Türkiye Otomotiv Endüstrisi, 12. Aftermarket Konferansı’nda buluştu
Aftermarket Konferansı’nda otomotivde yaşanan dönüşümün ardından sektör bileşenlerinin izlemesi gereken adımlar tartışıldı.
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetler Derneği (OSS), Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) iş birliği ile gerçekleştirilen Aftermarket Konferansı, bu yıl 12’nci kez düzenlendi. Etkinlikte; otomotiv endüstrisindeki değişimin satış sonrası pazarına yansımaları, sektördeki sorun ve fırsatlar değerlendirildi. Aftermarket Konferansı, bu yıl da geleneği bozmadı ve küresel ölçekte bir buluşmaya ev sahipliği yaparak, Türkiye’nin yanı sıra yurt dışından da sürpriz isimleri ağırladı. Video konferans olarak gerçekleştirilen etkinliğin sürpriz isimleri ise Avrupa’da otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu CLEPA’nın Başkanı Thorsten Muschal ile Avrupa’daki otomotiv satış sonrası derneklerinin çatı federasyonu olan FIGIEFA’nın CEO’su Cor Baltus oldu. Ayrıca organizasyona; üretici, tedarikçi, distribütör ile bağımsız servislerin temsilcileri de katıldı.
“Liderliği geçici olarak kimya sektörüne kaptırdık. Ama bu tatlı bir yarış”
Konferansın açılışında konuşan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam, “Otomotivde durumu ifade etmek için olumlu tabirler kullanılır, hatta ‘gelişmeye açık nokta’ deriz. Ama günümüzde otomotiv sanayinin ekonomisinin durumunu tarif edecek olumlu ifadeleri bulmakta zorlanıyoruz. Hepimizin hayatında olan CASE kısaltmasıyla ifade edilen Connectivity, Autonomous Driving, Car Sharing ve Electrification yani kısaca yıkıcı trendler haricinde başkaca unsurlar da var. Örneğin jeopolitik krizler hatta savaş tehlikesi, tedarik zincirinin kırılması veya emtia fiyatlarındaki yüksek artış. Belki bunlara sonuncu bir ek daha oldu. 16 senedir otomotiv sanayi ihracat konusunda 30 milyar dolarlık ihracatıyla ülkemizde liderdi. Son iki ayda bu liderliği bence geçici olarak kimya sektörüne kaptırdık. Ama bu tatlı bir yarış. İnanıyoruz ki doğru adımları atarak biz bu yarışta tekrar ülke ekonomisindeki lokomotif rolümüzü perçinleyeceğiz” dedi.
“Ülkemiz için bir fırsat yaratabiliriz”
Sektörün sağlayabileceği avantajlara değinen Saydam, “Mesela elektrifikasyon. Elektrifikasyonun olmayacağı araç segmentleri veya coğrafyalarda kimler liderliği üstlenecek? Kesinlikle biz üstlenebiliriz. Veya bağlanabilirlik konusunda yazılım konusundaki ihtiyacı büyük şirketler yerine daha esnek hangi tedarikçiler cevaplayabilecek. Bence Türkiye’deki tedarikçiler burada aktif rol üstlenmeye hazırlar ve aktif rol üstlenebiliriz. Ayrıca Yeşil Mutabakat içinde ilk başta Türkiye için bir risk gözükse de esnek ve çevik yaklaşımla bu konuda da ülkemiz için bir fırsat yaratabiliriz” açıklamasını yaptı.
“Tüm sıkıntıları, birlikte hareket ederek göğüsleyebiliriz”
OSS Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özalp ise otomotiv satış sonrası pazarında satış ve ihracat rakamlarının 2021’de artış gösterdiğini, istihdamdaki pozitif seyrin de umut verici gelişmeler arasında yer aldığını belirterek, söz konusu yükseliş trendinin 2022’de de devam ettiğini aktardı. Sektörün sorunlarına da değinen Özalp, “Tedarik sorunu, döviz kuru, maliyetlerdeki artış da sektörümüzün yaşadığı en önemli sorunlar… Bunlara; kargo maliyet ve teslimat problemleri, gümrükte yaşanan problemler, nakit akışında yaşanan sıkıntılar eşlik ediyor. Bu sıkıntıları, sektörün tüm paydaşları olarak birlikte hareket ederek, trendleri takip ederek, kendini yenileyen iş modelleri üreterek göğüsleyebiliriz” dedi.
Türkiye otomotiv satış sonrası pazarı için tarih: 2035!
Avrupa’daki satış sonrası sektörünün elektrikli araçlar konusundaki hazırlıklarına aralıksız devam ettiğini söyleyen Özalp, “Sıfır dizel ve benzinli araçların elektrikli araçlara göre halen çok ciddi bir pazar hakimiyeti var. Önümüzdeki 10 yılda tamamlanması planlanan bu yapısal değişimin, Türkiye araç parkının yaş ortalaması da göz önüne alındığında Türkiye otomotiv satış sonrası pazarına hissedilir etkililerinin 2035 yılından sonra daha ciddi olacağını öngörüyoruz” diye konuştu.
“Şimdiden aksiyon alınmalı”
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik de “Türkiye’den ihraç edilen araç ve komponentlerdeki katma değer oldukça iyi seviyelerde ve yerlilik oranı çok yüksek. Ancak dünyada 2030 yılına kadar satılan her iki araçtan birinin elektrikli olacağı tahmin ediliyor ve sektörün bu yönde dönüşümü için ciddi adımlar atılıyor. Bu gerçekleşirse endüstrimizin yerlilik oranı ve katma değeri hızla düşme riskiyle karşı karşıya. Bu nedenle katma değeri korumak için yeni nesil araçlarda kullanılacak batarya teknolojileri ve araç yazılımlarına yatırım yapmamız çok büyük önem arz ediyor” dedi.
Araçlarda ayrıca dijital gösterge panelleri, kamera, sensör teknolojileri, şarj ekipmanları, güç dağıtım sistemleri, yakıt hücreleri, yenilikçi ve hafif malzemeler, multimedya sistemlerinin yatırım yapılması gereken alanlar olarak ön plana çıktığının altını çizen OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Satış sonrası sektörünün de bu dönüşümden etkileneceğini ve şimdiden bu doğrultuda aksiyon alması gerektiğini vurgulamak gerekiyor” diye konuştu.
CLEPA’nın Başkanı Thorsten Muschal, otomotiv sektöründeki değişimin yansımalarına değindi. Muschal, “Elektrikli araçlara yönelik ciddi bir talep var. Bu da sektörümüz için büyük bir dönüşüm anlamına geliyor. Yarının mobilitesi daha farklı olacak. Bir yanda bağlanabilirlik, bir yandan dijitale dönüşme, bir yandan çevre dostu olma… Araç üreticileri ve tedarikçiler arasında daha ileri bir iş birliği gibi çeşitli iyileşmeler gerekecek” açıklamasını yaptı. Tüm yenilenebilir ve temiz tahrik sistemlerinin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Muschal, “Bütün temiz teknolojiler mümkün olmalı. Bunlar bazı durumlarda içten yanmalı sistemler bile olabilir” dedi.
Herkes için mobilite!
“Herkes için mobilite ve sektör için mobilite” ifadelerini kullanan Muschal, “Altyapı üzerine herkes çalışmalı. Aynı zamanda bütün tahrik sistemi teknolojileri için eşit bir oyun alanı yaratmak lazım. Ekonomik zorluklara karşın hepimizin önemli sorumluluğu; mobilitenin herkes için ulaşılabilir bir fiyattan sunulmaya devam etmesini sağlamak. Çünkü eğer bunlar erişilebilir olmazsa, biz ürünlerimizi satamayız, bu kadar basit” dedi.
Hem siber güvenliği hem de mahremiyeti koruyabilmek için…
FIGIEFA Başkan Cor Baltus ise “blok muafiyeti”, “siber ve veriye erişimde güncel durum” ve “bu kapsamda yaşanan zorluklar” konusunda ayrıntılı bilgiler verdi. Gün geçtikçe araçların birbirine daha bağlı hale geldiğini ve bunun sonucu olarak da hayati öneme sahip bilgiler üretildiğini belirten Baltus, “Bu veri üzerindeki kontrolün kimin takibinde olacağını bugün Avrupa’da tartışmaya açabiliyoruz. Biz bağımsız şirketler olarak, araçların üreticilerine güveniyoruz” diye konuştu. “Hem siber güvenliği hem de mahremiyeti koruyabilecek teknolojik gelişmelerden bahsediyoruz” ifadelerini kullanan Baltus, “Sadece veriye ulaşabilmemiz değil, veriyi kontrol edebilmemiz de çok önemli. Biz, aracın içindeki verileri değerlendirebilmeliyiz diye düşünüyorum. Hizmetlerimizin doğru zamanda, doğru yere ulaştırılabilmesi ve mahremiyetin korunabilmesi için buna ihtiyacımız olduğunu ifade etmek istiyoruz. İnsanla makine arasındaki etkileşimi koruyabilmek için araç içindeki bilgilere gidişin güvenlik altına alınması gerekiyor. Bunun için de sorumlulukla, mukavemetle ilgili bir çerçeve çizilmesi gerekiyor” dedi.
Konferansta; “yeni jenerasyon servisler” ve “Aftermarket’da kalitenin önemi” başlıkları da ele alındı. “Aftermarket Pazarı CASE’e Hazır mı? Yeni Teknolojilerin Aftermarket Pazarı Üzerindeki Etkileri” başlıklı panel ile devam eden etkinlikte, yaş alan filo pazarı sebebiyle satış sonrası alanında oluşan fırsatlar da tartışıldı. Tedarik Zinciri Problemlerinin Otomotiv Sektörü ve AFM Pazarı Potansiyeli Üzerindeki Etkileri” başlıklı panelde ise alanında uzman çok sayıda değerli isim, sektöre ilişkin öngörülerini paylaştı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.