“5 sene öncesinin fiyatlarıyla çalışıyorduk”
En son 5 yıl önce düzenlenmiş bu personel taşıma fiyatları ile çalıştıklarını hatırlatan Ali Bayraktaroğlu: ”İSTAB olarak bir baktık burada büyük boşluk var herhangi bir artış yapılmamış. Düşündük taşındık dedik ki bunu hemen TUHİM’in gündemine taşıyalım, hemen yazılarımızı yazdık toplantıya davet edildik İSAROD ve İSTAB’ın teklifini aldılar. Tekabülünde yüzde 30-50 arası artış yaptık geçen 5 yılda zam yapılmamasına dayanarak gerçi istediğimiz fiyatları alamadık son söz belediyeye aittir fakat ciddi oranda yükselttik diye düşünüyoruz.
UKOME toplantısında personel fiyatlarını belirlemenin yanı sıra okul fiyatlarını da konuştuk. Eylül’de fiyatları belirliyorlar ki o zaman okullar açılmış olduğundan atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Hem veli soruyor hem taşıma şirketi muallakta kalıyor bu yüzden Haziran’da, olamıyorsa Temmuz ya da Ağustos’ta bu tarife ile ilgili artışı belirleyelim veliler ne ödeyeceğini bilsin taşımacıda aldığı farka göre yatırımını yapsın” dedi.
MAZOT İNDİRİMİ BAHANESİYLE FİYATLARI KIRIYORLAR
“Aşırı rekabetten dolayı istediğimizi alamıyoruz”
Mazot fiyatlarının aşağı inmesiyle şirketlerin farklı beklentilerinin oluşmaya başladığını anlatan İSTAB Başkanı “Şirket mesela 100 lira verdiği bir yerde normalde enflasyona göre fark almanız gerekirken bizden mazot fiyatını bahane ederek indirim talep ediyor ki bu sene çok sayıda şirket yenilemesini indirimle aldı. Bunun çok hakkaniyetli olduğunu düşünmüyoruz parametremiz sadece mazot üzerine kurulu değil. Evet yüzde 30 gibi kısmını oluşturuyor ama diğer yüzde 70 zamlanmış durumda.
İstediğimiz fiyatları alamıyoruz, sektör bundan çok ciddi bir şekilde rahatsız ve şirketlerin arasındaki bu amansız rekabetten de rahatsız inanılmaz fiyatlar var ortada. Birkaç yıl öncesinin fiyatlarıyla dönüyor bu piyasa birde mazot bahane edilerek fiyatlar aşağı çekilince olan yine tedarikçi esnafa oluyor. Şirketler kendi karlarından kısıpta tasarrufta bulunmak istemiyor bu yüzden fiyatları düşük tutmaktan yana duruyorlar. Bu rekabet biraz önlendiği zaman bizde hak ettiğimiz rakamlarla işimizi yapabilecek duruma geleceğiz” diyerek sitemini dile getirdi.
Ali Bayraktaroğlu İSTAB’ın hiçbir zaman rekabeti ölçme, değerlendirme ve yaptırımda bulunma gibi şeyleri tüzüğü gereği yapamadığını,sadece tavsiye ve telkinlerimizi devamlı bölge toplantılarında görüştüğümüzde dile getirdiklerini ifade etti.
“Sektör kış içinde baharı göremiyoruz”
Sektöre bakıldığında şu anda baharını yaşamıyor, kış içindeyiz diyen İSTAB Başkanı Bayraktaroğlu :” Mali tarafına baktığımızda birkaç parametre var para kazanma veya kazanmama meselesinde. Yatırım maliyetleri ve işletme maliyetleri artıyor mu artıyor, şirketlerden aldığınız kazancınız artıyor mu, bir bakıyorsunuz şirketlerdeki ciddi bir şekilde birbirlerinin işine girip vermiş olduğu fiyatlara baktığınızda maalesef ya nötr kalıyor ya da birkaç derece azalıyor. Böyle bir dengenin içinde nasıl ayakta kalabilirsiniz? Ben ısrarla sektördeki tüm şirketlere aracılığınızla seslenmek istiyorum, biraz daha maliyet analizi yaparak fiyat teklifi vermemiz gerekiyor birçok bileşeni var bu işin. Çok iyi hesap kitap yapmamız gerekiyor, önümüzdeki yıllarda ne olacağı belirsiz, özmal yatırımları eğer böyle giderse artacak gibi görünüyor. Bunların hepsini hesap ederek fiyat vermek durumundayız ve uzun süreli anlaşmalar yapacaksak nokta atışı yapmamız gerek, aksi taktirde şirketimizi bir boşluğun içinde bulabiliriz” dedi.
Ali Bayraktaroğlu taşıma şirketlerinin hizmet verdiği şirketlerden daha zengin olmadığını, büyük şirketlere düşük fiyatlara hizmet sunduklarını, olması gerekenin dışında çalıştıklarını söyledi.
MUTLAKA SORULMASI GEREKİYOR Kİ KANUN SIĞ DOĞMASIN
“Yasa çıkartırken bize danışmıyorlar”
Engelli yönetmeliğinin bir süre daha uzatılacağını düşünen İSTAB Başkanı Bayraktaroğlu, hiçbir şekilde buna altyapılarının müsait olmadığını ifade etti. Araştırmalarına göre AB’den önce Türkiye’de uygulamaya konulmak istenen tek yasa olduğunu anlatan Bayraktaroğlu ,yasanın uygulanmaya çalışıldığını ve ters teptiğini söyleyerek, mevcut araçlara böyle bir dönüşüm yapmanın mümkün olmadığını herkes gördü dedi.
Bir yasa çıkarken Ar-Ge çalışmasının yapılması gerektiğini ve sektörle ilgili sivil toplum kuruluşlarına, ilgili yöneticilere işin duayenlerine belki de şirket sahiplerine bunların sorulması gerekiyor diyen İSTAB Başkanı sözlerine şöyle devam etti ” Sonra itirazlar oluyor yasaya, realiteyle uyuşmayan bir durum varsa hukuk yolu açık. Hemen müşterek akılla toplanılır alt komisyon toplantıları yapılır, herkesin fikri alınır yasa ona göre şekillendirilir bir günde çıkar ve resmi gazetede yayınlanarak herkes mutlu ayrılır. Sonuçta en ufak konularda bile istişare yapılıyor artık.
AB uyum kriterleri yani bizim bilmediğimiz belirli yasaların altında çalışan yasalar var, bunlara entegre olmak için alışmaya çalıştığımız belli değişiklikler oluyor. Yasalar çıkarken bize sormuyorlar, elimizdeki kaç tane araba çöp olur hiç düşünmüyorlar. Şu anda özellikle kaç tane araba var bu şekilde bir sormaları gerek turizmciler perişan oldu diye biliyorum. Engelli yasası çıkarken bu araçlara bile lift koyun dediler bize, düşünsenize 8 kişilik arabada 4 koltuğu attın ne kaldı 4 kişi işin doğasına aykırı bakarsanız. Sektöre, bilirkişilere, sivil toplum kuruluşlarına, odalara ve derneklere mutlaka sorulması gerekiyor ki kanun sığ doğmasın” dedi.
“Tüm araçları değiştirin dediler”
İhtiyaç halinde engellinin ulaşılabilirliğini sağlamaları gerektiğini ve ulaşımın herkesin hakkı olduğunun altını çizen Bayraktaroğlu “Engelli kavramını yaparken şuna bakmak lazım, engelli dediğinizde yaklaşık 30 tür önümüze çıkıyor. Hareketinde bir engel olacak ki taşımasında ne yapabileceğimize bakacağız, başka engellilerde var spastik ve otizmli çocuklar gibi bunlarda aynı statüye giriyor. Bu çıkması planlanan yasada bütün araçları değiştirin diyordu bizde ihtiyaç kadar değiştirelim dedik, misal 10 tane engelli taşınacak varsa 10 kişilik filo kuralım. Bir şirketi engelli taşımacılığa zorlayamazsınız belediyeye çalışanlar hariç, taşıdığı kurum veya şirkette engelli varsa şayet onu taşımak zorunda” dedi. Kendilerinin yasanın bu şekilde düzeltilmesinden yana olduğunun, araç yapım firmalarının da kulislerde etkili olmasıyla bakanlıklardan bu konuyu kanundan çıkartma kararı aldığını söyledi.
METRO AĞI KURARSANIZ SERVİS SEKTÖRÜ OTOMATİKMAN ORTADAN KALKAR
“Devlet öncelikle elini kendi taşının altına koyacak”
Başbakan Davutoğlu’nun ‘Ana alterlerde servis araçları kalkacak’ açıklamasının ardından tam reaksiyon gösterecekken iki gün sonra Ali Babacan bu konuyu tekzip ederek açıklama yapmaya zaman olmadığından bahseden Başkan Ali Bayraktaroğlu: ”Babacan, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını söyledi, servislerin yaşayacağını hatta büyüyeceğini ifade etti, fakat kamu kurumlarında, ulaşılacak yerin yanına metro kurmuşsam oradaki servisi kaldırım dedi. Devletin tasarrufunda olan bir mevzuya biz bir şey diyemeyiz, yakışanı da odur. Başta kamu tarafından başlayıp devlet öncelikle elini kendi taşının altına koyacak, ondan sonra özel sektörden istekte bulunacak. Sanırsam sayın başbakan önüne koyulan dosyaya istinaden böyle bir açıklamada bulundu, servislerin azaltılması ile ilgili bir tasarruf olacağını düşünmüyorum ki zaten böyle bir alt yapımız yok.
New York, Londra ve Paris gibi metroyu yerin altına örebilirseniz insanların ulaşım ile ilgili problemleri kalmaz, park et devam etleri oluşturursunuz aracını park eder metroya biner işine giderken dönüşte alıp evine gider. O zaman bu şartlara getirirseniz İstanbul’u bu sektör otomatikman ortadan kalkar. İstanbul’un metro ihtiyacı bana göre 1300 km civarında, şu an ki mevcut metro ağımız 120 kilometre. Zaman içinde böyle bir ağ oluştuğunda bunu uygulayacağız deseydiniz kamuoyu tarafından böyle bir reaksiyon almazdınız, servisler kaldırılacak diye direkt bir başlıkla çıkarsanız otorite olarak ciddi bir geri dönüş alırsınız” diyerek eksikliklerin daha çok görülmesi gerektiğini söyledi.
“Belirli bir özmal oranı olmalı”
İSTAB Başkanı firmaların önceden minimum yaklaşık yüzde 10 civarında araç bulundurduğunu, fakat yeni bir yönerge değişikliğinden sonra personel araçlarında da yüzde 5 özmal bulundurma oranı getirildiğini hatırlatarak ”Örnek verirsek 100 araçlık bir personel taşıma işi yapıyorsanız en az 5 tanesi şirketin üzerine kayıtlı olmak zorunda, belediyelerin bunu kademe kademe arttırma çalışmaları yaptığı bilgisini alıyoruz.
Belli bir özmal oranı olması gerekiyor, herkes bu işi yaptığından rekabet edemiyoruz özmalı sıfır bırakırsak yine problem yaşarız. Şu an için yüzde 5’in kabul edilebilir rakam olduğunu, bir süre daha insanların entegrasyon süresi geçirmelerinin gerektiğini ve birden bire yükselirse firmaların zora gireceğini düşünüyoruz. Okul taşımacılığında özmal şartları daha ağır, 100 aracınız varsa en az 33 adedi sizin olmalı denildiğinden külfeti daha yüksek maalesef ” diyerek sektörün ağır yükünden yakındı.
Bayraktaroğlu şirketler açısından özmal oranlarının yükseltilmesi çok doğru olmadığını, ciddi yatırımlar sonucunda kazançlarının aynı oranda yüksek olmayınca, kısacası alıp verdikleri birbiriyle örtüşmediğinde zarar ettiklerini söyledi.
Umut Çelik / tasimacilar.com