Hürriyet’in baş sayfasındaki başlık çok doğru bir ilginçliğe sahiptir. 'Levha Yoksa Ceza Da Yok!' (Suçlama da olamaz)
Sayın otobüsçüler (ve tüm sürücüler)
Bu haber hepimiz için çok önemlidir. Sadece para cezaları değil, kaza tutanakları da böyle keyfi yapılıyor. Ben bu konuda çok uğraş veriyorum, ancak tutanaklara itiraz edilmiyor, müteselsil sorumluluk sarmalında; 3 lü yıkım başlıyor: 1-Sürücü, 2-Otobüs sahibi, 3-Firma…
Olay/Kaza Sonrası İşaretlemeler
Karayolları (ve Trafik Zabıtası) bu olayda da aynı şeyi yapmış, gidip-incelediğim daha önceki olaylardaki gibi… En unutulmazını da Tortum/Aksukapı Kavşağındaki 7 ölümlü otobüs faciası sonrası yaşamıştık, bazı levhalar eklenirken fotoğraflamıştık da…
Olay Yerinde Fotoğrafın Önemi
Olay yerine yaklaşırken geçtiğiniz (100-150 metre öncesi) levhalar, çizgiler, bariyerler, yol zemini kalitesi/tehlikesi, 2 yönlü yolda birden fazla taşıtın karıştığı olaylarda ise, onun da geride bıraktığı aynı hususlar ve taşıtın/taşıtların olaydaki pozisyonları mutlaka fotoğraflanmalıdır. 'Fotoğraf, tutanağı yener.' En önemlisi, aşağıdaki karardır. Olayın hikâyesini sonra okuyalım: Trafik cezasına ‘emsal’ iptal Ali Dağlar 25 Temmuz 2013 Mahkeme 110 km hız sınırında 74 ile seyreden sürücünün itirazını haklı buldu.
Karar: Hukuk Devletinin Gereğidir
”İdari makamlar hizmet sundukları insanları uyarma ve bilgilendirme görevini yerine getirmeden bu şekilde uygulama farklılıklarına gidemez. Hukuk devletinde idare yeni uygulamaya geçirdiği kurallarla ilgili vatandaşları bilgilendirmekle yükümlüdür. Hatta daha önce var olduğu ileri sürülen ancak idarenin bizzat kendisinin yanlış uyguladığı kurallarla ilgili de, bu yanlış uygulama sonucunda vatandaşının yaşam tarzında oluşturduğu alışılagelmişliklerin değiştirilmesinde de aynı yükümlülüğü vardır. Bu durum hukuk devleti olmanın bir gereğidir. İdari makamlar, kamu yararına olduğu kuşkusuz olan yerleşim yeri hız limiti belirleme ve buna dair denetim yapma yetkisini kullanmadan önce, gerek uyarı levhaları ile gerekse kitle iletişim araçları kullanarak bilgilendirme ve uyarma yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Bu yükümlülük yerine getirilmeden yapılan işlemler hukuka aykırı olduğu için bahse konu hız kontrolünde başvuran hakkında yapılan işlemin iptali gerekir.”
Olayın Başlangıcı
Bir sürücüye Selimpaşa’ da “yerleşim yeri hız sınırı” 50 km hız sınırını aşıp 74 km hız yaptığı gerekçesiyle 343 lira idari para cezası kesildi. Uyarı levhalarının davadan sonra konulduğunu tespit eden mahkeme “İdari makamlar hizmet sundukları insanları uyarma ve bilgilendirme görevini yerine getirmeden uygulama yapamaz” diyerek cezayı iptal etti. Karar emsal niteliği taşıyor. Her yıl katlanan ve uygulamadaki çelişkiler nedeniyle mahkemelere taşınan trafik cezalarında mahkeme emsal bir karar verdi. Bölünmüş yol için yasal sınır olan 110 km altında 74 km hızla seyrederken trafik levhası veya başkaca bir uyarıda bulunulmadan 343 lira para cezası kesilen sürücü Ç.Y.’nin itirazını kabul eden mahkeme, hukuk dersi vererek cezayı iptal etti. Kararda, “Hukuk devletinde idare yeni uygulamaya geçirdiği kurallarla ilgili vatandaşı bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu durum hukuk devleti olmanın bir gereğidir” denildi. Bölgede uyarı levhasının pek çok şikayet ve açılan davanın ardından konulduğu ortaya çıktı. Karar kesin nitelik taşıyor.
Trafik Amirliği Kaybetti
Silivri’de Görevli Ç.Y.’Ye, 24 Nisan 2013 günü İstanbul yönünde seyrederken, bölünmüş yol niteliğindeki Selimpaşa’da “yerleşim yeri hız sınırı” 50 km hız sınırını aşıp 74 km hız yaptığı gerekçesiyle 343 lira idari para cezası kesildi. Ceza tutanağı sonradan tebliğ edilen Ç.Y., Silivri 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde cezaya itiraz etti. Ç.Y. itirazında bölgenin 110 km azami hız sınırı bulunan bölünmüş yol olduğunu, “yerleşim yeri hız sınırı”nın 50 km olduğuna dair herhangi bir uyarı levhasıyla karşılaşmadığını, kesilen cezanın yasaya açıkça aykırı olduğunu öne sürüp Silivri Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği’nin kestiği idari para cezasının iptalini istedi.
Sonradan Levha Konulmuş
Silivri Bölge Trafik Amirliği’nden gelen yanıtta, radarlı hız kontrolü yapılan bölgenin 50 km hız sınırı bulunan yerleşim yeri olduğu vurgulanıp itirazın reddi istendi. Mahkeme kararında, bölünmüş yollarda otomobil için azami hız limitinin 110 km olduğu hatırlatılıp şöyle denildi: “Vatandaşı bilgilendirici ilanların yapılmadığı bahse konu uyarı levhalarının 17.05.2013 günü yerleştirildiği, itiraza verilen cevap içeriğinden, daha önce de bu yollarla ilgili aynı limitlerin geçerli olduğu, bahse konu bölünmüş yolların uygulama yapılan yerlerin, yerleşim yeri yol kesimi olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu kuralın daha önce uygulanmadığı ve uygulanmama neticesinde herkesçe bilinmesi mümkün olmayan yerleşim yeri yol kesimi gibi bir sınırlandırmadan habersiz kişilerce, tüm bölünmüş yollarda uygulanan hız limitlerinin bu yollarda da geçerli olduğunun kabul edildiği tartışmasızdır.