Ulaştırma Dünyası’nda 3 haftadır sürmekte olan bir yazı dizisini, gecikmeli okudum:Yüksek Hızlı Tren Yazarı Sayın Mehmet Çağrı Kızıltaş’ın; genç, geleceği de parlak, değerli bir akademisyen olduğunu ve muhtemelen sektörün yakından tanıdığı değerli hocamız Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’nın öğrencilerinden olduğunu, ancak şimdi asistanlığını yaptığını memnuniyetle öğrendim. Bahçeşehir Üniversitesi UYGAR (Ulaştırma Uygulama Araştırma) Merkezinde birlikteler, Sn. Ilıcalı; o birimin kurucusu ve müdürüdür.
Bunları sadece kendim için ifade etmiyorum. Sn. Kızıltaş’ın; ne kadar sağlam temellere dayanan AR-GE çalışmalarına, dünyada ve ülkemizin uzak/yakın çevresinde demiryollarına dair projelerden ve uygulamalardan gerçekleşenlere ve ülkemize doğru da hızla gelişine, bunun önlenemeyeceğine dayanan yazılarına, sektörümüz inşallah göz vermiştir, dikkat etmiştir.
Sadece okumak yetmiyor elbette. Sayın Kızıltaş gibi değil ama bunların gelmekte olduğundan bahseden birkaç makalem olduğunu hatırlarsınız. Çoktandır sizlerle paylaşmak istediğim, dolayısıyla da tekrar uyarı vesilesi olmasını dilediğim, resimli bir haber vardı. Gündeme başka konular girmişti.
Sayın Kızıltaş’ın yazıları, bana bunu hatırlattı ve paylaşıyorum. Paylaşırken de son sözümü tekrarlamak istiyorum.
Değerli sektör mensupları;
Tren, alabildiğince hızını almış geliyor. Bunun karşısında hiçbir şey yapmamak, o trenin altında kalmak yani taşıdığı kazançlardan kaçmak olacaktır. Bundan yararlanabilmek için konsorsiyum/lar (şirket ortaklıkları) kurulmalı, ortak olunmalıdır. Bir tür kombine taşımacılıkla insanları adeta evden-eve taşımak hizmetine çevrilenmelidir; evden-otobüse, otobüsle trene, trenden otobüsle tekrar eve...
Ahmet TÜRKOĞLU