18 Haziran tarihinde İzmir'in Bergama ilçesinde mazot yüklü bir tankerin karıştığı kazada 13 ton mazot yola döküldü. Mazot yüklü tankerin karşı şeride geçerek devrilmesi sonucu meydana gelen kazada can kaybının olmaması bizler için sevindirici bir haber olurken çevreye verilen zarar ve mal kaybı ise derinden üzmüştür. 19 Haziran'da Samsun'da yaşanılan kazada ise tanker şoförü direksiyon hâkimiyetini kaybederek otoyoldaki refüje çıktı. Şans eseri kazada yaralanan olmaz iken araçta maddi hasar meydana geldi. 20 Haziran'da ise acı bir haber ile sarsıldık. Diyarbakır’ın Ergani İlçesi Jandarma Komutanı Astsubay Başçavuş Mehmet Albay, kullandığı otomobile akaryakıt tankerinin çarpması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybetti.Kaza sonucu şehit olan merhum Mehmet Albay’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına sabır diliyoruz.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu dramatik durum dolayısı ile daha fazla acı yaşanmaması için üreticilerin ve hizmet sağlayıcıların daha duyarlı hareket etmesini şiddetle öneriyoruz. Tehlikeli madde kapsamına giren her türlü yanıcı, patlayıcı, parlayıcı ve radyoaktif maddeyi taşıyan araçların ADR mevzuatlarına uyması ve bu araçları kullanan şoförlerin de yönetmeliklere uygun olarak eğitimlerini derhal ve ivedi olarak tamamlaması gerekmektedir.
Ülkemiz, Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) için hazırlanan yönetmeliğin 1 Ocak 2014 tarihi itibarı ile yürürlüğe girmesi sayesinde tehlikeli maddelerin taşınmasında çok önemli bir adım atmıştır. ADR Mevzuatı ile birlikte tehlikeli mallar; güvenli, kontrollü, seri, ekonomik, insan sağlığına zarar vermeden ve çevreye olumsuz etkisi en az olacak şekilde taşınmaya başlandı.Yeni üretilecek araçlarında ADR mevzuatına uygun olması ile birlikte tehlikeli mal taşıyan 20.000 aracın ise kademeli olarak 2018 yılına kadar ADR uygunluk belgesini almaları zorunlu hale getirildi. ADR uygunluk belgesi araçların yürüyen aksamının, fren, elektrik, tank, şasi ve mekanik bağlantı noktalarının mevzuata uygunluğunu sorgular ve her türlü kaza ve patlama riskini düşürerek can, mal ve çevre zararını minimuma indirir. ADR uygunluk belgesi için belirli zaman aralıklarının olmasına rağmen vatandaşlarımızın sağlığı, çevrenin kirlenmemesi ve mal kayıplarının önlenmesi için hizmet sağlayıcıların inisiyatif alarak bu süreleri beklemeden araçların ADR mevzuatına uyumlu hale getireceklerine inanıyoruz.
Bu Yönetmelik ve (ADR) hükümlerine uygun olarak ulusal ve uluslararası karayollarında tehlikeli yük taşımacılığı yapacak şoförlerin, Tehlikeli Mal Taşımacılığı Sürücü Eğitim Sertifikası (SRC5)/ADR Şoför Eğitim Sertifikasına sahip olmaları zorunludur. Tehlikeli malların taşınması esnasında şoförün yapması ve yapmaması gerekenler ile birlikte tehlike türleri ve tedbirler, trafik kısıtlamaları, çevre bilinci ve kaza sonrası yapılması gerekenler gibi konuları kapsayan eğitimlerin alınması hayati önem taşımaktadır. Bununla birlikte şoförlerin psiko-teknik eğitimleri, sağlıkları ve sürüş bilgileri sürekli denetlenmelidir.
ADR'li tankerler, her şeyden önce dengeli taşıma tasarımları gereği virajlarda veya manevra esnalarında aracın devrilmesini engellemektedir. Nitekim yol şartları ve zincirleme kaza sebebi ile devrilme gerçekleşir ise güvenlik önlemleri sayesinde tehlikeli maddeler tank içerisinde kalarak insan sağlığına ve çevreye zarar vermez. 18 Haziran tarihinde İzmir - Çanakkale karayolunda devrilen tankerin üstten dolum sisteminin olması sebebi ile 13 ton mazot dışarıya boşaldı. Çevreye çok ciddi bir zarar söz konusu oldu. Şanslıyız ki tankerin mazot yerine benzin taşımaması ve mazotun alev alacağı belirli dereceye ulaşacak koşullar oluşmadığı için bir facianın ucundan döndük. Eğer kazaya karışan tanker, ADR standartlarına göre alttan dolum yapılan bir tanker olsaydı, devrilme anında armatürlerdeki basıncın artmaması sayesinde yakıtın sızması engellenecekti. Böylece hem insan sağlığına hem de çevreye hiçbir zarar gelmiş olmazdı.
Diğer bir açıdan ülkemizde üretilen tankerler her ne kadar artık ADR mevzuatına uygun olsa da metal alaşımlı olanlardan dolayı yine ciddi tehlike içindeyiz. Metal alaşımlı tankerler, çarpışma veya devrilme esnalarında kıvılcım çıkardığı için patlamalara ve yanmalara neden olabilmektedir. Üreticilerin ve hizmet sağlayıcıların sorumluluk alarak ADR mevzuatının ötesine geçip metal alaşımlı tankerler yerine daha güvenli ve kıvılcım riski olmayan alüminyum hammaddeden üretilen tankerleri tercih edeceklerine inanıyoruz.
Dünyada trafik kazalarından dolayı her yıl 1 milyon 250 bin insan hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise 10 binin üzerinde vatandaşımızı kaybediyoruz. Trafik kazaları sebebi ile her yıl ortalama bir ilçe nüfusu yok oluyor, 250 binin üzerindeki yaralı sayısı ile de orta büyüklükteki bir il yaralanıyor ya da sakat kalıyor. Bu kadar riskli bir kaza haritasına sahip olan ülkemizde her an her yerde kaza olma ihtimali vardır. Türkiye'de herhangi bir konuyla ilgili yasal mevzuat yayınlansa dahi uygulamada bazen sıkıntılar yaşayabiliyoruz ve sürekli değişiklikler yapılarak ertelemeler söz konusu oluyor. Konunun insan sağlığını ve çevrenin korunmasını içermesinden dolayı araç üstü ekipman ve treyler üreticileri olarak bizler ve sektörümüzde faaliyet gösteren hizmet sağlayıcılar artık daha sorumlu hareket ederek ADR mevzuatını bir sosyal sorumluluk projesi gibi ele almalı ve yollarımızı derhal herkes için daha güvenli hale getirmeliyiz.