İSTAB Başkanı Ali Bayraktaroğlu İle Röportaj

İSTAB Başkanı Ali Bayraktaroğlu İle Röportaj

İstanbul Taşımacılar Birliği (İSTAB) Başkanı Ali Bayraktaroğlu ile tasimacilar.com olarak, Plaka Tahdidi Süreci, UKOME’nin belirlediği Servis Fiyatları ve servis şoförlerine getirilen yaş sınırlaması hakkında bir röportaj gerçekleştirdik.

Bilindiği üzere, Türkiye’nin 28 ilinde uygulanmakta olan Plaka Tahdidi’nin İstanbul’da da yürürlülüğe girmesi için; gerek servis taşımacıları, gerekse sektörün Sivil Toplum Örgütlüğü’nü üstlenmiş kurumlar tarafından 20 yılı aşkın bir süredir bir takım mücadeleler veriliyor. Sektörün kanayan yarası haline gelmiş, uzun süredir çözüme ulaşamamış ve sektörle ilgili, ilgisiz hemen herkesin merakla takip ettiği Plaka Tahdidi Süreci konusunda; Taşımacılar Gazetesi olarak İSTAB Başkanı Ali Bayraktaroğlu ile bir araya gelerek süreç ve süreç hakkında yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olmak adına bir röportaj gerçekleştirdik.

ali-bayraktaroglu-002.jpg

 

Plaka Tahdidi Sürecini Değerlendirelim…

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’ Bu sektörde tüzel kişilikler ve gerçek kişiler yani esnaf arkadaşlarımız bulunuyor. Derneğimiz kurulduğundan beri; yaklaşık 25 yıldır, esnaf arkadaşlarımızın Plaka Tahdidi’nin gelmesiyle ilgili beklentileri var. Beklenti 25 yıldır her zaman için vardı ve gerekli mecralarda dile getirildi. Konuyla ilgili bu yıllar zarfında çeşitli girişimlerde de bulunulmuştu fakat İSTAB yönetimi yani bu sektörün tüzel kişilik tarafı bu işi desteklememişti. Ancak 2014 yılı Mayıs ayı itibariyle –yani biz göreve geldikten sonra-, İSTAB olarak sektörün bulunduğu durum dolayısıyla bir sınırlandırılmaya gidilebileceğine yani Plaka Tahdidi’nin gelmesinin uygun olacağına dair bir karar aldık.

   Aldığımız kararı İSTAB ve aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası(İTO) 22. Komite’nin Başkanı olarak İTO’ya sundum. Bu iki çatının da kararını pekiştirerek, Esnaf Odası’na; ‘’Biz de sizinle beraberiz. Eğer çalışmalar yapılacaksa ve bir karar alınacaksa bu doğrultu da beraber yürüyelim, Türkiye’nin 28 ilinde uygulanan Plaka Tahdidi’nin İstanbul’da da uygulanması için Büyükşehir Belediyesi, Ulaştırma Bakanlığı gibi gerekli mercilere fikir birliği yaptığımızı onlara beyan edelim.’’ dedik. Yaklaşık 3-4 aylık bir süreçten sonra konuyla ilgili çeşitli toplantılar yaptık. Fikir birliği yaparak; ortak kararla tek bir sesle Plaka Tahdidi istediğimizi çeşitli ortamlarda dile getirdik. Bu hareketlerimizden en güçlü olanı 2014 yılı Aralık ayında yapmış olduğumuz Zümre Toplantımızdı. Toplantıya çok çeşitli yelpazeden insanlar katıldı ve toplantı konuşmacılığını da bizzat İTO Başkanı yaptı. Kendisine birçok kez konuyla ilgili açıklamalar yaptığımız için o da konuşmasında; ‘’Evet, Plaka Tahdidi olmalıdır, sektör için gereklidir.’’ dedi.

   Aralık ayı sonrasında yaşanan yaklaşık 5 aylık süreç sonunda da 25 Mayısta Sayın Cumhurbaşkanı konuyla ilgili gerekli sözü verdi ve o sözden sonra geçen süreçte Plaka Tahdidi üzerine çeşitli aşamalar geçiriyoruz ancak son durumda konuyla ilgili net bir karar verilebilmiş değil.’’

‘’İSTAB’ın bizden önceki yönetimleri bu konuyu fazla desteklemiyordu.’’ dediniz…

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Plaka Tahdidi İsteminin Miladı biziz. İSTAB’ın bizden önceki yönetimleri bu konuyu fazla desteklemiyordu. Benim başkanlık yaptığım yönetime konu mantıklı geldi. Şuan ki konvektörde yani taşıma sisteminde de sektör kârsız bir şekilde çalışıyor. Kâr olmadan çalışmaya son vermek adına sektöre bir sınırlandırma getirilme gerektiğini yönetim de kabul etti ve bu yolda birlikte hareket edilmesi ve çözüme ulaşılması adına gerekli işlemleri yapıyoruz.’’

 

25 Mayısta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından servis şoförlerine verilen bir müjde söz konusu. Konuyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’25 Mayıs tarihinde, sektör olarak hepimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını yaptığı salondaydık. Çünkü konuyla ilgili bir açıklama yapılacağını umut ediyorduk. Biz İSTAB ve İTO olarak o salonda yer aldık. Çok geniş bir katılım söz konusuydu.

   Sayın Cumhurbaşkanı konuyla ilgili konuşmasını yapmadan önce kendisine, yaklaşık 45 dakikalık bir sunum yapıldı. Bu sunumdan sonra sanıyorum ki Cumhurbaşkanı da konuyu kabul ederek söz konusu müjdeyi verdi. O tarihten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi ciddi bir şekilde konu üzerine eğilip hazırlıklarını yapmaya başladı. Fakat şuanda gelinmiş nihai bir durum olmamakla beraber bir çalışma yapılmakta. İsmi henüz konulmuş değil ancak çok hummalı çalışmalar mevcut.’’

 

25 Mayıstan bu yana yaklaşık 5 aylık bir süreç geçti ve 20 seneyi aşkın bir zamandır sorun gündemden düşmüyor? 20 senenin üstüne bir de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vermiş olduğu müjdeye rağmen neden hala sorun tam anlamıyla çözüme ulaşabilmiş değil?

Ali Bayraktaroğlu:

    ‘’Bizde aynısını söylüyoruz. Neden?

   İnanın Sivil Toplum Örgütü Başkanlığı yapmak çok zor. Çünkü tüm üyelerimizin soruları bu yönde. Siz şimdi bana tek bir soru soruyorsunuz ben yüzlerce kişiden bu soruyu alıyorum ve onlara teker teker cevap vermeye çalışıyorum. Kaldı ki İstanbul Ticaret Odası’na da çok ciddi telefonlar geliyor. ‘’Ne olacak, ne yapmalıyız.’’ şeklinde. En kötü şey kararsızlıktır. En kötü karar bile bazen kararsızlıktan aladır. Yani bir karar veremediğiniz zaman ciddi bir şekilde sorunların çığ gibi büyüdüğünü hissediyoruz. Büyükşehir Belediyesi biraz daha geç kalırsa düğmeye basmadığı bu günlerin mutlaka sancısını yaşayacaktır diye düşünüyorum. ‘’

 

Altyapısı olmadan verilen bir müjde ve alınan kararlar ileriki dönemlerde sorunlara yol açar mı?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Bende tam olarak bunu kastediyorum. Biz bu sürece evet derken kasıtlarımız tam olarak buydu. Sektöre herkes elini kolunu sallaya sallaya giriyor. Birileri tarlasını satıp araba alıyor. Bu işin bir mesleki yeterliliği de olmadığı için niteliği de oluşmuyor. Nitelikli bir taşıma hizmeti de maalesef oluşamıyor. Biz de dedik ki; ‘’Sektöre girişlerin sınırlandırılmasının tek yolu var.’’ Çünkü insanların ticaretini başka türlü engelleyemezsiniz. Şunu yapamazsınız: ‘’Sen gelme, sen gel.’’ Mesela doktor olmak için bir mezuniyet gerekiyor. Tıp fakültesini okuyacaksınız, mezun olacaksınız. Onun birçok aşamaları var. Ama maalesef sürücü olmak için literatürümüzden şoförü de kaldırdık biz; sürücü olmak için-, böyle şartlarımız yok. Biz hala işte 26 yaşında mı olsun, 30 yaşında mı olsun bunlarla uğraşıyoruz. Hâlbuki daha nitelikli olsun, eğitimli olsun. Belirli bir sertifika içersin bu işi yapmak.  Konuyla ilgili bir Meslek Yüksek Okulu oluşsun, o okuldan mezun olanlar bu işi yapabilsin vb. birçok önerilerimiz olmasına rağmen hala başka bir şeyle uğraşıyoruz. İşte bu sektörü sınırlarsak, saydığım her şeyi yerine getirmek için çaba sarf edeceğiz. ‘’

 

Belirsiz olduğunun altını çizdiniz ancak sizce yakın bir zamanda Plaka Tahdidi gelir mi?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Henüz bir tane alt komisyon toplantısı yapıldı. Bu toplantıya İSTAB olarak biz de katıldık. Orada yaklaşık olarak 7-8 tane spesifik başlık konuşuldu. Daha sonra tekrar bir veya birkaç alt komisyon toplantısı yapılarak ‘’Almış olduğumuz kararı UKOME’ye taşıyacağız.’’ diye bir konuşma olmuştu. Fakat ikinci toplantı maalesef iki haftadır yapılamıyor. Sanırım Belediye’nin bu konuda yine bir çalışması var. Ama tabi çalışmalar olmasına rağmen geç kalıyoruz. Biz üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız. Sektörümüz için her türlü fedakârlığı yapabiliriz. Ama Belediye isteyecek ve sizi orada tutacak ki kararlar alınabilsin. Biz burada konuşmakla bir karar almış olmuyoruz sadece temennilerimizi dile getirmiş oluyoruz. ‘’

 

Göze çarpan sorunlardan bir diğerine gelecek olursak, sizce Plaka Tahdidi gereksiz zenginleşmeye yol açar mı?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Maalesef herkeste böyle bir çaba, dilinde böyle bir söylem var. Ben şunu düşünüyorum. Eğer bir sektöre 20-25 yıl hizmet verdiyseniz, işiniz ve mesleğiniz sadece buysa, başka bir uğraşınız ya da geçim kaynağınız yok ise bu sektörde var olan araçlarınızla para kazanacaksanız; varın, kazanın. Bu konuda bence hiçbir sakınca yok. Fakat biz şuna karşıyız. Bu meslek erbabı olmayan birilerinin, gelip manipüle edici bir takım plakalar alıp, sisteme girip sonrasında yükselme beklemesine asla taraftar değiliz. Sadece sektör içinde bu işi yapanların para kazanmaları gerekir diye düşünüyoruz. Tabii bunun tedbirlerini almak da çok basit. Firmanın kuruluşuna ve hangi işi yaptığına bakarsınız, bunu ayırt edebilirsiniz. Ama ben sektör içindekilerin belirli bir ranta erişecekleri veya belirli bir para kazanacakları durumuna karşıyım. Çünkü kazanmaları gerekir. Sektör için böyle bir durum söz konusuysa sektör içindekilerin bu durumdan faydalanmaları gerekir diye düşünüyorum.’’

 

Sektörün gündemindeki başka bir konuya değinelim… Engelli Yasası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Yasa çıkarken çok sağlıklı doğduğu söylenemez. Yaklaşık 2 yıldır ötelenmesinin sebebi de bence budur. Bildiğim kadarıyla Avrupa Birliği normlarından önce oluşturulan Türkiye’deki ilk yasadır. Almanya bile hala tüm toplu taşıma araçlarında böyle bir yapıyı uygulayamamaktadır. 2016 yılının ikinci çeyreğinden sonra onlarda bu konuyla ilgili alt komisyon toplantılarına başlayacaklar bilgisini aldık. Daha başlayacaklar ve genele yayacaklar. Daha üreticilerin bile haberi olmadan, 4-5 Bakanlığı ilgilendiren bir konuyla ilgili olarak sadece; Aile ve Politikalar Bakanımız, ‘’Böyle olacak.’’ diyor diye, böyle oldurulmaya çalışılıyor. Nerede iş güvenliği, nerede Sanayi Bakanlığı, nerede Çalışma Bakanlığı bunların hiç biri yok. Kaldı ki isimlerini saydığım Bakanlıklar devreye girince yasa birçok kez ötelendi. Bana göre de biraz daha ötelenecektir.

   Tabii ki erişim hakkı herkese verilsin. Kendi sektörümüzle ilgili konuşalım. Biz şöyle diyoruz; ‘’Bir engelli varsa bizden bu hizmeti almak istiyorsa biz zaten o aracı oluşturup, o hizmeti veririz. Ama şöyle düşünün şimdi 100 kişi taşıyorsunuz. Taşıma hizmeti alan hiçbir engelli yok ve ‘’Bütün araçlarınızı engelli normlarına çevirin.’’ deniyor. Bu kadar zengin bir ülke değiliz. Bunu yapmak için altyapımız da yok. Bugün düğmeye basılsa 50.000 arabanın dönüşmesi zaten 10 sene sürer. Yani yasayı çıkartırken biraz daha adilane ve gerçekçi olmak lazım. Yasa yürürlülüğe konulmadan önce Sivil Toplum Örgütleri’ne danışılıp, sektörün içinde, icrada ve sektörün mutfağındaki insanlara danışılması gerekir diye düşünüyorum. Sonra yasayı nasıl çıkartırsa çıkartsın. O onların bileceği iş.’’

 

Plaka Tahdidi sürecine değinirken de sözünü ettiğiniz servis şoförlerine uygulanması düşünülen 26 yaş sınırı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce doğru bir karar mı?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Yasa çıkar çıkmaz, konuyla ilgili bir yönetmelik çıktığında basına gerekli açıklamaları yaptık. Fakat maalesef konu devam ediyor ve yönetmelik o yönde çıktı. Tabii ki mağduriyetimizi dile getirdik. Yaklaşık 8 Bin kişi bu konudan mağdur olacak. İnsanlar araçlar alarak belirli ölçüde yatırımlar yapmışlar. Bu işten ekmek paralarını kazanıyorlar ve ‘’Siz bu işi yapamazsınız.’’ diye, kanun çıkıyor. Kaldı ki sadece İTO’da yaptığımız bir araştırmada 8 Bin kişi çıktı.8 Bin ailenin işsiz kalması demek bu.

   Biz şundan taraftarız; insanları mesleki olarak yeterlilik konuma getirmek için eğitimleri sonuna kadar verin, hepsini destekliyoruz.

   Ancak basında şöyle bir şey algılatıldı; ‘’18 yaşındaki bir insana ehliyet veriliyor ve 18 yaşındaki bir çocuğa, çocuklar emanet ediliyor.’’ Aslında böyle bir durum söz konusu değil. Eski yönetmelikte 18 yaşında ehliyet aldıktan sonraki 5 yıllık süreç sonunda, yani en az 23 yaşında bu işi yapabiliyorsunuz. Yaşı 26’ya taşıdığınızda aradaki 3 yıllık dilime takılan 8 Bin kişi var. Bu çok adilane değil. Biz de durumu adil bulmadığımız için İSTAB olarak yürütmeyi durdurma adına mahkemeyi başvuru yaptık. Konu şuuan da yürütmeyi durdurma aşamasında devam ediyor.  Benim öngörüm; insanları mağdur etmeme adına 26 yaş sınırını, yürütmeyi durdurma kararıyla kaldırılacağıdır.’’

Servis taşımacılığı taban ve tavan fiyatları konusuna gelelim. Bu konu hakkında neler konuşabiliriz? UKOME’nin 2015-2016 Okul Sezonu için açıklamış olduğu zam oranı: yüzde 5.

 

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’Servis Taşımacılığı Faktörünü etkileyen 16 maddelik bir bileşen var. Yani araç yatırımı, sürücü maaşı, muhtasarı, rehberin maaşı, arabanın işletme bedeli, sigortası, kaskosu, vesaire böyle gidiyor.

   İTO olarak; söz konusu 16 bileşene bir yıl boyunca gelmiş tüm fiyat farklarını teknik olarak incelenerek belli bir zam parametresi ortaya çıkartıyoruz. Bunun içinde un, yağ, şeker yok. Çünkü servis taşımacılığı parametrelerimizi onları ilgilendirmiyor. Sadece bu işle ilgili gelen zamları hesaba koyarak gerçek bir sonuç ortaya çıkarılıyor.

   Her yıl böyle bir zam oranıyla UKOME Toplantısı’na gidiyoruz. Bu yıl zam oranı talebimiz yüzde 10,5’ti sanırım. Yüzde 10’luk farkımıza karşılık UKOME kendi bildiğini yaptı ve ‘’Yüzde 5 versek olmaz mı?’’ dedi. Yaklaşık 5 yıldır toplantılara katılıyorum. Geçmiş yıllardaki tablolarda aşağı yukarı bu şekildeydi.  

   İTO, gerçekten çok önemli bir kurum ve dolayısıyla bu önemli kurumun teknik insanlarının yapmış olduğu çalışma itibarlı bir çalışmadır. Son toplantı da şöyle bir şey oldu; ‘’Belediye olarak siz de yapmış olduğunuz teknik çalışmayı yani yüzde 5 neye denk geliyor, bunu bize sunun.’’ dediğimizde, böyle bir çalışma olmadığını görüyoruz. Yani ikili ilişkilerle, ikili söylemlerle şunu versek olmaz mı, mantığıyla bu iş bu şekilde oluyor. Yaklaşık 3 yılda servis taşımacılığının sadece öğrenci taşımacılığındaki kaybı yüzde 16’dır. Yapmış olduğumuz hesaba göre yüzde 5 vermediler, yüzde 6 vermediler yani yüzde 15-16’lık bir kaybımız var.

   Ancak sektör şunu bilmeli ki; gerçekten elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz. 5216 sayılı yasa diyor ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesindedir. Bizim de İTO olarak UKOME’de maalesef imza yetkimiz yok. Eğer imza yetkimiz olsaydı, şerh koyma yetkimizde olurdu. Alınan kararlar için sadece, ‘’Biz bunu kabul etmiyoruz.’’ deme yetkimiz oluyor. Ama üstüne basa basa söylüyorum; son üç yılın toplamında sadece öğrenci taşımacılığında, sektör yüzde 15-16’ya yakın daha az zam almıştır.

 

İSTAB olarak çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Ali Bayraktaroğlu:

   ‘’2014 yılı Mayıs ayında seçim ile göreve geldiğimizde İSTAB’da gerçekten bir kan değişimi oldu. İSTAB’ı layık olduğu itibarlı konuma getirmek için elimizden gelen her şeyi yaptık. İlk olarak Anadolu ve Avrupa Bölgelerimizde toplantılar yaparak üyelerimize ulaştık. Üyelerimizin sorunlarını dinledik. Bu aşamadan sonra daha itibarlı olunması için düzenlenen toplantılara eğitimler ilave ettik. Üyelerimize kendi sektörüyle ilgili yapması gerekenleri eğitmenler aracılığıyla aktardık. Bunun haricinde İSTAB’ın sanal yüzünü oluşturduk. Web sitemizi değiştirdik. Üyelerimiz sitemiz aracılığıyla duyurularımızı ve güncel haberlerimizi takip edebiliyor.

   Bunun haricinde İSTAB’ın bir yazılımı yoktu. Bir yazılım elde ettik ve şuan da üyelerimiz o yazılım üzerinden ödemeleri, kayıt olduğu tarihleri, İSTAB ile İlişkileri, yazışmaları vb. gibi her şeyi takip edebiliyor.

   Dernekler masası tarafında eksikler vardı. Derneklerin tamamını sistemimize kayıt ettirdik. İSTAB’ı dernekler masası tarafında da kusursuz temsil ediyoruz. Tüzük, tekrar uygulanmaya başlandı ki eğer bir dernekseniz tüzük anayasanız gibidir. Tüzükte yer alan maddelerin birebir aynısını uygulamaya çalışıyoruz.

   İSTAB’ın bütçesi önceki dönemlerde çok yeterli düzeyde değildi. Yedek yöneticilikten, başkanlığa gelmiş biri olarak söylüyorum; bütçeyi kendi cebimizden tamamlardık. Fakat şuan da İSTAB’ın ciddi bir geliri ve bütçesi var. Bir şey olduğunda öncelikle İSTAB’a başvuruluyor. TUHİM’de imza komisyonlarına çağrılıyoruz. Görüşlerimiz alınıyor.

   İSTAB Yöneticilerinin nerdeyse tamamı İTO’da komitede üyesi ve daha önce de belirttiğim gibi İTO 22. Komite Başkanlığını da ben yapmaktayım. İki çatının bir olmasıyla ciddi bir sinerji oluştu. İSTAB’ı layık olduğu yere taşıdık. Ve daha da ileriye taşımak için çabalıyoruz. Bizden sonraki yönetimlerin de bu doğrultuda hareket etmesini öneriyoruz.’’

bayraktaroglu.jpg

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum