TOF ve TTDER’in iftarına beklenenden fazla katılım sağlandı
Şehirlerarası yolcu taşımacıları ve Turizm Taşımacılığı Derneği TOF ve TTDER 11 ayın sultanı Ramazan Ayında tüm sektörü bir araya getirdi. Yaklaşık 300 kişinin katılım sağladığı iftar yemeğinde sektör sorunlarına değinildi.
Anadolu Isuzu’nun sponsorluğunda Sütlüce Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen iftar yemeğine katılım oldukça yoğundu. Düzenlenen iftar yemeğine Ulaştırma Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Hamza Demirdelen, Türkiye Otobüsüler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri, Tüm Otobüsçüler Federasyonu(TOF) Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, Tüm Otobüsçüler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri, Turizm Taşımacılar Derneği Başkanı Sümer Yığcı, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkanı Ramazan Baş, Otobüsçüler Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve sektörün duayeni Ali Osman Ulusoy, TTDER Üyeleri, Anadolu Isuzu Satış ve Pazarlama Direktörü Fatih Tamay, İSTAB Başkanı Hakan Orduhan, Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Uygulama Araştırma(UYGAR) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye Otobüsçüler Federasyon Genel Başkanı Mehmet Erdoğan ve üyeler katıldı.
Şehir içinde şehirlerarası yol kat ediliyor
Ramazan ayının hayırlı olması dileğiyle başladığı konuşmasında sektör sorunlarına da değinen TOF Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, taşımacılığın dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kabuk değiştirdiğini söyledi. Bu değişim ve dönüşümün beraberinde sıkıntıları da getirdiğini hatırlatan Yıldırım, şehir içinde otobüsleri sefere çıkaramadıklarını, çıkarılan otobüslerin ise şehirlerarası mesafeyi şehir içinde kaybettiğini açıkladı.
Taşımacılığın büyük bir sektör olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin geçiminin taşımacılıktan sağladığını söyledi. Gerek yükte, gerekse yolcu taşımacılığında Türkiye’nin ciddi bir karayolu taşıma ülkesi olduğunu ifade eden Yıldırım, “Taşımacılar olarak gücümüzün farkında olalım. Burada olmayan 850 bin kamyon, Türkiye genelinde hizmeti eden 300 bin minibüs, şehiriçinde taşımacılı yapan halk otobüsünden servisçiye kadar birçok taşımacı var. Gerçekten bunu bütünüyle düşündüğünüzde dehşet boyuttu var” dedi ve sistemin doğru yönetilip yönetilmediği konusuna dikkat çekti.
“Lojistikçiler platformu” diye bir platform oluşturmayı düşündüklerini söyleyen Yıldırım, daha önce böyle bir oluşum için adım atıldığını fakat gerekli aktiviteyi sağlamamasından dolayı oluşumun gerçekleşmediğini belirterek “haklarımızı söke söke alabilmek için derneği toparlayıp daha büyük olmak zorundayız” dedi. Şehir içinde insanların zamanlarının büyük bir bölümünü yolda harcadıklarını dikkat çeken Yıldırım, bunun değişmesi gerektiğini buna yönelik çözüm önerisi getirdiklerini belirterek “Çıkıyorsunuz yola yollar kapalı, yürüyemiyorsunuz. Oysa yıllardan beri konuşulan ve yapılmayan belki de 2015 yılını hedef alan bir planlama ile büyükşehir belediyesi ile görüşerek günü 3’e bölerek yani sabah 6:30-8:30-9:30 üç parti halinde…. Sabah 6:30 işçiler, 8:00’de öğrenciler, 9:30’da memurlar ve üniversite öğrencileri planlaması yapılırsa bir servis aracını günde 3 kez kullanma şansımız var” dedi ve yeniliğin bu şekilde oluşması gerektiğini söyledi.
Sektörü genel anlamda etkileyen Gezi Parkı olaylarına da değinen Yıldırım, özellikle turizm taşımacılarını büyük sekteye uğratan bu durum turistin ülkeye girişinde sıkıntı yaşattığını söyleyerek “tüm turizm taşımacısı meslektaşlarımızın İstanbul’daki hareketlerini ülkeye gelen turist sayısını direkt olarak etkileyen bir faktördü. Biz hak aramanın doğru bir yol olduğunu biliyoruz. Bu tansiyonun ilk günlerde düşürülmesi lazımdı. Tansiyon düşürülemedi. Bir kişi çıktı durarak eylem yaptı. Durarak eylem yapmak varken vurarak eylem yapmak doğru değil. Çünkü bugün ortada olan bu sıkıntının gelecek kış aylarında Türkiye’nin ekonomisine ciddi bir yansıması olacak, sıkıntılar yaşatacak. Özellikle bizim taşıma meslek grubu turizmciler bundan olumsuz etkilenecek” dedi.
Turizmde yaşana sıkıntıların bunla bitmediğini ifade eden Yıldırım, “Parklanma sıkıntıları var. Karaköy yolcu gemisi alanına gemiler geliyor turistleri alıp, gidecekleri alışveriş merkezlerine, tarihi ziyaret yerlerine getiremiyoruz. Getirdiğimiz zaman araçları park edemiyoruz, ceza yazılıyor” dedi.
“İstanbul’da turist taşıyan otobüslerin bir kimliğe kavuşması”
Dernek olarak bunla ilgili çalışmalarının devam ettiğini belirten Yıldırım, Samatya –Yenikapı arasında 3-4 bin dönümlük bir alanın miting alanı olarak düzenlendiğini, senenin 350 günü boş duracak bu alanlarda paklanma yapılması için başvuruda bulunduklarını söyleyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Buralara turizm terminalinin yapılması lazım. Yani İstanbul’da turist taşıyan otobüslerin bir kimliğe kavuşması lazım. Bir terminale sahip olması lazım. Bu otobüsleri kullanan şoförlerin bazı sosyal haklarının olması lazım. Bu alanda onlarla ilgili oturma, dinlenme, bekleme, park etme gibi ihtiyaçlarını karşılayacak teklifi büyükşehir belediyesine yaptık. Bunun da takipçisi olacağız bu sadece bunala da kalmıyor. İstanbul’a bugün 7,5 milyon turist geliyor. Ülkemize ne kadar çok insanın geldiği mi önemli yoksa ne kadar çok döviz bıraktığımı önemli. Bu açıdan baktığınızda bu insanların İstanbul’da gerek ticari alanda turistik ticari alanlarımıza halı, kuyumcu, kapalı çarşı gibi yerlere tarihi mekanlara, yeme içme yerlerine rahatça girip çıkabilmeleri için turizm araçlarının alt yapısının yapılması lazım. Bekleme park etme yerlerinin yapılması lazım. Ve onlara öncelik tanınması lazım. Buda bizim gerek oda birliği, ticaret odası, meclisteki komisyonlar, İBB ve bizim federasyonlarımız, derneklerimiz bundan sonra çalışma konusu olarak bunları mutlaka ele alacaktır ve bu çözümleri üretecektir diye düşünüyorum.”
Engelli taşımasına da değinen Yıldırım, mevcut taşıtlarda 2018 yılına kadar engelli taşımasına uygun asansör, rampa vs gibi bir takım yatırımlar yapma mecburiyeti getirildiğini fakat bunun doğru bir karar olup olmadığıyla ilgili sorgulanması gerektiğini belirtti.
Servis bu sektörün en önemli kamburu
Otogardaki servis sıkıntısına da değinen Yıldırım, Anadolu yakasında ortak servis kullanımının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini, Avrupa yakasında ise Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece bölgesinde ortak servise geçilmesi gerektiğini söyledi.” Servis bu sektörün en önemli kamburudur” diyen Yıldırım, “Servis sorunu çözüldüğünde beraberinde yolcu toplama merkezleri yapıldığında, şehir içindeki binlerce acente kapatılacak. Bizim verdiğimiz yüzde 10 komisyonların bir kısmı taşımacıların cebinde kalacak. Servisler müşterek olduğunda servis giderleri azalacak. Dolayısıyla hem otobüsçü hem de işletmeci kazanacak” dedi.
“Ulaştırma bakanlığındaki veriler durumu farklı anlatıyor”
Karayolu yolcu taşımacılığının zor bir süreçten geçtiğinin söylenmesine rağmen ulaştırma bakanlığından aldığı rakamlarda bunun tam tersi bir durum yaşandığını ifade eden TOFED Başkanı Mehmet Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Burada farklı bir şey gündeme geliyor. Önce D2’lerden başlamak istiyorum. Yani turizm ve grup taşımacıları arkadaşlarım 2012 /15 Mayıs’ın da ulaştırma bakanlığında kayıtlı belgeli firma sayısı 1178, kayıtlı otobüs sayısı 21900. Bugün ise 1445 firma 33 bin otobüse yükseldi. Demek ki turizm grubunda işler iyi gidiyor.
D1 belgesine bağlı gurupta ise 360 şirket, 339 şirkete kadar yenilemiş. Biz bilet fiyatlarımızı ulaştırma bakanlığından 4 ayda bir tasdik ederek uygulamaya çalışıyoruz. Ama ulaştırmanın dışındaki diğer D2 grubundaki arkadaşlarımız da maliyetlerini hesap ederek fiyatlarını verebiliyorlar. Dolayısıyla tarifeli sefer yapan gruptan biraz daha şanslı olduklarını düşünüyorum. Kamyoncu mantığıyla D1 grubunda sefer yapamayan arkadaşlar D2 grubuna doğru kaçmışlar. Dolayısıyla hem firma hem de otobüs sayısında ciddi oranda artış var.”
1980’lerden 2013’lere turizm taşımacılığı
1980’lerden bu yana yenilenen taşımacılık sektörünü değerlendiren TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, o dönemden bu döneme Büyükşehirlerde nüfusun artmasıyla birlikte büyük değişiklikler yaşandığını söyledi. Türkiye’de yaşanan bazı olayların sadece turizm taşımacılarını değil aynı zamanda Türkiye’nin imajına da zarar verdiğine de değinen Ulusoy, “Bugün İstanbul’da 12 milyonu ağırlamaya çalışan bir sektörden bahsediyoruz. 2013 yılında 35 milyonu ağırlamaya çalışacak olan bir turizm sektöründen bahsediyoruz. Burada Avrupa birliğine giriş sürecinde herkesin hesabını yapması gerektiğini ve sizlerinde bundan böyle ya fiyatlarda anlaşacağınız yahut da ortak olarak hareket etmeniz gereken günlerin geldiğini hesap edelim” dedi.
Federasyon ve derneklerin sponsoru Anadolu Isuzu
Düzenlenen iftar yemeğinin sponsoru olan Anadolu Isuzu adına konuşan Otomotiv Satış ve Pazarlama Direktörü Fatih Tamay, böyle bir topluluğa destek vermekten çok mutlu olduklarını söyledi.
İftarların insanları bağlayıcı bir ortam yarattığını söyleyen Tamay, “gönül istiyor ki bir tane iftar olsun bu iftarda bütün dernekler, bütün topluluklar, bütün sivil toplum örgütleri, bütün meslek örgütleri bu iftarın içinde olsun biz yine bu iftarlara destek verelim. Ama herkes bir kerede tek ses olarak hep bir araya tek seferde gelsinler” dedi.
“Türkiye’nin geleceğine yatırım yapıyoruz” diyen Fatih Tamay engellilerin taşımasına uygun araçlar yaptıklarını da belirterek “ araçlarımızı ürettik. pazara çıkarttık. Yaklaşık 26 ülkede ihracatta bu araçları satıyoruz. Bizim sadece toplu taşımasındaki araçlarımız değil, normal yolcu taşımaya, turizm sektöründeki taşımacıya uygun şehirlerarası taşımacıya uygun araçlarımızın da hemen hemen tamamı bugünden engelli taşınmasına uygun hale gelmiş durumda. Yani bizim teknik anlamda hiçbir şekilde geçişi engelleyecek yada bu geçişi zorlaştıracak, öteleyecek hiçbir engelimiz bulunmuyor. Bunu neden yapıyoruz çünkü inanıyoruz ki Türkiye’nin geleceğinde zaten bunlar olacak. Budan geri dönme şansımız yok. Bugün olmayacak 2 yıl sonra olacak, 5 yıl sonra olacak ama en geç 10 yıl sonra Türkiye’nin geçmiş olduğunu göreceğiz” şeklinde konuştu.
Oya KAYA / Alev ARSLAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.