Türkiye lojistik sektörünün temel çerçevesini çizmek, sektör paydaşları, üniversiteler ve basın kuruluşları için sektöre yönelik referans kaynağı olmak, Türkiye'nin dış ticaretinde taşıma modlarının payına ve gelişimine yönelik bilgi vermek amacıyla hazırlanan raporda dikkat çeken başlıklar ise şöyle:
2021’E KONTEYNER KRİZİ VE NAVLUNLARDAKİ ARTIŞ DAMGA VURDU
2020 yılına damgasını vuran koronavirüs pandemisinin olumsuz etkileri 2021 yılında da devam etti ve yıl içerisinde ortaya çıkan yeni varyantların etkileri küresel lojistik sektöründe de hissedildi. Virüsün kişisel ve toplumsal sağlığa etkilerinin azaltılması ve nihai olarak yok edilebilmesi amacıyla virüse karşı aşı üretimi dünyadaki tüm ülkelerin vatandaşlarına ulaştırıldı, COVID-19 ile yaşanan kırılmanın ardından güçlü bir toparlanma süreci başladı. 2021 yılında dünyada yaşanan K Tipi Toparlanma ile sektörel bazlı yaşanan büyümeler takip edildi.
2021 yılında lojistik sektörü farklı krizler ile baş etmeye çalıştı. Konteyner ve küresel tedarik zinciri krizleri, yüksek maliyet artışlarına sebep oldu. Konteyner krizi, konteynerlerin hem daha pahalı hem de erişilemez hale gelmesine sebebiyet verdi, bu durum da doğrudan küresel tedarik zinciri sorununu ortaya çıkardı. Pandemi kısıtlamalarının hafiflemesi ile beraber taşımacılık hizmetlerine olan talep arttı, pandemi sürecinde iptal edilen gemi seferleri sebebiyle limanlara yığılan siparişlerin yüklenmeye başlaması ile navlunlarda artış yaşandı.
Dünya çapında etki yaratan şoför krizi ise ülkemizi de yakından etkiledi. Şoför sayısında yaşanan eksiklik, istihdam edilecek personel bulunamaması sebebiyle lojistik maliyetleri yükseltti. 23 Mart 2021 tarihinde Japon “Ever Given” adlı konteyner gemisinin karaya oturması ile beraber Süveyş Kanalı’nın kapanması, küresel ticaretin aksamasına sebebiyet verdi. Pandemi tedbirlerinin gevşetilmesi ile
beraber enerji taleplerinde yaşanan artış ile doğal gaz ve kömür fiyatlarında rekor kırıldı. Yaşanan krizlere rağmen küresel ticaret 2021 yılında toparlanma eğilimi gösterdi ve COVID19 öncesi rakamlara yaklaştı.
LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜ YAKINDAN İLGİLENDİREN REGÜLASYONLAR AÇIKLANDI
2021 yılında başta lojistik sektörünü etkileyecek uluslararası regülasyonlar açıklandı. Bunlardan bir tanesi Avrupa Komisyonu tarafından temmuz ayında açıklanan “Fit for 55” oldu. Bu paket ile sınırda karbon düzenlemesi, yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması, düşük emisyonlu ulaşım modlarının ve bunları destekleyecek altyapıların kullanıma sunulması ön plana çıktı. Paket kapsamında Avrupa Birliği’ne yapılacak ihracata ilave vergi yükümlülüğü getirilmesini öngören yasal düzenlemelerden bir başkası da Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) oldu.
DİJİTALLEŞME SEKTÖRDE EVRİM YARATIYOR
Salgın ile beraber yeni iş yapış şekilleri de hayatımıza girdi ve sektörde dijital bir evrim yaşandı. Bu süreçte e-ticaret, otomasyonlar ve azalan fiziksel temas ön plana çıktı. Limanlar otonom hale geldi, gümrük süreçleri iyileştirildi, altyapı modernizasyonu sağlandı ve gümrük beyanları dijital ortamda yapılabilir hale geldi.
KAMU YATIRIMLARINDAN EN FAZLA PAYI ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME SEKTÖRÜ ALIYOR
Türkiye’de son 5 yılda yapılan kamu yatırımları incelendiğinde 2021 yılında Ulaştırma ve Haberleşme sektörü toplam yatırım planında en büyük payı aldı. 2020 yılı verilerine göre Türkiye’de Ulaştırma ve Depolama sektörünün GSYH’ye katkısı %8 civarında oldu. Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri’nde taşımacılık faaliyetleri hem ithalatta hem de ihracatta en büyük payı aldı.
2020 yılında hizmet ihracatı yaklaşık 25,5 milyar ABD Doları iken hizmet ithalatı ise yaklaşık 23 milyar ABD Doları oldu. 2021 Mart ayı itibarıyla lojistik sektörünün toplam nakdi kredi borcu ise 218 milyar TL seviyesinde gerçekleşti, söz konusu borç bir önceki yılın aynı döneminde 156 milyar TL idi. 12 aylık dönemde kredi borç miktarı %40,1 oranında arttı. Sektörün kullandığı kredi Ocak ayında 196,793,813,000 TL’ydi; 2021 yılı sonunda kredi miktarı %35 oranında artış gösterdi.
DENİZYOLU TAŞIMACILIĞI DEĞER VE AĞIRLIK BAZINDA İLK SIRADA
Taşınan malların değeri bazında son 10 yıllık dönemde denizyolu taşımacılığı hem ithalatta hem de ihracatta en büyük paya sahiptir. Karayolu taşımacılığı Türkiye’nin dış ticaret taşımalarında değer bazında ikinci sırayı almaktadır. Taşıma türleri arasında Türkiye’nin dış ticaret faaliyetlerinde değer bazında havayolu taşımacılığı üçüncü sırada gelmektedir. Demiryolu taşımacılığı Türkiye’nin dış ticaretinde en düşük paya sahip taşıma türüdür. Değer bazında olduğu gibi ağırlık bazında da denizyolu taşımacılığı önde gelmektedir. Karayolu taşımacılığının ithalattaki payı 2021 yılında yaklaşık %5,36 seviyelerindedir. Demiryolu taşımacılığı Türkiye’nin hem ithalatında hem de ihracatında son 10 yıllık dönem içerisinde ağırlık bazında %1’den az paya sahiptir. Havayolu taşımacılığı kısıtlı kapasite sebebiyle Türkiye’nin dış ticaretinde ağırlık bazında en az paya sahip taşımacılık türüdür.
ABD VE ALMANYA İLK BEŞTE
Türkiye’nin ihracatının ülke grupları bazında dağılımı incelendiğinde, hem 2020 hem de 2021 yılı sonunda AB-27 ülkelerinin %41,3 ile ilk sırada yer aldığı görülmektedir. İthalatta ise AB-27 ülkelerinin payı 2020 yılı sonunda %33,4 oranında ve 2021 yılı sonunda ise bu oran %31,5 oranında gerçekleşti. AB harici Avrupa ülkelerinden 2020 yılında yapılan ithalat tüm ithalatın %16,3’ünü teşkil ederken bu oran 2021 yılı sonunda 16,5 oldu. 2021 yılında Türkiye’nin ihracat gerçekleştirdiği ilk 20 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yaklaşık %66, ithalat yapılan ilk 20 ülkenin toplam ithalattaki payı ise yaklaşık %67’dir. Almanya ve ABD hem ihracatta hem de ithalatta ilk 5 ülke arasında yer almaktadır. İthalatta birinci ülke konumundaki Çin’in payı %11,88 iken ihracattaki payı ise %1,63’tür.
PANDEMİ DEMİRYOLUNU ÖNE ÇIKARDI
Demiryolu yük taşımacılığı, diğer taşıma modlarına göre daha çevreci, ekonomik ve güvenli bir taşıma türü olması ile öne çıkmaktadır. Türkiye’nin dış ticaretinde demiryolu taşımacılığının değer bazındaki payı diğer tüm taşıma türlerinin payından düşüktür. Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında demiryolunun payının önceki yıllara göre arttığı görülmektedir. Temassız ticareti mümkün kılması sebebiyle demiryolu yük taşımacılığına yönelik artan rağbet bu artışta etkilidir.
Karayolu taşımacılığı değer bazında Türkiye’nin dış ticaretinde ikinci sırada yer almaktadır. Karayolu taşımacılığının ithalatta 2011-2021 yılları arasındaki döneminde en düşük oranı %17,88 ile 2018 yılında gerçekleşti. İhracatta da %28’lik oran ile 2018 yılında karayolu taşımacılığı en düşük payını yaşadı. 2021 yılında değer bazında uluslararası karayolu taşımacılığında en yüksek değerlere ulaşıldı. Uluslararası yük taşımacılığında ağırlık bazında karayolu ile ihraç edilen yükler, ithal edilen yüklerden daha fazla paya sahip oldu. 2011-2021 yılları arasında 2016 yılında ithalat taşımaları %3,72’lik oran ile en düşük payındadır, ihracatta ise 2020 yılında %16,79’luk oranla en düşük payındadır. İthalat yüklerinin ağırlık bazında payı en fazla %5,36’lık oran ile 2021 yılında olurken ihracat yüklerinin ağırlık bazında payı en fazla %24,68’lik oran ile 2015 yılında oldu. Karayolu yük taşımacılığında ağırlık bazında taşınan yüklerde hem ithalatta hem de ihracatta 2021 yılında en yüksek ton değerine ulaşıldı.
HAVAYOLU 2021’DE TOPARLANMA EĞİLİMİNE GİRDİ
Havayolunda 2011 yılından 2021 yılına kadar olan dönem içerisinde dış hat kargo trafiği iç hat kargo trafiğine kıyasla daha büyük ve doğrusal bir gelişme gösterdi. 2013, 2014, 2015 ve 2021 yıllarında 100.000 tonu aşan iç hat kargo trafiği son 10 yıl içerisinde en düşük hacme COVID19 pandemisinin etkisiyle 51.043 ton ile 2020 yılında sahip oldu. 2021 yılı sonunda ise iç hat kargo trafiği 111.466 ton şeklinde istatistiklere yansıdı. 2020 yılında 1.368.576 toplam kargo trafiği 2021 yılında %21 artış ile 1.615.709 ton oldu. Pandemi etkisini daha hafif bir şekilde hissettiğimiz 2021 yılı sonunda ise dış hat kargo trafiği hacmi 1.504.243 ton olarak gerçekleşti ve artış oranı %14 oldu.