UND' de sular durulmuyor. UND başkanı Ruhi Engin Özmen'in Hatay'da basına verdiği demecin ardından ilk olarak eski başkan Tamer Dinçşahin ile üyeler ve ardından da bir diğer eski başkan Çetin Nuhoğlu konuyla ilgili açıklamalarda bulunmuştu. UND yönetimine eleştirilerin artması üzerine şimdiki başkan Ruhi Engin Özmen bir basın toplantısı düzenleyerek suçlamalara yanıt verdi. Bir başkanın daha önceki başkanlarla basın üzerinden polemiğe girmesini doğru bulmadığını dile getiren Özmen, TIRSAN Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu'nun basın üzerinden yönetime sarf ettiği sözcükleri üzülerek okuduğunu ifade ederek, "Ben kavga eden bir adam değilim, bana gelen uyarıya kadar da yazıyı okumamıştım. Ayrıca, beni uyarana entelektüel birikimi ve seviyesi olmayan yazıları okumuyorum dedim. İnsanların mesajlarını kalabalıkların önünde dillendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu mesajlar, medya üzerinden verilmemeli. Sektörde manipülatif organizasyonların dışında bir çatlak olduğunu düşünmüyorum.” açıklamasında bulundu.
"Nuhoğlu para vermedi, kefil oldu"
Geçtiğimiz hafta basında yer bulan açıklamalarda Çetin Nuhoğlu, UND Denizin iflas ettiği dönem toplam 8 milyon 750 bin lira borcu olduğunu, bunun 6 milyon Eurosunun UND Gürbulak ve kendisi tarafından ödendiğini ve tamamen tertemiz bir UND Deniz’in yeni yönetimin önlerine konduğunu ifade etmişti. UND Başkanı Ruhi Engin Özmen konuya ilişkin Çetin Nuhoğlu'nun herhangi bir para vermediğini sadece kullanılan krediye kefil olduğunu belirterek; “Yanlış bilgi zararlıdır, doğruyu biliyorsanız, yanlış bilenleri düzeltmeniz lazım. Bir başkan ya da yönetim kurulundan herhangi biri, içinde bulunduğu kurumlara ekonomik desteği bireysel olarak vermemeli. Verirse, işte böyle her yerde söyler. ‘Ben yaptım’ diye de sektörden alacaklı konuma geçer. Çetin Başkan’ın UND Deniz’in borçlarının ödenmesi noktasında, UND yüzde 86 hissesi olan Gürbulak’tan para kullandırdığı doğrudur. Bu kullandırdığı paranın bir kısmı yurtdışı kaynaklıdır ve o Hollanda kaynaklı krediye de kefil olmuştur. Dolayısıyla bir para verilmesi söz konusu değildir. Verilen 3 milyon 100 bin doların kefilidir. Bunun karşılığı da zaten UND’nin kaynaklarında vardır. 500 bin TL de nakit alacağı vardır. UND Gürbulak’taki arsaların satılmasıyla alacağının bir kısmını da tahsil etmiştir. Kalan miktar da, dün itibariyle 350 bin TL civarına düşmüştür" şeklinde konuştu. "Madem bu kadar güçlüydün haczi niye durdurmadın?"
Nuhoğlu'nun "ter temiz bir UND'yi yeni yönetimin önüne koyduk" açıklamasına ilişkin olarak da, ben yaptım, ben ettim, 5 yıllık iflas ertelemeyi ben aldım, şu kadar parayı ben verdim söylemleri, satır aralarında bir başkan mesajıdır diyen Özmen açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Ne büyük bir gücün varmış da her şeyi yaptın teslim ettin. O zaman sorumluluğuna da katlanman gerek. O halde zararı da sen ettirdin derler adama. Bunu bir kavganın başlangıcı olsun diye değil, durum tespiti için söylüyorum. Madem bu kadar güç, kudret vardı elinde, niye haczin gelmesini durduramadın? O zaman ben bunu, milletle oynayarak ‘gücünü mü kanıtlıyorsun’ diye yorumlarım. Önemli olan hacze giden bilgisayarları getirmek değil, onları oradan göndermemektir. Başkanlık da, sorumluluk da bunu gerektirir. Ben de bilgiyi düzeltmek adına söylüyorum. UND Deniz’in iflas erteleme kararı, Çetin Bey’in ‘temiz’ sayfasıyla bize gelmedi." İflas erteleme kararını Çetin Nuhoğlu'nun almadığını ifade eden Özmen; iflas ertelemenin Celal Doluel'in önerisiyle Avukat Burhan Asaf Şafak tarafından mahkemeye açılmış bir dava olduğunu dile getirdi. "İflas erteleme kararı sadece başvuru aşamasındaydı"
Başkan olduğu dönemde iflas erteleme kararının olmadığını sadece başvurunun olduğunu belirten Özmen; iflas ertelemenin 13 Ağustos 2012 tarihinde 1 yıl süre ile alındığını belirtti. Yasal olarak 5 yıllık erteleme süresinin olmadığını ifade eden Özmen; "İnsanları kandırmasınlar. Şu anda UND Deniz’in hiçbir kimseye borcu yoktur. Birkaç arkadaşımızın bonus biletlerinden doğan küçük alacakları dışında tertemizdir. Kayyım Hasan Bey, her UND Deniz’in kayıtlarını inceler ve rapor yazar. En son yazdığı raporda, UND Deniz iflas erteleme kararının süresi dolmadan bile hakim tarafından iflas ertelemeye gerek olmayan bir pozisyonda görülüyor. Çünkü, sadece ve sadece yüzde 99.9 ortağı olan UND’ye borçlu. 19 Ocak’taki genel kurulda, üyeler UND Deniz’e alacaklarından feragat ettiğini bildirirse, UND Deniz’in büyük ortağına da borcu kalmamış olacak. Böylece ya tasfiye gidecek ya da şirket kapanacak. İnsanları yanıltmamak gerekir. Kaldı ki, Burhan Asaf Şafak’a vekaleti bu yönetim kurulu vermiştir ve hala 5 bin TL borcumuz vardır" dedi. Çetin Nuhoğlu'nun konuşmasında Ruhi Engin Özmen ve yönetimin şuan töhmet altında olduğunu ve "acaba sektörün geleceğini UN Ro Ro ya herhangi bir şekilde peşkeş mi çekmiştir?" gibi düşüncelerin var olduğunu ifade etmesi üzerine Özmen, “Sektöre başkanlık yapmış birinin mevcut başkan ve yönetim kuruluna bu kadar ağır hakarette bulunma hakkı olmadığı gibi, böyle bir şeyi yakıştırmış olmasını da üzülerek karşılıyorum" diyerek açıklamasına devam etti. Davanın geri çekilmesi vazgeçildiği anlamına gelmez
UND Deniz tarafından yapılan şikayetle U.N Ro-Ro’nun 841 bin TL ceza aldığını hatırlatan Özmen, bu cezayla ilgili UND kasasına girecek bir kuruşun bile olmadığını, paranın tamamının devlete ödeneceğini belirterek; "Biz, mevcut yönetimin yasal bilgisi olmadan yetkisizce açılmış davanın geri çektirilmesi hususunda çok çaba sarfettik. Bugün, UND Deniz’in yetkisi olmayan yönetim kurulundakilerce açılan davanın geri çekildiğini söyleyebilirim. O davanın geri çekilmiş olması davadan vazgeçilmiş olması anlamına gelmiyor. UND Deniz’in önünde her zaman U.N Ro-Ro aleyhine tazminat davası açma hakkı saklıdır." dedi. Ancak dava açmanın bir takım şartları olduğunu ifade eden Özmen, söz konusu şartları şöyle açıkladı; "Bu yönetim U.N Ro-Ro ile bir yönetim satış anlaşması yapmıştır. Satış anlaşmasının şartlarına göre, dava açılabilmesi için belli süreçleri takip etmek gerekir. Ortada kesinleşmiş bir karar yokken, yangından mal kaçırır gibi, bu protokolü bozmak çabası niyedir? Bu davalar açılır ve yetki gaspı yapılırsa, bu davaları açanlarla mücadele de edilir. Bu yönetim de, açılmış olan davayı yok saydıracak kararlar aldı. Şu anda UND Deniz tarafından U.N Ro-Ro aleyhine açılmış bir dava yoktur. Ama açılma ihtimali de ortadan kalkmış değildir, sadece şartları vardır. Genel kurulda bu şartları konuşacağız. Kabul edildiği takdirde 70 milyon TL olduğu iddia edilen tazminat hakkının alınması da gündeme gelecektir” "Özür dilemeniz lazımdır"
Nuhoğlu geçtiğimiz hafta yayınlanan haberde; “Rekabet kurulunda ki mücadele son dakikaya kadar sürerken, çıkıp kimseye sormadan bir anlaşma imzalıyorsun, şeffaf olmayan, kimse ile paylaşmadığınız böyle bir yapıyı, tehditle, şantajla, yalanla sürdüremezsiniz. Buna bu sektör müsaade etmez" ifadelerinde bulunmuştu. Ruhi Engin Özmen bu ifadelere cevap olarak; kendisinin demokrasiden yana bir insan olduğunu ifade ederek; "Benim yönetim kurulumdaki arkadaşlarım, şerefli işadamlarıdır ve kendi özgür iradeleriyle hareket edecek yetkinliktedir. Yönetim kurulu üzerinden bana yüklenmeyi düşünüyorsanız, bu insanlara yaptığınız haksızlıktan dolayı özür dilemeniz lazımdır. 22 arkadaşımızın içinde Türkiye’nin ilk 500 firması arasına giren kuruluşların sahipleri de var. Aşağılayacak şekilde, ‘okumadan imzaladın’ ‘zorla imzaladın’ demek en hafifiyle o insanlara hakarettir. Benim neyim var? Niye tehdit edeyim?" dedi.
Özmen; "keşke açıklamayı Nuhoğlu'nun yüzüne yapsaydım"
"Keşke Çetin Başkan şurada otursaydı da, ben de bu konuşmayı onun yüzüne yapabilseydim" diyen Özmen bu yapılanın dedikodu olduğunu belirterek, "Hiçbir şekilde ben ‘bu kararı imzalayın! İmzalamazsanız istifa ederim’ şeklindeki bir yakıştırmayı kendi üstüme almam. Olan olaylar dezenformasyon şeklinde gidiyor ve başka başka yorumlar yapılıyor" diyerek olayların yanlış olduğunu vurguladı. Özmen davanın geri çekilme nedenini ise şöyle açıkladı;
"UND Deniz yüzde 99’u UND’nin olan bir kuruluştur. UND Deniz’in yasal yönetim kurulu üyeleri vardır. Yasal yönetim kurulunun açmadığı bilginiz dışında bir davayı, yetki gaspı olarak nitelendirip engellemek için çaba göstermeniz dışında yapacağınız hiçbir şey yoktur. Bu dava ancak, yetkili organlarca açılabilir. O yönetim kurulu, o günkü davranışıyla çok onurlu bir iş yaptı. 22 yönetim kurulu üyesinin imzası var o kararın altında. 17 Ekim 2012’de UND Deniz’in avukatına talimat gönderdik. ‘Şirketin yasal muhatabı Bahattin Karakuş ve Tamer Türker’dir. Onlardan habersiz bir karar almayın’ diye ama bakıyorsunuz ayın 18’inde dava açılıyor. Ayın 19’unda avukat, bize‘dava açtım’ diye mektup gönderiyor. Avukata, sana yazılı talimatı kim verdi diye soruyoruz. Henüz cevabı gelmedi. Ama gelirse, yasal yetkimizi gasbedenleri mahkemeye vermekten başka çarem yok.” Sözleşmeden vazgeçen ceza öder
UND ve U.N Ro-Ro arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinde UND veya U.N Ro-Ro'nun davadan vazgeçme hakkına sahip olduğunu dile getiren Özmen, sözleşmeden vazgeçen tarafın 500 bin Euro ödemek zorunda olduğunu ifade ederek, bundan ‘dava açılamaz’ anlamının çıkarılmaması gerektiğini belirtti. İki davadan vazgeçildiğini ancak Rekabet Kurulu’nun verdiği cezanın bu karara dahil olmadığını belirten Özmen, "Fakat biz bundan sonra, niyetimizi ortaya koyarak ‘U.N Ro-Ro aleyhine dava açmayacağız’ dedik. Dava açarsak da, hangi şartlarda açacağımızı yazdık. Bugün herkes, ‘U.N Ro-Ro aleyhine dava açalım. 70 milyon Euro tazminat var alalım’ diyor. Ben de ‘açın davayı’ diyorum. Benim hisse satışından U.N Ro-Ro’dan aldığım para 3 milyon 250 bin Euro’dur. 3 milyon 250 bin Euro, bugün sözleşmeyi feshederseniz yüzde 2 faiz, artı 500 bin Euro tazminatla geri verilir, hisselerle ilgili bir sorun kalmaz. Ama bu şirketi isteyen varsa, versin 4 milyon Euro’yu verelim U.N Ro-Ro’ya borcumuzu. Açsın davayı, alsın 70 milyon lirayı” diye konuştu. U.N Ro-Ro’ya satılan UND’nin yüzde 1.2’lik hissesiyle ilgili olarak Özmen, şunları kaydetti:“İki hissenizin kullanım hakkı UND’de değildir. Satamazsınız, bankaya teminat gösteremezsiniz. Hakim ortak, kar payı öder ödemez, herhangi bir tasarrufunuz yoktur. Dolayısıyla bu hisseleri büyük ortaktan başka kimseye satma şansınız yok. O da isterse alır, istemezse almaz. Bu anlaşma, bizim büyük ortağımıza hisselerimizin tamamını satabilmenin yolunu aştı. Protokol gereği, satışın tamamını 15 milyon Euro’ya yaptık. Hissenin bugünkü değeri 9 milyon 566 bin TL’dir. Biz, 15 bin Euro’ya sattık. U.N Ro-Ro, hisselerimizin üçte birini 5 milyon Euro’ya 2/3’ünü de çıkış yaparken eğer hissenin değeri 9 milyon Euro edecekse, 10 milyon Euro’ya; eğer 12 milyon Euro edecekse, 12 milyon Euro’ya satmamıza müsaade etti. Yani 1.5 yıl içinde hisse değeri 6 milyon Euro edecekse, U.N Ro-Ro bu hisseleri 10 milyon Euro’dan geri almayı teklif etti." UND'ye haksızlık yapılıyor
U.N Ro-Ro’ya haksızlık yapıldığını düşündüğünü belirten Özmen; KKR'in bir yabancı kuruluş olduğunu ve bu fonların iştirak ettikleri şirketlerdeki kalma sürelerini kendilerinin belirlediğini belirterek; "Bir tarih veremem ama onların kendi verdiği tarih 1.5 yıl. Şimdiye kadar zaten çıkacaklardı ama bir türlü olmadı. Verdiğimiz hisse karşılığı aldığımız 5 milyon Euro’yu tüm borçların ödenmesinde kullandık. 3 milyon TL’lik Gürbulak yatırımını da bu kaynaktan yaptık. Geri kalan da UND’nin kendi kullanımı için kaldı. Onu da U.N Ro-Ro’dan periyotlarla alıyoruz" dedi. UND başkanı tedarikçilerden mi olmalı?
Nuhoğlu'nun iş sahasında hem rakipler hem de başkan söz konusu olunca meslek örgütlerinin çok hassas davranması gerektiğini ve başkanın aynı zaman da sektörde iş yapan bir firmadan olmasının haksız rekabete neden olduğunu ifade etmesi üzerine Özmen; “Çetin Bey, ‘Başkanlık çok tehlikelidir, insana avantaj sağlar. Sektörün içinde bir müşteriye gittiğinde hem başkan, hem de işadamı olarak fiyatı düşersin, avantaj sağlarsın’ diyor. Tersten okuyorum. UND Başkanı sektör içinden olmamalı. Sektöre tedarik sağlayan tedarikçilerden olmalı. Dünyanın hiçbir yerinde sektör örgütlerinin sektörün dışından başkanlarla yönetildiğini görmedim. İlk örnek UND idi o da kurtuldu. Ben bunu böyle anlarım" dedi. Özmen; "Nuhoğlu 4 ben bir Başkan ile çalıştım"
Çetin Nuhoğlu yaptığı açıklamada UND'de meydana gelen görev değişimleri ve işten çıkarmalara da değinmişti. UND Başkanı Ruhi Engin Özmen konuyla alakalı olarak, yönetim kurulunun, kendi çalışacağı kişileri belirleme hakkına sahip olduğunu ve kişilerin "sen bunlarla niye yolunu ayırıyor, niye onlarla çalışmıyorsun" demesinin yanlış olduğunu belirterek dernekten istifa eden kişilerin tüm özlük haklarının ödendiğini belirtti. Kendisinin bir Nuhoğlu'nun ise 4 İcra Kurulu Başkanı ile çalıştığını belirten Özmen konuşmasına şöyle devam etti; "Çetin Başkan’ın bahsettiği İcra Kurulu Başkanı Mine Hanım, yaklaşık 12 yıldır dernekteydi ve Mine Hanım istifa etti. Mine Hanım, tüm özlük haklarını almıştır. Ben başkan oldum, yönetim kuruluyla beraber tek bir icra kurulu başkanı Mine Hanım ile çalıştım. Mine Hanım’dan sonra da, yardımcısı Melike Hanım, vekaleten başkanlığı yürütüyor. Çetin Bey’in ise 4 başkanla çalışmasını nasıl izah edersiniz? Bunlar çok sığ tartışmalar. Nejat Bey, 40 yıldır dernek kurulduğundan bu yana UND’de çalışan bir arkadaşımız. Nejat Bey’e son derece saygılıyım. Nejat Bey’e kendisiyle çalışmayı istemediğimi tebliğ ettiğimde şunu da ekledim. ‘Sizinle bir pozisyon değişikliği yapmak istiyorum. Siz, UND’nin hafızasınız. Her şeyi biliyorsunuz, size danışmanlık için bir oda tahsis edip, şu kadar ücret vereceğiz. Danışman olarak kalmanızı rica ediyorum. UND’ye sizin pozisyonunuza daha dinamik, genç birini istiyorum’ dedim. Bunu söylemek zorundaydım. Çünkü, bir insan 40 yıl yerine bir başka birini yetiştirmez mi? Mine Hanım profesyonel bir yöneticidir. Mine hanım gibi yöneticiler, ayrıldıklarında çalıştıkları işyeri hakkında basın üzerinden ya da ikili ilişkileri vasıtasıyla kurum hakkında konuşmak profesyonelce bir yaklaşım değildir. Siz, bir kurumda 12 yıl üst düzey yöneticilik yaptıysanız, ayrıldığınız kuruma ait aidiyet bağınızı susarak gösterirsiniz. Böyle yapmazsanız, bundan sonraki yaşamınızda o pozisyondaki işleri bir daha bulamazsınız. Nejat Bey de, Mine Hanım da, dernekten istifa etmişlerdir. Tüm özlük hakları ödenmiştir. Bu yönetim kurulu, iki arkadaşımıza da plaket yaptırarak geçmiş hizmetlerinden dolayı teşekkür etmiştir. İkisi de gelip, plaketini almamıştır.” Yüksek İstişare Kurulu iki kez toplandı
Nuhoğlu'nun alınan kararlara ilişkin, "Acaba bu kararları alırken bütün detaylarıyla bırakın istişareyi yönetim kurulunda konuşulmuş mudur? Mesela UN Ro.Ro ile yapılan anlaşma yönetim kurulunda kalem kalem konuşulmuyor" şeklinde ki açıklamasına karşılık olarak ise Özmen, Yüksek İstişare Kurulu kaç sefer toplanmış? Tutanakları nerede diye bir çalışma yaptırdığını ve Yüksek İstişare Kurulunun iki kez toplanmış olduğunu ifade etti. Başkanlığı döneminde iki kez İstişare kurulunun toplandığını ifade eden Özmen. "İstişare kurulunun toplanma şekli bellidir. Eğer, kaliteli bir yönetimden bahsediyorsak ona göre konuşmalıyız. İstişare Kurulu, Yönetim Kurulu Başkanı’nın yetkisinde olmayan bir kuruldur. Dolayısıyla istişare kurulunu toplantıya davet etmek benim yetkim ve görevim değildir. Şu andaki istişare kurulu başkanı, bir önceki dönemin UND Başkanı Tamer Dinçşahin’dir. Tamer Dinçşahin, istişare kurulunu iki kez toplantıya davet etmiştir. İkisinin de tutanakları dernektedir. Üçüncü toplantıya icabet olmadığı için toplantı yapılamamıştır. Neyi söylediklerini anlamadım” dedi. Yönetim Kurulunun iki yıllığına göreve geldiğinin bilincinde olduğunu belirten UND Başkanı Ruhi Engin Özmen, “Biz de, 22 ayımızı tamamladık. Olağan genel kurulumuzun tarihi de 19 Ocak 2013’tür. Yönetim Kurulu 19 ocağa kadar görevinin başındadır" diyerek, bir başkanın tek başına ‘ben adayım’ deme lüksü olmadığını belirtti. Özmen'in Başkanlığa devam edip etmeyeceği henüz konuşulmadı
Ruhi Engin Özmen başkanlığının devam edip etmeyeceği konusunun henüz yönetim kurulunun masaya yatırılmadığını belirterek,"Eğer, ben adayım desem, benden başka 21 üyemiz ben ‘aday değilim’ dese ben ne yaparım? Bunları faşizan bir yapıyla dernek yönetmediğimizi anlatmak adına söylüyorum. Dernekçilik, ekip mantığıyla yapılan bir iştir. Yönetim Kurulu ‘devam edeceğiz, sen de gitmeyeceksin’ derse başkanın başka şansı yoktur. Ya da yönetim kurulu karar alır, ‘başkan sen ayrılıyorsun, biz bu arkadaşlarla devam edeceğiz, sen de destek ver’ der. Bu gelenekler sivil toplum örgütlerinde artık yerleşmeli. Ben 284 oyla göreve geldim. İstediğin gibi mi seçildin derseniz ‘hayır’ derim. Ama, görevi aldıysam, onu da arkadaşlarımla birlikte layıkıyla yapmaya çalışırım” dedi. Nuhoğlu; kriz döneminde UND denizin içine bulunduğu tehdit ve tehlike nedir, nasıl olması gerekir ne yapılması gerekir sorularının hepsini büyük lojistik firmalarına anlattığını ve bu 14 büyük lojistik firmasının yüzde 50’den fazla UN Ro Ro payı olmasından dolayı bir başkan seçmelerinin istendiğini ve o dönem Hakan Keleş, Ruhi Engin Özmen gibi isimlerin önerildiğini belirtmiş ancak Ruhi Engin Özmen ismini kendisinin önermediğini söylemişti. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul konuyla ilgili olarak Hakan Keleş isminin geçmediğini Engin Özmen ismini ise Çetin Nuhoğlu'nun kendisinin önerdiğini belirtti. Musul sözlerini şöyle sürdürdü; "Temel amaç, iki farklı derneği birleştirmekti. O nedenle başkanı değil, yönetim kurulunun güçlü olacağı bir sistemin uygunluğu üzerinde mutabakata varıldı. Bunu öneren de, Çetin Bey’di. Başkan olarak büyük şirketlerin sahiplerinin adı geçti. Fakat, hem büyük olup, hem de operasyonun içinde olmayan tek kişi Engin Bey’di. Engin Bey’i Garip Bey önermedi, Çetin Bey’in kendisi önerdi. Engin Bey’i tanıdığını, başkanlık yapabilecek yetkinlikte biri olduğunu o söyledi. Garip Bey de, ‘Ben onun adına bir şey söyleyemem, kendisiyle konuşup size döneceğim’ dedi. Böylece Engin Bey üzerinde mutabakata varıldı. Kendisi de davetimizi kabul etti” Kurumlar kişilerle kaim değildir
Nuhoğlu'nun açıklamalarında "Başkan, bir kere daha aday olursa sektör bölünür ve ben de bunu engelleyemem" ifadesinin olduğunu belirten Özmen, "Sisteme güveniniz yoksa, böyle vehimlere kapılırsınız. Ama, kurduğunuz sistem güzel işliyorsa ve sisteminizde bir sakatlık yoksa kurumlar kişilerle kaim değildir" diyerek UND Başkanı’nın gitmesiyle bu kurum batacaksa, kilidi şimdiden kapıya vurmak gerektiğini söyledi. "Nuhoğlu söylediklerine ters düşüyor"
Nuhoğlu'nun kendi söylediklerine ters düştüğünü ifade eden Özmen, "İnsanların temel özelliği, eylemleriyle söylemlerinin birbirini tutmasıdır. Çetin Başkan, kalite sistemini kurarken ‘arkadaşlar, burası hiç kimsenin malı değildir. Burası kişilerle yönetilmez. Kurum kültürünü oluşturacağız. Kişi yetkileri sınırlandırılmış, kapsamları bellidir’ demişti. Biz, sadece iki arkadaşımızla değil, 17 arkadaşımızla yolları ayırdık. Ama, kurum yine ayakta. ‘Bir dönemi tasfiye ediyorsunuz’ psikolojisine kapılmak çok yanlıştır. Kimsenin kimseyi tasfiye ettiği yok. Çetin Bey, başkanlıktan ayrılalı 6 yıl oldu. Eğer siz hala kendi ekibinizin orada ve kendi emrinizde olduğunu düşünüyorsanız önce o insanlara haksızlık etmiş olursunuz. Sizin kurduğunuz sisteme yazık ediyorsunuz” ifadelerini kullandı. Musul; "çok fazla ayrıntı ile meşgul oluyoruz"
Düzenlenen basın toplantısında konuşan Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul ise çok fazla ayrıntı ile meşgul olunduğunu belirterek; “Biz şu anda Doğu Roma İmparatorluğu batarken, meleklerin cinsiyetini konuşan toplum gibiyiz” dedi. Çetin Nuhoğlu'nun tavrını onaylamadığını ifade eden Musul, Nuhoğlu'nun çok iyi bir entelektüel olmasına karşın, şu anki tutumunun kabul edilir yanı olmadığını belirtti. Musul sözlerine şöyle devam etti; "Sektör bölünemez, zaten bölünürse ölür. Ama iyi yerlere ulaştırmak, yabancılarla rekabet edebilmek için stratejiler geliştirmeliyiz. Küçücük bir detay amaç haline geldi.”
"Olaylara çanak tutmayın"
Sektörün zor günler yaşadığını, yabancıların payının giderek arttığını belirten Musul toplantıya katılan basın mensuplarından yaşanan olaylara çanak tutmamalarını isteyerek, "Devletimiz bizi sağmal inek gibi görüyor. Bir belgeye niye nakliyeci bedel öder? Bu Türkiye Cumhuriyeti’ne verilen bir belgedir ama belgemizin parasını bize ödetirler. Ulaştırma Bakanlığı alfabenin tüm harfleriyle belge çıkarmış ve senede milyonlarca lira kazanç elde etmektedir. Bunun karşılığında da en ufak bir destek alamayız. Gümrükteki yeknesak olmayan uygulamalar nedeniyle bir TIR’ı küçük bir su şişesiyle gümrüğe götürmek zorunda kalabiliyoruz. Sizlerin bize bu konuda destek olması lazım. Bu yönetimin ya da bundan sonraki yönetimin kalıcı iyileştirmeler yaparak sektörü çok daha iyi bir yere çıkarma gereği vardır" dedi. Musul; "Özmen doğru seçimdir"
Başkan Ruhi Engin Özmen konusunda doğru seçim yaptıklarını ifade eden Musul, Özmen'in büyük bir şirketin ortağı olmasına karşın, o şirketin faaliyet alanıyla birebir meşgul olmamasının getirdiği avantajla ciddi bir şekilde çalıştığını ve hak etmediği değerlendirmelere tabi tutulduğunu belirterek,"UND Deniz, doğru bir girişimdi; sektör, destek vermediği için battı. Ama biz arkadaşların arkasında durduk. Onların kendi şirketlerine gelebilecek darbeleri bertaraf etmek için hiçbir zaman 15 milyon Euro etmeyecek bir hisseyi satarak, derneğin dönmesini sağladık. Biz bu derneği aidat gelirlerinden başka geliri olmayan bir yapıyla devraldık. Gönül ister ki, her hafta medya ile bir araya gelelim. Biz de biliyoruz ki, sizlerle Ankara’ya daha rahat ulaşırız. Sektör basınını ihmal ettiğimiz bir gerçek. Bundan sonraki süreçte belli periyotlarla basınla bir araya geleceğiz" dedi. Nurcan GÜNEŞ www.tasimacilar.com 22.11.2012 Saat:16:35