Bu süre içerisinde UND hem ulusal hem de uluslararası düzeyde en etkin sivil meslek örgütü olmayı başarmış ve bu başarısını ilk kez ulusal kalite ödülünü alarak taçlandırmıştır.
Ülkemiz taşımacılık sektörü 2001 yılı öncesine göre çok daha bilinçli, rekabetçi ve proaktif davranabilmektedir. Çünkü o yıllarda yola çıkarken, belirlenen misyon ve vizyon ile hedeflere akılcı ve katılımcı modelle çalışılarak hızla ulaşılmıştır. Çok tabiî ki tüm hedefler henüz gerçekleştirilmedi ama bu katılımcı modelle devam edilecek çalışmalarla tüm hedeflere adım adım varılacağı kuşkusuzdur.
Bu süre içerisinde Sayın Çetin Nuhoğlu’nun başkanlığıyla başlayan ve Sayın Tamer Dinçşahin’in başkanlığıyla devam eden iki başarılı yönetim dönemi yaşanmıştır. Sayın Nuhoğlu’nun vizyonerliği, derin entellektüel birikimi ve sektöre olan bağlılığı ile, Sayın Dinçşahin’in sektörü bizzat yaşayan deneyimli bir kişi olması ve bu sayın Başkanların Yönetim ve İcra Kurullarının başarılı ekip çalışması sonucu UND, en başta söylediğim etkin meslek örgütü unvanını elde etmiştir.
10 yıllık süreçteki Nuhoğlu dönemini ‘toparlanma ve atılım’ dönemi olarak adlandırabiliriz. Zira bu dönemde, sektörün en büyük eksikliği olan başta eğitim olmak üzere Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu’nun kurulması, sınır kapılarının modernizasyonu (ki Gürbulak Sınır Kapısı UND’nin yüz akı projelerinden bir tanesidir), uluslararası konvansiyonlara ve organizasyonlara katılım, işbirlikleri, yönetimde katılım modelinin yerleştirilmesi gibi pek çok makro konuda son derece başarılı çalışmalar yapılmıştır.
Sürecin ikinci dilimindeki Dinçşahin döneminde ise başlanılan projeler sıkı sıkıya takip edilerek tamamlanmış, işbirlikleri geliştirilmiş, komşu ülkelerle yakın işbirlikleri kurulmuş, kota ve vize ile mücadele için Avrupa’da sıkı bir kampanya başlatılarak taşımacılarımızın uğradığı haksızlıklar yüksek sesle ve uluslar arası düzeyde dile getirilmiş, komşumuz Bulgaristan, Rusya gibi ülkelerle yaşanan geçiş belgesi sorunlarının giderilmesinde Bakanlığımızın büyük desteği alınarak etkin çalışmalar yapılmış, taşımacıların en üst örgütü olan IRU nezdinde UND 2.Başkanının IRU Yönetim Kuruluna seçilmesi sağlanmış, başta ADR ve eğitim olmak üzere UND bir çok organizasyonda hep öncü rolü üstlenmiştir.
Bu süreç içerisinde gerçekleştirilen en önemli olay ise, 10 yıl önce bölünerek ayrılan iki sektör derneğinin yeniden UND çatısı altında birleştirilmesidir. Sektörü daha etkin kılmanın birlik olmaktan geçtiğine inanan UND ve RODER yönetimleri bu dönemde olağanüstü çaba ve özveri göstererek bu birleşmeyi sağlamışlardır. Bu birleşme, bu yönetim dönemi için belki de tarihe düşülecek en önemli başarı notudur.
Olağan iş akışı ve gündemdeki konuları büyük bir özveriyle takip eden bu yönetim döneminde bunlarla yetinilmeyerek yeni ve çok önemli bir projeye imza atılmıştır: UND Deniz. Ülkemiz taşımalarının önemli bir kısmının yapıldığı Avrupa’ya açılan alternatif Ro-Ro güzergahını işleten mevcut Ro-Ro şirketinin el değiştirip yabancıların eline geçmesiyle bu hattı kullanan taşımacılarımızın maliyetleri sürekli değişerek kontrol edilemez bir hale gelmiştir. Nitekim, 1994 yılında uluslararası nakliyecilerce alternatif hat yaratmak ve taşımacılara hizmet etmek amacıyla kurulan o şirket, zamanla gelişmiş ve el değiştirmesiyle birlikte sadece kar amacı güden bir işletme haline gelmiştir. Taşımacılarımızın maliyetlerini azaltmak ve daha çok rekabetçi olmalarını sağlamanın gerekliliğine inanan UND yönetimi 2010 yılının Nisan başlarında UND Deniz Taşımacılığı A.Ş.’yi kurarak Tekirdağ’dan Fransa’ya alternatif bir hat tesis etmiştir. Bu hattın açılması gerek Batı Avrupa’ya yapılan taşımaların önündeki transit geçiş engellerinin bertaraf edilmesi, gerekse de Ro-Ro taşımacılığında rekabet yaratıp taşıma maliyelerinin dengelenmesi açısından son derece önemlidir. Kurulan şirketin tamamı UND’ye ait olup şirketin Yönetim Kurulu yine UND Başkanlık Divanının İstanbul’da ikamet eden 5 üyesi tarafından oluşturulmuştur. Bazı özel teşebbüslerin büyük paralar harcayarak kurmaya çalıştığı ama başaramadığı alternatif Ro-Ro hattı, UND Deniz Yönetimi tarafından kısa sürede oluşturularak hayata geçirilmiştir. Finansal olarak Derneğin mütevazı şartlarıyla kurulan bu hattın, hayata geçirilip çalıştırılması büyük bir başarıdır. Ne var ki, daha önce de çeşitli vesilelerle dile getirilen bazı olumsuzluklar yüzünden şirket 2010 yılı sonunda faaliyetini durdurmak zorunda kalmıştır. Bu zorunluluğun ayrıntılarına girmeden, sadece başlıklarının hatırlatılmasında fayda vardır. UND Deniz’in faaliyete girmesiyle mevcut Ro-Ro şirketi paniğe kapılmış ve yıllardır Fransa’ya açmadığı hattı kısa sürede açarak yıkıcı rekabete başlamıştır. Mevcut İtalya hattı daha kısa ve dolayısıyla maliyeti daha az olmasına rağmen yeni açtığı Fransa hattının navlun bedelini daha düşük tutmuş ve çeşitli promosyonlarla UND Deniz’i kullanan nakliyecileri kendine çekmeye çalışmıştır. Tekelci olmanın verdiği yüksek avantajı kaybetmenin doğal refleksiyle hareket eden şirket ‘rakibini batırma ve pazarda yalnız kalma’ stratejisini uygulamıştır. Ve bu stratejisinde kabul etmek gerekir ki başarılı olmuştur. Ancak bunu başarmasının temelinde, ne yazık ki, büyük çoğunluğu UND üyesi olan Ro-Ro müşterisi nakliyecilerimizin bu gerçeği görememesi ve piyasa tabiriyle ‘kısa günün karı’ hesabı yapmasıdır. Nitekim, UND Deniz’in faaliyetini durdurmasıyla birlikte mevcut Ro-Ro şirketi yılbaşında navlun fiyatlarına ilk zammı koymuş ve yıkıcı rekabette kaybettiği karlarını yine nakliyeciden misliyle geri almaya başlamıştır. Diğer yandan, Fransa’nın 2010 Kasım ortalarında kabotaj gerekçesiyle Türk yarı römorklarının Fransa’da Türk çekicilerle çekilmesini yasaklaması, UND Deniz’i daha da çok sıkıntıya sokmuştur. Zira, Ro-Ro ile yapılan taşımaların %60’ına yakını verimlilik açısından yarı römork şeklinde gerçekleşmektedir. Bu yasakla birlikte, gemilerdeki zaten yüksek olmayan doluluk oranı yarı yarıya düşmüştür. Tüm bu olumsuzlukların giderilmesi için UND Deniz Yönetimi büyük çaba harcamış, sektör temsilcileriyle sık sık bir araya gelerek çıkış yolları aramıştır. Yönetimce kişisel hiçbir kusur ve ihmal olmamasına rağmen ve tüm iyi niyetli ve özverili çabalara karşın çıkış yolu bulunamayınca UND Deniz Yönetimi bunu kendince başarısızlık olarak addetmiş ve ülkemizde pek alışık olmadığımız onurlu istifayı seçmiştir.
Yönetimin tüzük gereği yenileneceği Olağan Genel Kurul'a 2 ay gibi çok kısa bir süre kala bu istifa erdeminin gösterilmiş olması çok anlamlıdır. Umarım bu onurlu davranış, başta tüm meslek ve sivil toplum örgütleri, ticari kuruluşlar ile siyasi partilerimize örnek teşkil eder.
Yeni yılın tüm lojistik ve ulaştırma sektörü mensuplarına sağlık, başarı ve bol kazanç getirmesi dileğiyle, bu değişim döneminde başından beri naçizane yürütmeye çalıştığım Yönetim Kurulu Üyeliği görevimin ifası süresince ilgili olan tüm dostlara en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.
Ali ÇİÇEKLİ