Ak Parti Karar Verecek; Servis Sektörü Ya Tamam Ya Devam!
Geçtiğimiz günlerde Ak Parti Genel Merkezi’nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile gerçekleştirilen çalıştayda Türkiye genelindeki tüm servis sektörünü yakından ilgilendiren birçok konu sessiz sedasız masaya yatırıldı.
Bu görüşme alışkın olduğumuz toplantılardan biri değildi. Yapılan görüşmenin adı; ÇALIŞTAY’dı. Sözlük anlamı ile bilim adamlarının ve uzmanlarının bir konuda ‘ön hazırlık’ yapmak üzere inceleme ve değerlendirme amaçlı toplantılarında kullandıkları bilimsel tekniğin adı...
Ankara’da sessiz sedası bir ‘çalıştay’
Özetle öğrenci ve personel taşımacılığı alanında Başbakan’ın talimatı ile bilimsel içerikli, konusunda uzman kişilerin yer aldığı bir çalıştay gerçekleştirildi. Adında anlaşılacağı üzere çalıştay bir ön hazırlık çalışmasıydı. Bu bilimsel çalışmanın sonuçları yakın zamanda sektörle paylaşılacak. Çalıştay bileşenlerinin önümüzdeki günlerde Başbakan’a sunulacakları rapor ile yine Başbakan’ın vereceği talimatlar doğrultusunda servis sektörü ya yola devam diyecek ya da sil baştan yeni bir döneme girecek!
Katılım yoğundu
Ak Parti Genel Merkez Binası’nda gerçekleşen bu çalıştaya; Sosyal İşler Birim Başkan Yardımcıları Ağrı Vekili Fatma Salman, İstanbul Vekili İsmail Safi, MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı ve Çiğdem Karaaslan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolları Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü Satın Alma Grup Başkan Vekili Kamil Erdoğan, Başbakanlık Eğitim Müşaviri Muhterem Kurt, Bahçeşehir Üniversitesi Ulaşım Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Uygulama Denetleme Daire Başkan Yardımcısı ve 2.Sınıf Emniyet Müdürü Ufuk Göksel, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Emniyet Amiri Dr. Hakan Yalçın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Hizmetler Müdürü Mustafa Erol, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Hizmetler Müdür Yardımcısı Ali Öztürk, Ankara Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Mümtaz Durlanık, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, İstanbul Umum Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk, Ankara Ticaret Odası Meclis Üyesi Ünsal Akkuş, ATO Meclis Üyesi ve Ankara Servis Taşımacılar Birliği Dernek Başkanı Cemal Baltacı, ATO Meclis Üyesi ve Özel Eğitim Kurumu Sahibi Kadir Cesur, Ankara Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Tuncay Elmadağlı, Bursa Servis Araçları İşletmecileri ve Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı Sadi Aydın, Eğitim-Bir-Sen Ankara 4 No’lu Şube Başkanı Tekin Korku, Çayyolu Necdet Seçkinöz Ortaokulu Müdürü Cuma Ali Can, Faruk Nafiz Çamlıbel Anadolu Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Semiye Palancı, Personel Servisi Kullanıcısı Nazmiye Teymurtaş ve öğrenci velisi Hayrettin Ceylan katıldı.
Ankara’da hız ve gelen şikayetler tartışıldı
Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Ak Parti Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar öncülüğünde toplanan heyet, servisler ve taşınan öğrencilerin güvenliği hakkında ilgili birime gelen şikâyetler üzerine konuyu gündeme taşımak üzere toplandılar. Bu şikâyetlerin başında ise, servisçilerin hızlı araç kullanması geliyordu. Ayrıca uygulanan servis ücretlerinin farklı olması ve çocukların okulda servis bekleme süresinin fazla olması yine gelen şikâyetler arasında yer alıyordu. Konuyla ilgili olarak konuşan Hotar; ‘Gerekli çalışmalarımız tamamlandıktan sonra hazırlayacağımız rapor Sayın Başbakanımız ile de paylaşılarak gerekli yol izlenecektir’ dedi.
Sorunlar ve çözümler tek masada
Düzenlenen çalıştaya katılan İstanbul masası ise; Ankara’da plaka tahdidinden yaşanan sıkıntıları dinlerken; İstanbul özgülünde yaşanan bambaşka sorunlara dikkat çektiler. Çalıştayda konu ile ilgili muhatapların okul ve personel servislerine yönelik yaşadığı sorunlar masaya yatırılırken çözüm önerileri de tartışıldı.
Ankara’da servisçiler fazla iş yapamamaktan şikâyetçi
Çalıştaya ilişkin aldığımız bilgilere göre; Ankara’ya oranla İstanbul’da hizmete yönelik herhangi bir sorun yaşanmıyor. Ankara’da uygulanan, İstanbul’daki okul ve personel taşımacılığı hizmeti veren servis sektörünün mücadele ettiği ‘plaka tahdidinden’ kaynaklı kurulmaya çalışılan bir sistem söz konusu… Ankara’da servisçiler 3-4 servis yapmak istiyorlar. İşçi, memur ve öğrenci servislerinin birbiri ile çakışmasından kaynaklı Ankara’da servisçiler fazla iş yapamamaktan şikayetçi ve saatlerin birbirinden ayrılmasını talep ediyorlar.
Ankara’da ‘ben sana uymam, sen bana uy’
Toplantıda ortaya çıkan başka bir gerçek ise; Ankara’daki taşımacıların, plaka tahdidinden dolayı İstanbul’daki meslektaşlarına oranla daha çok para kazandıkları yönünde… Ankaralı taşımacılar plaka tahdidi ve araç sayısının az olması nedeniyle ‘ben sana uymam, sen bana uy’ mantığı ile hareket edebiliyorlar. Toplantıda Ankara’daki taşımacının İstanbul’daki taşımacıdan çok daha fazla para kazanma sebebinin plaka tahdidi ile oluşan tekelden kaynaklı olduğuna vurgu yapan yetkililer; aynı saatlerdeki servislerde yolcunun birini geç birini erken bırakmak suretiyle, yolcunun da arabasızlıktan dolayı buna razı olması ile şekillenen bir düzen var. Araç sayısı kısıtlı olduğu için sınırlı sayıda servis hizmeti verebilen ve buna paralel olarak az para kazandığını söyleyen Ankaralı taşımacının karşısında yine aynı sebepten kaynaklı seçme şansı yok olan, verdiği hizmetten memnun olmasa bile mevcut taşımacıya ‘evet’ demek zorunda kalan Ankaralılar için yetkililer yapacakları incelemeler sonucunda bir çare bulmaya çalışacaklar.
Konuşulacak bir şey yok!
Çalıştayda Ankara’da yaşanan sorunların plaka tahdidi ve yarattığı tekelden kaynaklı olduğu sonucuna varıldı. Fakat plaka tahdidinin kazanılmış bir hak olması nedeniyle bu konuda ‘konuşacak bir şey yok deyip’ geçildi.
Eğitim şart!
Çalıştaya katılan İstanbul masası ise; servis sektörünün Türkiye genelinde bir belgelenmesinin olmadığına ve bu sebeple sektöre girişin önünde herhangi bir engelin de olmadığına dikkat çektiler. Sektörde tanımlanmış okul servis taşımacılığına yönelik hiçbir zorunlu eğitimin olmamasına sadece genel geçer bir ihtiyari bir eğitimin varlığına vurgu yaparak, kişiye yönelik okul servis taşımacılığı yapacak herkesin almasının gerekli ve zorunlu bir eğitim sürecinden geçirilmesi gerektiğini belirttiler. Konu ile ilgili olarak; SRC Belgesi’nin önemine vurgu yapıldı.
Yetki, tek bir kurumda olmalı
Bir diğer konu olarak; okul yönetimlerinin taşımacılardan komisyon almaları yönünde oldu. Görüşmede alınan bu komisyonun taşımacının üstüne müthiş bir yük bindirdiği dile getirildi. Ayrıca sektörde yaşanan yetki karmaşası eleştirildi. Ulaştırma Bakanlığı ve Büyükşehir UKOME’lerinde yaşanan bu kargaşanın pratikte anlamsız uygulamalara yol açtığına vurgu yapıldı. İkinci yetki karmaşası olarak da fiyat belirleme konusu masaya yatırıldı. Bu konuda da esnaf odaları ve yine UKOME’lere atıfta bulunuldu.
Sorun hız değil, iş yoğunluğu
Ankara’da yaşanan hız sorunu ve güvenlik ihlalleri ile ilgili olarak da İstanbul heyeti görüşlerini bildirdi. Sorunun aslında hız sorunu olmadığına vurgu yapan İstanbul heyeti; araç bulunamadığı için aynı araçlara birden fazla işi yüklemeye çalıştıkları için bu sorununun ortaya çıktığını bildirdiler.
Servisler ayrılacak mı?
Görüşmede okul ve personel servislerinin ayrılması da detaylı olarak ele alındı. Okul ve personel servislerinin ayrılmasının büyük bir kaos yaratacağı belirtildi. İlave servislerin ciddi bir trafik ve maliyet yaratacağına dikkat çekildi. Bunun bir yönetim sorunu olduğu anlatıldı. Ayrıca okul servisinin aldığı ücretin belediye tarafından belirlendiği hatırlatılarak, bir okul servis aracı sadece bir okulun öğrencilerini taşırsa alacağı ücretin yakıtını ancak karşılayabileceği ve diğer bütün gider kalemlerini taşımada yetersiz kalacağı ifade edildi.
Ankaralı taşımacı daha çok kazanıyor
İstanbul ve Ankara’nın karşılaştırıldığı çalıştayda İstanbul’da araçların trafik yoğunluğu nedeniyle neredeyse tek iş yapmak zorunda kaldıkları fakat Anadolu’da araçların hem mesafenin kısalığı, hem de trafik yoğunluğunun azlığı nedeniyle İstanbul’a göre daha kazançlı ve daha karlı oldukları belirtildi.
Okul müdürleri sisteme dahi edilmeli
İstanbul’la ilgili değerlendirmelerini aktaran heyet, sistemin denetlenmediğini aktardı. Teknik denetlemeden ziyade verilen hizmetin kimin tarafından denetlendiğini sorarak; bununla ilgili yetkili kurumun olmadığına dikkat çektiler. Heyet, ‘Okul yönetimleri bunun dışında tutulmuş ama bir olay olduğunda ilk teftiş geçiren kişi okul müdürleri dolayısıyla okul müdürleri bu sistemin içine çekilmeli, okul müdürlerine bu sorumluluklar verilmeli. Denetim sorumlulukları mutlaka okul müdürlüklerinde olmalı’ şeklinde görüş bildirdi ve bu konuda yönetmeliğin yeniden düzenlemesi gerektiğinin altı çizildi.
İstanbul’la ilgili bilgiler verildi
Heyet son olarak İstanbul özgülünde şu bilgilere yer verdi; İstanbul’da 50.000 servis aracı var. 6.000 araçta GPRS var. Okulların servis hizmeti, kurumsal şirketler tarafından sağlanıyor olması, sürücü eğitim ve denetim konularında disiplin ve kontrol sağlamaktadır. Özel okulların tamamında, devlet okullarının ise yarısına yakın bir kısmında servis şirketleri hizmet vermektedir. Bireysel taşımacılık azınlıkta olup, çoğunlukla servis şirketleri tarafından hizmet verilmektedir. İBB UKOME tarafından açıklanan taşıma ücretlerine büyük çoğunlukla uyulmaktadır. İstanbul’da okul servis araçlarının sayılarının çokluğuna rağmen kazaya karışma oranları oldukça düşüktür. Okul servisleri trafik yoğunluğu nedeniyle en fazla iki iş yapabilmektedir.
Nihai kararı Erdoğan verecek
Başbakan’ın talimatıyla bu konuların araştırılması için görevlendirilen bazı milletvekillerinin ilgililerle yapmış olduğu bu çalıştay sonucunda İstanbul heyeti, anlatılan konu başlıklarını bir rapor haline getirerek, sorunlar ve çözümler olarak 2 bölüm halinde bir rapor olarak çalıştay yetkililerine aktaracak. Sonuç raporu bittikten sonra Başbakan’ın konu ile ilgili nihai karar vermesi beklenecek.
Çalıştaya eleştiri
Gerçekleşen çalıştaya eleştiriler de vardı. Bu eleştirilerin başında görüşmenin aslında sadece Ankara’daki servisçilerle görüşülmesinin planlanmış olması ve İstanbul heyetinin konuyla ilgili olarak dolaylı yoldan bilgi sahibi olmaları yönünde… Buradan hareketle, Ankara profiline bakarak, tüm Türkiye’deki servisçiler için bir çözüm üretilebileceği şeklindeki görüş eleştirildi. Buna gerekçe olarak da’ Ankara’da 6.000 servis varken, İstanbul’da 50.000 tane servis var. Tüm Türkiye’deki servisler toplansa rakamsal olarak İstanbul etmiyor’ şeklinde tepki gösterildi. Çözüm olarak; ‘meseleye İstanbul’dan bakıp, Anadolu’nun da özgül sorunlarını değerlendirerek bir çözüm arayışı olmalıydı’ dendi.
İstanbul’a plaka tahdidi yok!
Çalıştayda yaşanan önemli bir ayrıntı da; Ankara’daki plaka tahdidi uygulamalarının sonuçları konuşulurken, İstanbul Toplu Ulaşım Hizmetleri Başkanı Mustafa Erol ve İstanbul Büyükşehir Belediye yetkilileri, plaka tahdidi istediklerini her fırsatta dile getiren İstanbul heyetine şunları aktardı; ‘Duydunuz değil mi, bütün sorunlar plaka tahdidinden kaynaklı ve siz hala plaka tahdidi istiyorsunuz. Biz İstanbul’da asla plaka tahdidi yapmayacağız. Yapılmasına izin veremeyiz. Başka bir yönetim gelir, plaka tahdidi yapar, bunu bilemeyiz. Ama plaka tahdidi yapmak İstanbul’da cinayettir. Sadece İstanbul’da değil, Ankara’da da cinayet olmuş. Kontrol edilemiyor, denetlenemiyor. Biz İstanbul’da servisleri azaltmayı, raylı sistemleri teşvik etmeyi buna doğru giden metodolojiyi benimsiyoruz. Böyle bir sistemde yürüme hedefimiz varken, tutup bir de servisleri tahditleyip, hiç işin içinden çıkılmaz bir hale getirmeyi düşünmüyoruz’ dediler. Alev ARSLAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.