Pick-up segmentinin özellikle 2021 yılı ile birlikte yükselişte olduğunun altını çizen Kaplan, “Ülkemizde özellikle 2010’lu yıllardan itibaren artmaya başlayan pick-up pazarı, 2017’de satış rekoru kırdıktan sonra pazardaki daralmaya paralel olarak düşmüştü. Ancak pandemi ile birlikte birlikte kişilerin koronavirüsten korunmak ve kalabalıktan uzak durmak için şehir dışına çıkmak istemesi ve pick-up araçların vergi avantajı nedenleriyle talebin oldukça arttığını görüyoruz. Ayrıca pick-up araçların kolaylıkla karavana dönüştürülebilmesinin de bu artışta payı mevcut.” dedi.
Birçok SUV araç sahibinin yüksek fiyatlı lüks SUV’ların yerine daha düşük fiyata benzer özelliklere sahip olan pick-up’ları tercih etmeye başladığını vurgulayan Kaplan, “Pick-up pazarına olan ilginin artmasının tek sebebi bunlar değil. Pick-up araçlar sunduğu geniş ve açık yükleme alanı, yerden yüksek olması, sağlam ve dayanıklı yapıları ve maceracı olmaları tercih edilme ihtimalini arttırmakta. Pick-up araçlar eskiden ticari ve taşıma odaklı üretiliyor, konfor ve güvenlik açısından SUV araçların gerisinde kalıyordu. Ancak yeni nesil pick-up’ların Lüks SUV araçların güvenlik ve konfor unsurlarını da bünyesinde barındırması, kişinin kendisini daha güvende ve konforlu hissetme lüksünü de sunmakta. Örnek vermek gerekirse, pazarın en önemli modellerinden biri olan Isuzu D-Max; şerit takip sistemi, ısıtmalı ve elektrikli koltuklar, adaptif hız sabitleyici, kör nokta uyarı sistemi, acil durum fren sistemi, Apple Car Play ve Android Auto seçenekleri olan 9” boyutunda dokunmatik ekranı gibi Lüks SUV araçları aratmayan pek çok teknolojik ve güvenlik unsurunu barındırıyor. Tüm bu teknolojik ve güvenlik unsurlarını üstün arazi kabiliyeti ve hem vergi, hem de yakıt avantajı sağlayan 1.9 cc’lik motoruyla birlikte sunması, tercih edilebilirliğini oldukça üst sınırlara taşıyor. Pick-up modellerinin bu gelişimi ile birlikte, gelecekte daha büyük pazar payına sahip olacağını düşünüyoruz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.