Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Metro’dan söz ediyordu ve New York Metrosu kadar geliştirileceğinin müjdesini (!) veriyordu.
İstanbul’da ulaşıma, başta alt yapı olmak üzere, milyarlarca dolarlık (hükümet desteğini de arkasına alarak) yatırımlar yapıldığını görüyoruz, duyuyoruz. Çok önemli gelişmeleri takdir etmek gerekir. Ancak yine de İstanbul’un ulaşım-trafik sorunlarının çözüleceğini söylemekte daha ölçülü olmak gerekecektir. 12-13 yıl önce İstanbul’a gelen "Trafik Uzmanı”nın görüşüne katılmamak olmaz.
Günümüzde, 2013’de durum ortada. İstanbul böyle de, peki New York nasıl? Ulaşım-trafik yanıyla güllük gülistanlık mı? Hayır, kocaman hayır.
NYC’nin 1904’den beri hizmet veren, 1335 km uzunlukta, 468 istasyonlu hat ağı olan metrosu, trafik-otopark sorununu çözmeye yetmemiş 5’inci, caddenin batı yakasına giden tek yönlü 35’inci sokakta park eden araçlara sürtmeden geçmek, her sürücünün başaracağı iş değil.
NYC Manhattan’da cadde ve sokaklar sarı renkli taksilerden geçilmiyor. Otopark fiyatları el yakıyor, cep yakıyor. Fiyat tarifesine, fotoğraflara dikkatlice bakıldığında görüleceği gibi yarım saati 8:46 $ üzerine tax, yani KDV’yi ekleyeceksiniz.
Özetle Sayın Kadir Topbaş'ın müjdesine sevinmekle birlikte, çözüm o kadar kolay değil kısacası.
Ancak yine de "Toplu taşımı iyileştirerek, düzenleyerek, özel araçla bireysel ulaşımın onunu alma yolları aranmalı, bulunmalı. Özel aracını alan yola çıkabilir ama gideceği yere, tıkanan trafikte ulaşamaz, arabasının içinde bekler. Bu bekleyişler daha da artacaktır. Çünkü İstanbul trafiğine her gün birkaç yüz yeni araç ekleniyor. Bu hızlı gelişmeye - değişmeye yönetimlerin çözüm üretmesi hep arkadan geliyor, gecikiyor.
Ulaşım aracı yaparken (metro) alırken (otobüs) işletme düzeni de almak gerekiyor. Birileri çıkıp yöneticilerimize bu durumu anlatmalı.
İyi yolculuklar.
Ünsal Altunbaş
Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı
Kurucu üyesi