Bosch, Otomotiv Teknolojileri iş kolunun 2013 yılında, yüzde 6 civarında vergi öncesi satış kazancı elde etmesinin beklendiğini söyleyen Bosch GmbH Yönetim Kurulu ve Araştırma Geliştirme Bölümü Başkanı Dr. Volkmar Denner, Bosch Grubu’nun genelinde ise, öngörüler doğrultusunda yüzde 2 ila 4 arası büyüme kaydedilmesi beklendiğini bildirdi.
“Otomobil üretimi önümüzdeki yıl yaklaşık yüzde 3 oranında artacak”
Bosch’un tahminlerine göre, dünyadaki otomobil üretimi önümüzdeki dönemde yılda yaklaşık olarak ortalama yüzde 3 oranında artış sağlayacağını belirten Denner, “Kuzey Amerika ve Çin küresel otomotiv sektöründeki büyümede başı çekerken Avrupa’da ise kademeli bir iyileşme görülecek” diyerek Avrupa’daki binek otomobillerin ortalama yaşının 9 yıl ile rekor yüksekliğe ulaştığına dikkat çekti.
Volkmar Denner ayrıca Kuzey Amerika’da mevcut kayıtlı taşıt filosunun yaşının ortalama 11 olduğunu, bölgede yeni otomobillere olan talebin yükselişte olmasının altında da bunun yattığını ifade etti.
Bu sebeplerden dolayı, gelişmekte olan piyasalardaki faaliyetlerini yoğunlaştıran Bosch, 2011 ve 2013 yılları arasında Asya-Pasifik bölgesinde yaklaşık 2,8 milyar Euro tutarında yatırım gerçekleştirdi.
İçten yanmalı motordan tam elektrikli tahrik tertibatına kadar araştırma faaliyetleri içinde yer alan Bosch’un Dizel ve benzinli motorlarda ise halen yakıt tasarrufu potansiyeli bulunuyor.
Güvenlik sistemleri 5 milyar Euro satış gerçekleştiriyor
Dünyanın dört bir yanında çevre koruma ve kaza önleme standartları gitgide sıkılaştırılıyor. Bu, güç aktarım organlarında elektrikli sistemlere geçilmesi, otomatik sürüş alanlarında da büyümeyi canlandıracak. Sürüş desteği alanında, pazardaki hacimlerin 2013 ile 2017 yılları arasında üçte bir oranında yükselmesi bekleniyor. Günümüzde, Bosch sürücü desteği ve güvenlik sistemleri ile 5 milyar Euro tutarında yıllık satış gerçekleştiriyor. Toplamda, bu alanlarda 5 bin Bosch mühendisi çalışıyor.
Sürücü destek sistemleri ve sensör teknolojisinin geliştirilmesine ek olarak, taşıtların ağa bağlanması ve birbirlerinden haberdar olmaları, otonom sürüş için tamamlayıcı bir rol oynuyor. Gelecekte, mobil iletişim ara yüzleri üzerinden yüksek miktarlarda veri taşınacak. Bunlar aynı zamanda buluta kaydedilip analiz edilerek diğer veri kaynaklarına bağlanacak. Tüm bunların sonucunda da, taşıtlar bulundukları ortamlara gitgide daha fazla bağlanırken taşıt sistemleri de tehlikeleri çok daha hızlı şekilde fark edip bunlara cevap verebilecek. Örneğin, yoldaki bir virajda başlayan trafik sıkışıklığını gören bir sürücünün frene basması halinde, taşıt tehlikeyi fark ederek yolda aynı noktaya doğru ilerleyen diğer sürücüleri uyaracak.