Coşar, ‘’Hamza Öztürk belediyenin uşaklığına son ver’’

Coşar, ‘’Hamza Öztürk belediyenin uşaklığına son ver’’

Yaklaşan İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri ve Esnaf Odası (İSAROD) seçimleri öncesi İSDER önderliğinde Soğanlık Ulu Camii’nde toplantı düzenlendi.

Yaklaşan İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri ve Esnaf Odası (İSAROD) seçimleri öncesi, 25 Ocak 2014 cumartesi günü İSDER önderliğinde düzenlenen kahvaltı ile bireysel taşımacılık yapan esnaflar, firma sahipleri ve İSAROD başkan adaylarının bir araya gelmesi ve sektörün beraber hareket etmesi ve beyin fırtınası oluşturmak maksadı ile Soğanlık Ulu Camii toplantı salonunda bir toplantı düzenlendi.

İSAROD başkan adaylarının da çağırıldığı toplantıya, İSAROD ve İTO ya kayıtlı esnaf ve firmalardan oluşan toplam 500 kişi katılım sağladı. Toplantıya, plaka tahdidi, korsan yasası, engelli yasası ve D2 belgesi konuları damgasını vurdu. Davet edilen İSAROD Başkan Adaylarından Sadece Murat Nuri Coşar’ın katıldığı toplantıda, Coşar yaptığı konuşmada servisçiler, şirket sahipleri ve esnafın sorunlarına değindi. Toplantı başlamadan önce görüşünü aldığımız İSDER başkanı Murat Erdoğan, sektörün vahim bir hal aldığını, bir an önce toparlanması ve devletin servisçilerin sesini duyması gerektiğini söyledi.

Erdoğan, ‘’Zamanında yapılan eylemler ses getirdi ancak bütünlük yoktu’’

Servisçilerin en büyük sorunlarından biri olan plaka tahdidi hakkında konuşan Erdoğan, zamanında birçok eylem yapıldığını, bu eylemlerin çok büyük ses getirdiğini fakat İBB’nin plaka tahdidi konusunda sektörün birlikte hareket ettiğini göremediğinden sıkıntıların devam ettiğini söyledi. Erdoğan, 2011 yılında İSAROD Başkanı Hamza Öztürk ile beraber İS-DER ve ULAŞ-İŞ sendikası olarak İSAROD binasında basın huzurunda, bir basın açıklaması yaptıklarını, belediyelere, fabrikalara Milli Eğitime ve İTO bünyesindeki firmalara çeşitli sıkıntılarla ilgili uyarı verildiğini şartlar düzeltilmediği takdirde 1 ay sonra kontak kapatacaklarını tebliğ ettiklerini söyledi.

Gönderilen evraklara hala cevap yok

Erdoğan bu olayın ardından 1 ay geçmesine rağmen Hamza Öztürk’ten ses çıkmadığını ve eylemden vazgeçtiklerini akabinde yine 2011 de servisçi esnaf ve firmaların, İSDER tarafından okullarda yaşadıkları sıkıntılara dikkat çeken bir uyarı yazısı gönderdiklerini söyledi. Milli Eğitimin de bu konuda İSDER’ i haklı bulduğunu ve bu konulara uyulması için İl Milli Eğitim’in 3 gün içinde tüm okul müdürlüklerine bu yazılı emri yolladığını ifade etti. Erdoğan, ‘’Bu olaydan sonra İSAROD başkanı Hamza Öztürk imzalı bir yazı yayınlayarak bizi tekzip etti ve sanki istediklerimiz sektörde sıkıntı yaratmıyormuş gibi bu sıkıntılara katılmadığını beyan etti. Böyle bir ortamda sektörü bölen ilk adım atılmış oldu’’ şeklinde konuştu. Bunun üzerine sorularına halen resmi cevap gelmediğini söyleyen Erdoğan halen gönderilen evrakların cevapsız olarak ellerinde beklediklerini söyledi.

Hamza Öztürk’ün yaptığı bencillikten başka bir şey değil

Erdoğan daha sonra 2013’te Soğanlık Camii’nin toplantı salonunda bu soruyu sendika başkanı Abdürrahim BARIN’ın sorduğunu sorunun üzerine Hamza ÖZTÜRK’ün kürsüden kendisine saldırarak mikrofonu yüzlerce kişinin önünde elinden alıp toplantıyı dağıtmak istediğini ifade etti. Hamza Öztürk’ün na-hoş kelimeler kullanarak hakaret ettiğini söyleyerek konuşmasına devam eden Erdoğan, ‘’Bunlar hoş şeyler değildi Ama devamını da getirerek 29 Nisan 2013’te Soğanlık UKOME önünde ve 29 Mayıs 2013’te E-5’te yaptığımız eylemleri mesajlarla ve birebir görüşmelerle engellemeye çalıştı. Bunlar bencillikten başka bir şey değildi’’ dedi.

Hamza Öztürk hiçbir sözünü tutmadı

Bunca yaşanan olayların ardından İSAROD başkanı olarak hiçbir sözünü tutamadığını söyleyen Erdoğan, ‘’Kazlıçeşme’de bizimle desteğimizle topladığı kalabalığa hiçbir eylem yaptıramadan. İBB ve UKOME’ye teşekkürler ederek milleti geldiği gibi evine gönderdi. Haziranda piknikte eylem açıklaması yapacağını söyledi onu da yapamadı, ardından okullar açılınca eylem yapacağını söyledi onu da yapamadı. Toplamda 4 adet eylem kararından geri dönmüş oldu. İnşallah Mart 2014’te yapacağı eylemi ‘’şayet seçilirse’’ yapar. Bizlerde seve seve bu eylemi her zaman olduğu gibi destekleriz’’ ifadelerini kullandı. 

Sektörde birliktelik sorunu var

İS-DER ve ULAŞ-İŞ’in Soğanlık ve E-5 yavaşlatma eyleminden sonra 3 Haziran 2013’de belediye ile İSDER-ULAŞİŞ-İSAROD ve İTO olarak masaya oturulduğunda yine Hamza Öztürk’ün konuşulan konuların aksi yönünde tavır sergilediğini söyleyen Erdoğan, ‘’İlk söz hakkı İSDER e verildi ve biz plakaların dondurulmasını ve Plakaların alınıp satılıp kiraya verilmesini istedik ve bunu talep ettik’’ diyen Erdoğan, İTO yetkilisi Hakan ORDUHAN da onlarla aynı fikirde olduğunu ancak anlaşılmaz bir şekilde Hamza ÖZTÜRK’ün tam tersini söyleyerek dondurulsun ama alınıp satılıp kiraya verilmesin dediğini ve bu isteğine karşı belediyenin eline koz verdiğini, belediye yetkililerinin daha siz burada anlaşamadınız gidin rapor düzenleyin gelin ondan sonra plaka mevzusunu görüşelim dediğini ve Hamza ÖZTÜRK ün en büyük darbeyi bu şekilde sektöre verdiğini söyledi. Erdoğan, ‘’Sektörde birliktelik sorunu var. Sektör bölünmemeli. Bölündüğü anda belediye işlere ve olaylara müdahale eder. O yüzden bu kadar insanı burada topladık ve doğru bildiklerimizi insanlara anlatıyoruz’’ diye konuştu.

UKOME rantın peşinde

Erdoğan, korsan yasası yürürlüğe girdiğinden beri birçok aracın bağlandığını söyledi. Şehir içinde vergi levhası olan araçlara ceza kesilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, İstanbul genelinde yaklaşık 4 bin aracın korsan yasası yüzünden mağdur olduğunu belirtti. Korsan yasası ile uzaktan yakından alakaları olmadığını ifade eden Erdoğan, ‘’Şehir içinde vergi levhası olan araçları yakalayıp ceza kesmek olmaz’’ dedi. Erdoğan, servisçilerin belediyelerin üzerine korku salması gerektiğini söyledi ancak yaptıkları hareketlerin özellikle İSAROD tarafından engellenmeye çalışıldığını belirtti. Bu tarz bölünmelerin, UKOME karşısında onları kavga eden çocuklar gibi gösterdiğini söyleyen Murat Erdoğan, ‘’UKOME rantın peşinde. İSAROD da bunların ekmeğine yağ sürüyor. Biz koltuk sevdası olmayan ve derneklerde gönüllü çalışan insanlarız. Amacımız evimize ekmek götürebilmek ve plaka hakkımızı almak ’’ dedi.

Engelli yasası 2018’e uzatıldı

Murat Erdoğan engelli yasası ile ilgili sorunların hemen hemen halledildiğini söyledi. Başından beri engelli yasası ile ilgili düzenlemelere karşı olduklarını belirten Erdoğan, engelli yasasının 2018’e kadar uzatıldığını ifade etti. Taşıdıkları şirket, firma ve okulların talebine göre araçları yenileyeceklerini söyleyen Erdoğan, ‘’Bir yasa gelecekse engelli listesi önümüze konsun bizde ona göre çözüm arayalım dedik ‘’şeklinde konuştu.

Murat Erdoğan’dan sonra İSAROD Başkan Adayı Murat Nuri Coşar’a birkaç soru yönelttik. Sorularımıza samimi ve içtenlikle cevap veren Coşar, herkesin hemfikir olduğu sorunlardan bahsetti.

2002’nin başından beri İstanbul’un en büyük problemi plaka tahdidi olduğunu söyleyen Coşar,esnafın en büyük probleminin eve ekmek götürememek olmasından yakındı. Daha profesyonel çalışmalar yapmak gerektiğini ifade eden Coşar, ülkenin hiçbir yerinde plaka tahdidi ile alakalı bir şey yokken kalkıp İstanbul’da plaka tahdidi ile ilgili çalışmalar yapıldığını fakat o çalışmanın da alt yapısının bozuk olduğunu söyledi. Eskiden J plakalar olduğunu ancak bu plakalar çıkarılırken Ticaret odasını dışarıda bıraktıklarını, bu yüzden İTO’nun tepki göstermesine sebep olunduğunu ifade etti. Coşar, ‘’Daha sonra J plakası olmayan araçlar okullarda çalışamaz oldu. 1998 yılında bakanlar kurulu kararı ile plaka tahdidi kapsama alındı. J plakalar dağıtılmaz oldu. Denetleme için Ankara’dan müfettişler geldi. İstanbul’da plaka tahdidinin ne getireceğini incelediler ve ortaya kötü bir sonuç çıktı’’ dedi.

Hukuk yolundan ayrılmamalıyız

Coşar konuşmasına servisçilerin evine ekmek götürebilmesi için plaka tahdidinin olması gerektiğini söyleyerek devam etti ve bir iç birlik olmadan bu işin çözülemeyeceğini ifade etti. Coşar, plaka tahdidinin sadece eylem yapılarak bir sonuca ulaşmasını beklemenin mümkün olmadığını belirtti ve ‘’Plaka tahdidi yolunda hukuk kullanılmalı ancak bizim odamız bir türlü bu yolu seçemedi. İç birlikteliği sağlayıp bu konuyu çözmeyi planlıyoruz’’ şeklinde konuştu. 

Gidişat tehlikeli

Coşar sürekli maliyetlerin arttığından fakat kazancın hiç değişmediğinden yakındı ve doğru alt yapı hazırlandığı takdirde kazançları arttırma yoluna gidilebileceğini söyledi. 2004’ten beri fiyatların sürekli aşağı indiğini bununla beraber maliyetlerin arttığını ifade eden Coşar, geride bırakılan yıllarda çalışılan araçların 10-15 binlik araçlar olduğunu şimdi ise 100 binlik araçlarla çalıştıklarını ifade etti. Fakat onca yıl alınan ücretler kısmında hiçbir değişiklik olmadığını ifade eden Coşar, ‘’Haksız rekabet belimizi büktü. Şuan İstanbul’da km’si 1 liradan insan taşınıyor bu fiyata akaryakıt dahil. Aslında sürekli sermayeden yiyoruz. Bu gidişat son derece tehlikeli’’ dedi. Plaka tahdidinde herkesin hem fikir olduğunu ama önceliğin eve ekmek götürmek olduğunu söyleyen Coşar, ‘’Ekmek elden gidiyor. 2012’den 2013’e kadar bizim odamıza 4300 esnaf üye oldu. Ankara’dan insanlar geliyor. İstanbul’da plaka tahdidi olacak da bizde nemalanacağız diye bekliyorlar’’ifadelerini kullandı.

Korsan yasası ocak söndüren yasası

Korsan yasasına da değinen Coşar, kanunlar açık ve net öncelikle korsan yasasında değişikliğe gidilmeli dedi. Coşar, korsan yasasını ocak söndüren yasası olarak nitelendirdiğini ifade etti. Coşar, ‘’Ticari araç ve vergi mükellefi olan araçlar hiçbir zaman korsan yasasından bağlanmaz. Bu mesele en çok İstanbul’da can yakıyor. Korsan yasası 2012’nin Haziran ayında yürürlüğe girdi’’ dedi. Kanun açık ve net olduğunu polisin bir şey yapamadığını da eklen Coşar, kanunun değişmesi gerektiğini söyledi. Coşar, Bağcılar, Kıraç, Esenyurt, Kartal bu civarlarda büyük sıkıntılar yaşandığını da belirtti. Şoföre 2.150 lira para cezası ile 1.200 lira otopark parası 60 gün iş kaybı ile bir servisçinin ocağını söndürmek için yeterli olduğunu söyleyen Coşar, ‘’11 Mayısta bir basın açıklaması yapıldı. Plaka tahdidi ile ilgili açıklamaydı ama korsan yasası damgasını vurdu. Korsan yasası mutlaka düzenlenmeli. Ticari, hususi araç arasında ayırım yapılmalı’’ şeklinde konuştu.

UKOME ile iletişim iyi ama yönetimle değil

UKOME ile ilişkileri hakkında konuşan Coşar, UKOME ile herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını belirtti. Coşar, belediyelerle bu iş şu şekilde olur deyip plan ve program dahilinde konuşmaları gerektiğini ifade etti. Şuanda kurumların devre dışı bırakıldığını söyleyen Coşar böylece esnafın sonunun hazırlandığını belirtti. Aslında son derece meşakkatli bir iş yaptıklarını söyleyen Coşar, her gün aynı yolu gidip gelmenin, can taşımanın çok zor olduğunu ifade etti. Coşar, doğru gidildiği takdirde başarılamayacak bir mesele olmadığını söyledi ve ‘’Model olacak yeni bir yönetim tarzı oluşturacağız. UKOME personeli ile iletişimimiz güzel ama yönetimle değil. Çünkü insanları sokağa döktüler. 2 Mart, 6 Mart’ta yine eylem var. İstanbul’da eylem yapılacaksa en az 40 bin kişi araçları ile katılması lazım. Hepimiz sözleşmeli çalışıyoruz. İnsanların çoluğu çocuğu evde ekmek bekliyor. O korku ile eylemlere gelenler olmuyor’’ diye ekledi. 

Hamza Öztürk ile bu iş yürümez

Son olarak seçimler ile ilgili konuşan Coşar, zihniyetin kesinlikle değişmesi gerektiğini söyledi. Aynı zihniyetin başa gelme olasılığında işlerin çok daha zorlaşacağınız söyleyen Coşar, ‘’Seçimler hayırlı olur umarım. Aynı zihniyet kurumu yönetecek olursa işimiz zor. Son 4 yılda sektör çok geriledi. Mutlaka bir yönetim kurulu olmalıdır. Daha profesyonel çalışma olmalıdır. Ama Hamza Öztürk ile bu iş gitmez. Kendimizi de milleti de kurtaracağız’’ dedi.

İç birliktelik olmazsa plaka tahdidi hayal olur

Kahvaltının ardından esnafa seslenen Murat Naci Coşar sektörün sorunlarını ele alarak konuşma yaptı. Coşar konuşmasında sektörü en önemli sorunlarından olan plaka tahdidi ve korsan yasası hakkında söylemlerde bulundu. Coşar, ‘’Ben 2002 yılından beri servis araçları odasında yönetim kurulunda görev yaptım. Bugüne kadar servis araçları odası bir köy derneği şeklinde yönetildi. Geldiğimiz noktada içinde bulunduğumuz durum içimi yakıyor. Plaka tahdidini hepinizden daha çok istiyorum. Yalnız bu işin servisçi rantı ile yürütülemeyeceği açıktır. İstanbul’da bir iç birliktelik yakalanmazsa bu plaka tahdidi sadece hayal olur’’ diye konuştu.

Hamza Öztürk git artık, istemiyoruz seni

Gelen konuklara konuşma yapan Murat Naci Coşar sektörün çok zor durumda olduğunu esnafın eve ekmek götüremez hale geldiğini söyledi. Coşar, para kazanamadıkları için devlete olan görevlerini de yerine getiremediklerini belirtti. Plaka tahdidi bu işin olmazsa olmazı olduğunu ama herkesin çok sıkıntı çektiğini ve kendi dükkanlarında kiracı olduklarını söyleyen Coşar, ‘’Projelerimizden bir tanesi de kademeli fiyat tarifesi uygulayacağız. Korsan yasası getirdiler belediyenin eline kocaman bir sopa verdiler. Hamza Öztürk belediyenin uşaklığına son vermeli. Yapacağını yaptın Hamza Öztürk git artık istemiyoruz seni’’ dedi. Hamza Öztürk’ün egosuna yenik düştüğünü ifade eden Coşar, ‘’Biz insanlarla esnafı satma noktasında görüşmüyoruz. Biz önce hukuk eğer beceremezsek en az 40 bin kişinin katılacağı eylemle mücadele edeceğiz. Profesyonel ellerin dokunuşu ile daha iyi noktalara geleceğimize inanıyorum’’ dedi.

Oy kullanırken elinizi vicdanınıza koyun

Murat Naci Coşar D2 yasasına da değinerek, üyelerden oy kullanırken çok dikkatli olmalarını istedi. Coşar, D2 yasasından dolayı servisçiler servisçilik dışındaki işlere gidemiyor, giden şoförlerin de yakalandığında korsan yasasından para cezası yediklerini söyledi. Seçimin neticesi ne olursa olsun hayırlısı olmasını temenni eden Coşar, ‘’Ne geliyorsa başımıza bilgisizlikten geliyor. Oy kullanırken elinizi vicdanınıza koymanızı istiyorum. Hepimiz aynı yerden geliyoruz hepimizin ortak sıkıntıları var. Birbirimizin işine girip kırdığımız sürece bir adım ileri gidemeyiz’’ şeklinde konuştu. Silkinip ayağa kalkmanın zamanı olduğunu belirten Coşar, bir araya gelindiğinde her şey çok daha güzel olacaktır şeklinde konuştu.

Bizim partimiz ekmek partisi

Coşar konuşmasının devamında üyelere plaka tahdidini almak için elinden gelen her şeyi yapacağına dair söz veren Coşar, plaka tahdidi ile alakalı bütün düşüncelerini ortaya koyduğunu belirtti. Esnaftan herhangi bir partiye üye misiniz şeklinde bir soru yöneltildiğinde ise hiçbir partiye üye olmadığını esnafın partisinin olmayacağını söyledi. Coşar, ‘’İyi kaptan dümen suyundan belli olur. Bunların dümen suyu karışmış. O yüzden bir şey yapamıyorlar. Bizim patimiz ekmek partisi’’ dedi.

Coşar servisçilere D2 belgesini vermemelerinin sebebinin ruhsatta yazan okul taşıtı ibaresi olduğunu söyledi. Ancak ruhsatta yazan bu ibarenin zorunlu olmadığını ifade eden Coşar, D2 belgesini alamamalarının nedenlerinden birinin de tahtid kapsamında olmaları olarak açıkladı. Coşar, ‘’Bu konuda doğru bir anlatım olursa, alt yapı hazırlanırsa D2 belgesi kiralanabilir. Eğer bize tahdit vermiyorsanız önümüzü açın istediğimiz işi yapalım. Bizimki haklı bir gurur. Ama hakkımızı aramayı bilmiyoruz. Bunun çözümü hukuktur. Eğer söylemlerimizi yapamazsak gelin yakamıza yapışın’’ ifadelerini kullandı.

Özge DURMAZ - Erhan TEKİNDUR 
 


 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum