Yılan Hikâyesine Dönen Plaka Tahdidinde Bin Söylem Bir Eylem

Yılan Hikâyesine Dönen Plaka Tahdidinde Bin Söylem Bir Eylem

Bireysel servisçilerin sıkıntılarını duyurma adına 29 Nisan’da yapılacak olan eylem öncesi bir toplantı düzenleyen İSDER ve ULAŞ-İŞ Sendikası 500’e aşkın bireysel servisçiyi bir araya getirdi.

Yaşadığımız yüzyılda önemi gittikçe artan sivil toplum örgütleri, sendikalar, kitle örgütleri, odalar ve meslek kuruluşlarında örgütlenen ve demokratik zeminde taleplerini dile getirmeye çalışan, haksızlığa uğradığını, haklarının gasp edildiğini düşünen, kişiler veya sosyal gruplar barışçıl temelli hak arama mücadelelerini yan yana durarak sokağa taşırlar. Yakında sokağa çıkacak gruplardan biri de ‘bireysel servis şoförleri’…

Demokrasinin olmazsa olmazı olan barışçıl sokak eylemlerinde servisçiler, yılan hikâyesine dönen plaka tahdidi uygulamasına, vergi levhaları olmasına rağmen korsan taşımacı olarak yaftalanmalarına, İstanbul plakalı araçların, il dışında özellikle Gebze sınırında yaşadıkları sıkıntılara, yalnızlaştırılmalarına, yalnızlaştıkça güçsüz kılınmalarına karşılık şoför esnafı alanlarda sorumlulardan hesap soracak.


500’ü aşkın servisçi İSDER ve ULAŞİŞ’in düzenlediği toplantıya katıldı

İstanbul Servisçiler Derneği (İSDER) ve Türkiye ULAŞ-İŞ Sendikası da 29 Nisan’da servisçi esnafının uzun süredir talep ettiği plaka tahdidine yönelik yapılacak eylem için de ön hazırlık yapmak amacıyla Kartal Soğanlık’ta düzenlediği toplantı ile Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen yaklaşık 500’ün üstünde bireysel servisçiyi bir araya getirdi.

Gerçekleştirilen toplantıya İSDER Başkanı ve aynı zamanda ULAŞ-İŞ sendikası ikinci başkanı Murat Erdoğan, Türkiye ULAŞ-İŞ Sendikası Başkanı Abdurrahim Barın ve çeşitli oda ve derneklere bağlı servisçi esnafı katıldı.

Toplantının İlk Konuşmacısı İSDER Başkanı ve aynı zamanda ULAŞ-İŞ sendikası ikinci başkanı Murat Erdoğan oldu. İstanbul’daki odaların görevlerini yerine getirmediklerini söyleyen Murat Erdoğan, bireysel servisçilerin bitmek bilmeyen sorunlarının başında plaka tahdidinin olmaması ve vergi levhası sahibi olmalarına karşın korsan taşımacı olarak nitelendirilmeleri olduğunu ifade etti. Bu sebepten kaynaklı bazı araçların bağlandığını söyledi. Erdoğan konuşmasında, engelliye uygun araçların olmaması halinde yol belgesi alamamalarını, yasal olarak araç yaş sınırının öğrenci de 12, personel taşımacılığında ise 19 yaş olması gerekirken, 3 yaşında araçların talep edilmesine yönelik sorunlardan bahsederek derneğin gerek geçmiş zamanda yaşanan sıkıntılardan kaynaklı üyeler tarafından gerekse odalar tarafından sahipsiz bırakıldığına vurgu yaptı.


“Korsan kanunu servisçiyi ağır yaraladı”

2012 yılında çıkan korsan kanunu ile öngörülen ağır cezaların servisçiyi vurduğunu ifade eden Erdoğan, okulların açılmasıyla beraber çok ciddi cezalara maruz kaldıklarını, senetlerini ödeyemeyecek duruma gelen servisçinin zor durumda olduğunu belirtti. Engelli asansörlerinin, servis araçlarında da uygulanmasına yönelik çıkan yasada her araca engelli asansörünün takılmasının 10 milyarlık bir maliyete yol açtığını, yerleşilecek sistem ile araçlardaki koltuk sayısının azalacağına yönelik açıklama yapan Erdoğan uygulama konusunda herhangi bir şekilde bilgilendirilmediklerinin de altını çizerek uygulamanın yanlış olduğunu söyledi.

İstanbul’da araç yaş sınırlaması gittikçe düşüyor

Araç yaş sınırlamasına yönelik de çalışma yaptıklarını aktaran Murat Erdoğan, Amerika’da ve Avrupa’da servis araçlarının 35 yaş sınırlarına kadar çalışmaya devam ettiklerini, İstanbul’da bu sınırın 19 ile belirlendiğini söyledi. İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde yer alan OTAM’a başvurduklarını ve konuyla ilgili bir rapor talep ettiklerini ifade ederek: “1 seneye yakın raporun gelmesini bekledik. Yaptığımız görüşmeler sonucunda raporumuzu aldık. Rapora göre günümüzde taşıtların tasarımı sırasında ömrü ile ilgili olarak alınan kriter km’dir. Örneğin ticari taşıtların tasarımında ömür olarak 1 milyon km ekonomik ve yıpranma payı olarak kabul edilmiştir” diyerek ellerinde 1 milyon km ticari araçların taşıma yapacaklarına dair raporun mevcut olduğunu aktardı.


‘Biz sokakta kötü çocuk olalım, siz hakkımızı arayın yeter!’

Raporu 2 yıl önce aldıklarını ve konuyu servisçiler odasına bildirdiklerini söyleyen Erdoğan, odaların yapması gereken işi yaptıklarını belirtti ve odalara seslenerek “biz sokakta kötü çocuk olalım siz odaların başında efendi insanlar olarak hakkımızı arayın. Bu raporu savunun o insanları borç batağına sokmayın. 3-5 yaşında araçlarla bu piyasa dönmez” dedi. Odaların görevini yapmadıklarını söyleyerek meslek odasını toplantıya katılan servisçilere şikâyet etti.

Derin Olan Kuyu mu Kısa Olan İp mi?

2011 yılında plaka tahdidi ile de çalışma yaptıklarını belirten İS-DER Başkanı Erdoğan “belediyenin, emniyetin, ulaştırma bakanlığının, müsteşarların kapısını aşındırdıklarını söyleyerek “İnsanların bakış açısı İstanbul’da tahdit olmaz. İstanbul’da tahdit olmaz da o işi yapan 40 tane vilayetin derdi neydi. Bunlar plaka tahdidi alarak neden bile bile suç işliyorlar? Ya oralardaki tahdidi kaldırın, ya da buraya tahdit verin” diyerek gasp olarak nitelendirdiği plaka tahdidinin servisçiye verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Birçok servisçinin kötü durumda olduğunun altını çizen Erdoğan firmada çalışan servisçinin ödenmesi gereken ücretlerini alamadıklarını belirtti. “Şu anda taksicisi, dolmuşçusu, halk otobüsçüsü takır takır para kazanırken servisçiyi bırakın para kazanmayı oturduğu evi satıp borcunu ödemek zorunda kalıyor. Bu mu düzen, bu mu hak, bu mu adalet” diyen Erdoğan yaşanan durumun haksızlığına dikkat çekti.

“Bıçak Kemiğe Dayandı”

Toplantının diğer konuşmacısı olan Türkiye ULAŞ-İŞ Sendikası Başkanı Abdurrahim Barın ise oda yönetiminin 2009 yılında seçilmesinin ardından oda ve sendika yöneticilerinin bir araya geldiğini söyledi.

İSTAB, İSAROD, Türkiye Ulaş-İş Sendikası, İstanbul Servisçiler Derneği başkanları olarak aynı masada aynı fikirlerle servisçi esnafının arkasında olduklarını ifade eden Barın, 2011 yılında odada “bıçak kemiğe dayandı artık biz bittik” diyerek eylem kararı aldıklarını fakat anlaşılamayan bir nedenle bu kararın uygulanmadığını belirterek “2011’e kadar beraberdik de 2011 Şubat ayından sonra ne değişti de bu eylemden vazgeçildi. Bizim görüşümüz yine aynı biz ayrılmış değiliz. Ayrılan bir taraf yok” dedi.


Servisçi Esnafı ‘hep beraber’ eylemde

Firmaların ödemeleri geç yaptığına değinen servisçi esnafı ise, borçlarını ödemekte sıkıntı çektiklerini, firmaların servisçilerin sırtından para kazandıklarını ifade etti. “Sıkıntının içerisindeyiz” diye servisçi esnafı uzun zamandır yanlış işleyen bir sistemin içinde olduklarını ve artık bu sistemin değişmesi gerektiğini söyledi.

‘Aracımı ateşe vereceğim’

Toplantıya katılan bireysel servisçiler ise böyle bir eylemin çok daha öncesinde yapılması gerektiğini belirterek iki farklı zamanda ve mekânda yapılacak olan eyleme destek vereceklerini bu eylemlerin farklı zamanlarda yapılmasının ise daha çok ses getireceği konusunda hemfikir. Fakat servisçiler açısından bu eylemlerde yeterli değil, yaşanan sıkıntılarla orantılı olarak çok daha büyük eylemlikler yapılması gerektiğini vurgulayan servis şoförlerinin içinde, ‘şartlar değişmezse, para kazandırmayan aracımı ateşe veririm’ diyenler oldu.

Alev ARSLAN / Oya KAYA 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
45 Yorum