Elektrikli araç parçalarının daha tasarım aşamasında onları taşıyacak sağlam, güvenilir ve sürdürülebilir ambalajlar hakkında düşünmek tedarikçilere ve OEM'lere önemli ölçüde zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor.
Automotive Logistics dergisinde yayınlanan 2021 Elektrikli Araç Batarya Tedarik Zinciri raporuna göre, elektrikli araç pazarının önümüzdeki 10 yılda yüzde 20 yıllık bileşik büyüme oranlarına sahip olması bekleniyor. Pandemideki büyüme hızının artması, elektrikli araç batarya üretimine büyük bir yatırım yapılmasına zemin hazırladı. Raporda, küresel batarya üretim kapasitesinin 2020'deki 475 GWh'nin 2030'a kadar 2.850 GWh'nin üzerine çıkması öngörülüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan "2050'de Sıfır Emisyon: Küresel Enerji Sektörü İçin Yol Haritası" raporuna göre, küresel emisyon hedeflerine ulaşılması için ulaşımda elektrifikasyonun artırılması gerekirken, elektrikli araçlara yönelik batarya üretiminde mevcut durumda yıllık 160 gigavatsaat olan kapasitenin 2030 yılında 6 bin 600 gigavatsaate yükseleceği tahmin ediliyor.
Batarya tedarik zinciri yeni mali riskleri beraberinde getiriyor
Sektör, batarya fiyatlarını KWh başına 100 doların altına düşürmeyi hedefliyor, bununla elektrikli araçların maliyetini içten yanmalı motorlu araçlarla aynı seviyeye getireceği belirtiliyor. Bu durum üreticilerin elektrikli araç satış hedeflerine ulaşmasının anahtarı olarak görülüyor. Enerji araştırmalarında söz sahibi olan araştırma şirketi Cairn ERA’ya göre, en verimli Li-Ion batarya üreticisi bile, KWh başına 187 dolarlık batarya maliyetine sahipken sektör ortalaması KWh başına 246 dolar seviyesinde seyrediyor. Diğer yandan, elektrikli araç devi Tesla ise kilovat başına batarya üreticilerine ortalama 142 dolar öderken içten yanmalı motor maliyetine en yakın şirket olarak göze çarpıyor. Orijinal ekipman üreticisi firmaların (OEM) maliyetlerini düşürme baskısının, batarya üreticilerine de yansıyacağı öngörülürken; yeni nesil batarya tedarik zinciri, birden fazla nesil boyunca gelişen mevcut otomotiv tedarik zincirinden çok farklı olması sebebiyle finansal istikrarlarını etkileyecek risklerin ve faktörlerin olduğu gözleniyor.
Elektrikli araç bataryalarında en büyük sorun nakliye
Bu kritik faktörlerlere bağlı olarak sıklıkla gözden kaçırılan konuların başında; Li-Ion hücreleri, modülleri ve batarya paketlerini taşımak için kullanılan ambalaj geliyor. Elektrikli araç bataryaları, nakliye sırasında tehlikeli sızıntılara, termal kaçaklara ve kalite kaybına karşı oldukça savunmasız. Bu, ambalajın BM sertifikalı olması ve standart otomobil parçalarına göre çok daha yüksek gereksinimleri karşılaması gerektiği anlamına geliyor. Dolu bir batarya paketi için kullanılan karton kutular bile 300 ila 500 ABD Doları arasında, toplam batarya maliyetinin yaklaşık yüzde 7'sine mal olabiliyor. Ancak tek yönlü karton kutu, nakliye sırasında batarya kalitesini etkileyebilecek birçok faktöre karşı çok daha az koruma sağlıyor. Deniz yolculuklarındaki nem kartonu zayıflatabilir, istifleme hasarına karşı savunmasız bırakır ve otomatik üretim hatlarına uygun olmadığı için daha fazla elleçleme gerektirir. Tüm bu riskler göz önüne alındığında, nakliye sırasında karton kutudan kaynaklı hasar veya kalite kaybı maliyeti, karlılık üzerinde ciddi etkilere sahip olabiliyor.
BM onaylı konteynerler batarya nakliyesinde fark yaratıyor
Hücreleri ve modülleri, BM onaylı yeniden kullanılabilir standart konteynerlerle taşımak, çok daha yüksek bir paketleme yoğunluğu sağlayarak verimliliği artırıyor. İki kat yerine üç kat istiflenebilen konteynerler, deniz konteynerlerinde daha fazla ürün taşınmasını sağlıyor. Bu iki faktör, tek başına çok daha düşük maliyetlere ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına yardımcı oluyor. Karbon ayak izini düşürme kapsamında bakıldığında da karton kutu atıkları, yönetim ve geri dönüşüm maliyetlerinin yanı sıra karbon ayak izini artırıyor. Diğer yandan talepte ani artışlarla karşılaşıldığında sürekli doğru ambalaj tedarikinin sağlanması büyük bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu faktörler, kar marjlarını artırmak ve korumak için, batarya tasarım sürecinin başlarında bir elektrikli araç batarya ambalaj ortağına duyulan ihtiyacı açıklıyor.
Müşteriler her zaman ihtiyaç duyduğu kalitede doğru ambalaja sahip oluyor
CHEP, Li-Ion batarya ambalaj ve nakliyesinde tedarik zinciri ortağı olarak müşterilerine özel çözümler sunuyor. Küresel tecrübesi ve otomotiv endüstrisindeki çalışma deneyimiyle de maliyet, risk ve israf azaltan yeniden kullanılabilir çözümler ile dikkat çekiyor. CHEP, aynı zamanda otomotiv tedarik zincirleri için gerekli standartları karşılayan, mevcut riskleri optimize eden, tehlikeli madde taşımacılığı için ilgili tüm gereklilikleri ve sertifikaları karşılayan BM-sertifikalı konteynerler tedarik ediyor. Paylaşılmak ve yeniden kullanılmak üzere tasarlanan konteynerler, Li-Ion bataryalara çok daha fazla koruma sağlıyor. CHEP kullanım öncesi tüm konteynerlerinin onarım, bakım ve tedarikiyle de ilgileniyor. Talepteki değişiklikler ne olursa olsun, müşteriler her zaman ihtiyaç duyduğu kalitede doğru ambalaja sahip oluyor. Şirket, maliyet ve israfı azaltmak için müşterilerin ambalaj çözümünü tamamen optimize etmesine yardımcı oluyor. Bilgisayar Destekli Tasarım yazılımı ile optimum paket yoğunluğu hızlı bir şekilde hesaplanabiliyor ve hatta gerekirse ihtiyaca yönelik özel ambalajlar da tasarlanabiliyor. Tedarik zincirinin tam görünürlüğünü sağlayan, konteynerlerin hem durumu hem de konumu hakkında gerçek zamanlı olarak veri ve öngörü sağlayan izleme çözümleri de sunuluyor. Şirket, otomotiv sektörünün batarya tedarik zincirindeki zorlukların üstesinden gelebilmesi için sektör genelinde iş birliği yapıyor. 2018'den beri CHEP, elektrikli batarya üretimi, nakliyesi, kullanımı ve imhasıyla bağlantılı tüm alanlardan uzmanların bir araya geldiği "Battery In Focus" forumlarını da yönetiyor.
“Maliyetleri düşürme ve sürdürülebilirliği artırmada sektörlerin küresel çözüm ortağıyız”
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan CHEP Otomotiv Avrupa Bölgesi Kilit Müşteriler Lideri Engin Gökgöz, “Lityum-İyon batarya üreticileri, tedarik zincirlerinde yeni riskler ve yükümlülüklerle karşı karşıya kalıyor. CHEP'i bir tedarik zinciri ortağı olarak dâhil etmek, daha fazla batarya taşırken daha az maliyet, daha az belirsizlik ve daha az atık anlamına geliyor. Dünyanın en büyük paylaşıma ve yeniden kullanıma dayalı tedarik zinciri yönetim şirketiyiz. Küresel bazda baktığımızda CHEP, en sürdürülebilir şirketlerden biri olarak derecelendirilmiştir. Tüm kıtalarda OEM'ler ve Tier1'lerle birlikte çalışarak 30 yılı aşkın süredir yeniden kullanılabilir otomotiv tedarik zinciri çözümleri aracılığıyla maliyetleri düşürme ve sürdürülebilirliği artırma konusunda küresel çözüm ortağı olarak çalışmalarımıza sürdürüyoruz” diye konuştu.