazmin ediyor para ödüyor konumuna düşürmek istemeyiz. Bizim tek hassasiyetimiz buydu aynı hassasiyeti bugün taşıyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı.
Sedat Gümüşoğlu Rekabet Kurulunun kararını açıklamasının ardından UN Ro Ro İşletmeleri olarak UND yönetimine gittiklerini ve bu madde doğrultusunda kendilerinin sözleşmeyi fes ettiklerini “Paramızı geri alıyoruz, buyurun davanızı açın” dediklerini belirtti.
Mevcut borçların yapılandırılması ve derneğin faaliyetlerine devam edebilmesi için 3’te1 hisse karşılığı UND’ye verilen 5 milyon Euro’yu kamuoyuna sunulmayan “UN Ro Ro tek taraflı fes etme hakkına sahip” madde gereği paralarını geri istediklerini söyleyen Gümüşoğlu, derneğin bu miktarı karşılayacak bir kaynağı olmadığından dolayı farklı bir çözüm önerisinde bulunduklarını sözlerine ekledi.
Dava açma gerekçesi cep yakacak
Sedat Gümüşoğlu, UND’nin tüm üyelerinin bir araya gelip Genel Kurulun yapılacağı 19 Ocak 2013’te tüm sektör mensuplarının kararı ile dernekten herhangi bir şekilde varlık satışı yapılmadan bir feragatname oluşması durumunda fesih işleminin gerçekleşeceğini ifade ederek şunları söyledi: “Eğer bütün nakliye sektörü UN Ro Ro’nun şu zamana kadar ödediği 3,5 milyon Euro ve 500 bin Euro tazminat olmak üzere toplamda 4 milyon Euro’yu geri ödemeye ve sözleşme feshedildikten sonra bu yıl içinde UN Ro Ro’nun derneğe aktaracağı 1,5 milyon Euro’luk kaynaktan da vazgeçerek bu dava sürecini başlatmak istiyorsa biz buna şapka çıkartırız.”
Sektörün dava açması durumunda memnun olacaklarını söyleyen Gümüşoğlu, “Ama bu durum derneğin açacağı dava önünde engel gibi görülmesin. Biz bu parayı alalım, dava süreci bitsin. Cezalıysak, kaybettiğimiz miktar ne kadarsa onu da öderiz. Bu süreç tamamen kapandıktan sonra hadi gelin hisselerimizin pazarlığını yapalım diyelim. Biz şirketimizin varlığına çok inanıyoruz. Biz yine hisselerimize 10-15 milyon Euro öderiz” şeklinde konuştu.
TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun “4 Milyon Euro’yu vermeye hazırım” demesine karşılık olarak ise Gümüşoğlu, “hibe yoluyla bu kaynağı verecek biri çıktı. İşte bizim istediğimiz seçenek budur.” diyerek doktor hastanın ayağına gelir atasözünü kullandı ve “ bizim bu miktarda 500 bin Euro’luk ek bir kazancımız var. Çetin bey’in bu parayı hibe etmesi durumunda 500 bin Euro’yu faiziyle birlikte derneğe bağışlayacağız” ifadesini kullandı.
“BAF uygulamasında UND ile görüşmeler etkin oldu”
Kamuoyuna yansıyan “UN Ro Ro nakliyecilerin yoğun baskısını dikkate alarak altında geri adım attı” manipülasyonlarının doğru olmadığını savunan Gümüşoğlu, bu şekliyle fiyat sabitlemesi gibi bir durumun oluşmayacağını, yönetim kurulunun bir yıllık fiyat stratejisi oluşturmada daha titiz hareket ettiğini ifade etti.
“Müşteri taleplerini elbette ki dikkate alıyoruz” diyen Sedat Gümüşoğlu, 2011’den bu yana UND ile BAF(Bunker Adjustment Factor) uygulamasına yönelik görüşmelerinin devam ettiğini ve görüşmelerin olumlu sonuçlanmasının ardından 2012 Mayıs ayından itibaren de BAF uygulamasında düşüş yaşandığını iddia etti.
Tarifeli seferlerin iptali yönetmeliğe aykırı değil mi?
2012 yılının başında İstanbul –Trieste hattının doluluk oranına ulaşmamasıyla tarifeli seferleri iptal eden UN Ro Ro konuya yönelik yaptığı açıklamada ise yılbaşı sonrasında yapılan klasik iptallerden biri olduğunu belirterek, bu durumun kar yağışı dolayısıyla iptal edilen uçaklara benzetilebileceğini söyledi.
2012 yılında 626 adet sefer yapıldığını söyleyen Gümüşoğlu, “Bu ortalama günde 2 sefer demek. O dönemde kargo oluşmaması sebebi ile olan bir iptaldir. 600 sefer için de yüzde 1’in bile altındadır. Yapılan sefer 100 adetten 1 tanesinin altındaysa, buna tarifeli sefere uymuyorsunuz diyemezsiniz. Büyük haksızlık olur. 100 tane yaptığınız seferin 99.9’u tarifeli seferlere ayarladığınız programa doğru gidiyorsa ve diğer sefer iptallerini önceden müşterilerinizle konuşarak, duyurarak iptal ediyorsanız dünyanın her yerinde bunun adı tarifeli seferdir” dedi.
Avrupa taşımalarının yüzde 44’ünün Ro Ro, yüzde 56’sının da karadan yapıldığını belirten Gümüşoğlu, en büyük rakibinin karayoluyla yapılan taşımacılık modunun olduğunu söyledi. Müşterilerini denizyolunu tercih etmeleri için karayolundan daha ucuz olmaları gerektiğinin altını çizen Gümüşoğlu, “bize binen bütün araçlar karayolunda belge rahatlığı yaratıyor” dedi.
Yabancı nakliyecilerin Türk piyasasına karadan çok daha fazla girdiğini belirten Gümüşoğlu, Ro Ro’da bu durumun çok düşük olduğunu piyasada oldukları bu zamana kadar da durumun değişmediğini söyledi.
Pendik’te gemi dolduğunda Ambarlıya uğramadan gittiğiniz oluyor mu? sorusuna karşılık cevap veren Gümüşoğlu, tarifeli seferler içinde bu durumun yılda sadece 2 kez olduğunu belirterek gerekçelerini şu şekilde açıkladı:” Biz total yükü zamanında ulaştırmak için sonuçta 240 TIR’ı zamanında ulaştırmak için hareket ediyoruz. Oradaki arabaları arıyoruz, 30-40 Km yol alıp Pendik’te gemimize biniyor. Dolayısıyla biz bu şekilde hiçbir müşterimizi mağdur etmiyoruz. Pendik’te her gün gemi kalktığı için bazen Pendik’tekini bir sonraki güne bıraktırıp Ambarlıdakini alıyoruz. Çünkü Pendik’te her gün gemi olmasına rağmen ambarlıda 3 gün gemi var. Eğer birileri mağdur oluyoruz diyorsa onlar Ambarlı tarafındakiler değil, Pendik tarafındakilerdir.”
“Kombine taşımacılığı her şekilde destekliyoruz”
Gümüşoğlu, Ekol ve Mars’a imtiyaz sağlandığı iddialarına karşılık ise kombine taşımacılığa destek verdiklerini ifade etti. Gemiden inen araçların karayolu ile gitme şansının olmadığını söyleyen Gümüşoğlu, yüklerin trenle taşınması gerektiğini söyleyerek “Blok trenin parası bir araba da yükleseniz 32 araba da yükleseniz ödeniyor. Yani bu yük trene bağımlı, Ro-Ro’ya bağlı. Ro-Ro da bu yüke bağımlı. Karşılıklı bağımlılığımız var. Eğer o yük zamanında gitmezse bu model çalışmaz. Bu model çalışmadığı zaman tekrar kara yoluna dönüş olur yükte. biz bu modelin iyi çalışması için Evet Ekol’e yer garantisi veriyoruz. Şimdi aynı tren işine Mars’ta girdi aynı garantiyi ona da veriyoruz. Burada diğer firmalara da şunu diyoruz. Siz koyun, size de verelim” şeklinde açıklama getirdi.