Yeni yıla düşük baz etkisiyle güçlü büyümeyle başlayan otomotiv satışları, daha sonra küresel tedarik zincirindeki aksamaların etkisiyle oluşan araç yokluğu nedeniyle yavaşladı.
Özellikle taşıt kredi faizlerindeki artış satışlardaki yavaşlamanın artmasına yol açtı.
2021'de otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 49.3 oranında azaldı
Doğruluk Payı'nın aktardığına göre; 2021 yılında otomobil ve hafif ticari araç satışları, 2020 yılına göre yüzde 7.9 oranında azalırken, sadece Aralık 2021'deki azalma, 2020 yılının aralık ayına göre yüzde 46 oldu. Otomobil pazarındaki daralma son 10 yılın ortalaması dikkate alındığında daha da net ortaya çıktı. Aralık 2021'de otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık aralık ayı ortalama satışlara göre yüzde 49.3 oranında azaldı.
'Kişisel tercih değil, zorunluluk'
Verilere göre satışlardaki düşüş, son yıllarda ortaya çıkmış gibi görünse de Türkiye’deki otomobil sayısı Avrupa ile karşılaştırıldığında her zaman düşük seviyedeydi. Bin kişiye düşen binek araç sayısı bakımından Avrupa’nın en zayıf ülkesi olan Türkiye’de, bu durum kişisel bir tercih değil, zorunluluktan kaynaklanıyor.
Eurostat’ın yaşam koşulları tespitine yönelik yaptırdığı anket çalışmasında Avrupa vatandaşlarına "Hanenizde özel kullanıma mahsus araç sahibi olan kimse var mı?” sorusu soruluyor. Araba sahibi olmayanlar arasında araba maliyetini karşılayamayanların yanı sıra arabaya ihtiyacı olmadığını belirtenler ya da başka gerekçelerle araba sahibi olmak istemeyenler de bulunuyor.
Nüfusun yüzde 34.8'inin araba alacak maddi gücü yok
Yine Eurostat verilerine göre, Türkiye hanehalkı nüfusunun yüzde 34.8’inin araba sahibi olacak maddi gücü bulunmuyor. AB ülkeleri arasında en kötü durumda olan Romanya’da ise bu oran 23,5. Bu alanda en iyi durumda olan AB ülkeleri ise 1.7 oranla Güney Kıbrıs, 2.4 oranla Malta ve 2.6 oranla Slovenya.
Aynı kategoride Türkiye için Eurostat’ta bulunan en güncel veri 2020 yılına, en eski veri ise 2006 yılına ait. 2006 yılında yüzde 60.7 seviyesinde olan araba maliyetini karşılayamayan nüfus oranını 15 yılda yüzde 34.8’e kadar geriletmeyi başaran Türkiye için 2021’de gelinen durum ise şimdilik belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Sputniknews