Elektrik motorlu araçların çağı başladı

Elektrik motorlu araçların çağı başladı

Çevreye duyarlılık arttıkça, konuya yönelik çalışmalarda hız kazandı. Kirliliğin önemli kaynaklarından biri olan ve araçların egzozlarında ortaya çıkan karbondioksit, Firmaların ürettiği elektrik motorlu araçlarla ortadan kalkıyor.

Yerli otomotiv üretimine teşvikler devam ederken, bir diğer önemli teşvik ise yerli elektrikli araçlarda yaşıyor. Konuya yönelik çalışma yapan MÜSİAD elektrikli araç üretimini desteklemek amacıyla “Yerli Üretimde Elektrikli Araç” konulu bir panel düzenledi.


Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği(MÜSİAD)’ın Otomotiv Sektör Kurulu tarafından “Yerli Üretimde Elektrikli Araç” konulu paneli Haliç’teki Genel Merkezinde gerçekleşti. MÜSİAD’ın ev sahipliğinde düzenlene panele AKP Gaziantep Millet Vekili İbrahim Halil Mazıcıoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Otomotiv Sektör Kurulu Başkanı Salih Sami Atılgan, Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Okan Ünv. Müh. Mimarlık Fakültesi Dekanı R. Nejat Tuncay ve MÜSİAD üyelerinin katıldı. Çevreye duyarlı bir otomotiv sektörü
İnsan sağlığını etkileye ve küresel ısınmaya yol açan kirliliğe eğitmek gerektiğini söyleyen Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar otomotiv sektörü olarak bu probleme eğilme gereği duyduklarını söyledi. Elektrik motorlu otomobillerde yakıt, yanma, egzoz, kirli gaz ve karbondioksit olmadığını özelikle vurgulayan Aybar “Çevremizde kirlilik artıyor ve bizim otomotiv sektörü olarak bu kirliliğe dolayısıyla küresel ısınmaya yol açan ve insan sağlığını çok ciddi tehdit eden probleme eğilmek mecburiyetimiz vardı. İşte otomotiv sektörü bu gerçeği geçtiğimiz 2000’li yıllarda iyice idrak etmiş oldu ve sonunda devletlerinde politikalarıyla emisyon üzerinde odaklandı” dedi. Karbondioksit emisyonlarının sıfıra indirmenin tek yolunun elektrik enerjisine dayalı araçları kullanmaktan geçtiği vurgulayan Aybar, Renault Mais olarak hedeflerini şu şekilde açıkladı :“Öyle bir elektrikli araç yapalım ki bu otomobil hem satın alma fiyatı olarak insanların dizel ya da benzinli araç alırken ödediği para kadar olsun hem de bakımı bunlardan çok daha ekonomik olsun. Böyle yaparsak satarız. Bunun için hükümetler de çeşitli destekler uyguluyor. Hükümetimize bu konudaki çalışmalarından dolayı minnettarız. ÖTV yüzde 3 oldu ve 59 bin TL’ye kampanya başlattık.” Elektrik motorlu otomobiller dünyanın gündemine getiren bir diğer konunun Lityum pillerden kaynaklandığını söyleyen Aybar, Lityum’un elektrikli motor üretiminde büyük bir avantaj oluşturduğunu da sözlerine ekledi. Dünyada üretilen Lityum’un 17 milyon ton civarında olduğunu belirten Aybar bunu çoğunun Çin’de olduğunu dile getirdi. Aybar “Bir aracın 2,5-3 kilo kadar lityuma ihtiyacı var. Çarpışma anında koruma nedeniyle pil ağır olmalı. Ama içindeki lityum oldukça az. Avrupa'da araçların yüzde 87'si günde 60 kilometreden fazla yol yapmıyor şehir içinde. Onun için elektrikli motorlu araçlara geçildi” şeklinde konuştu. Kendisinin de aracı teste tabi tuttuğunu belirten Aybar, Elektrikli bir otomobilin menzilini 182 km. olarak ölçtüklerini belirterek, aracın yüksek ivmeli kalkış yaptığını söyleyerek küçük bir uyarıda da bulunmayı ihmal etmedi. “Elektrikli araçta güvenlik maksimum”
Aracın birçok testten geçtiğini söyleyen Aybar, güvenlikle ilgili hiçbir problemin kalmadığını belirtti. Aybar,” Birçok testler yapıldı. Pilin etrafında ciddi bir koruma var. Yüzde 100 güvenliği sağlandı. Kazalarda insanların nasıl çıkarılacağı konusunda itfaiyecilere eğitim verildi. Çarpma testleri yapıldı. Eksi 20 ve artı 60 dereceye kadar arabanın pilinden maksimum verim alınabiliyor. Evinizde 16 amper monofaze priz varsa otomobiliniz şarj edilebilir. Gelecekte 1 saatte şarj etme metodunu da hayata geçireceğiz. Araçların navigasyonu da bulunuyor. Nerelerde şarj imkânı var müşterilerimize gösteriyoruz. Bir çağrı merkeziyle de yönlendirme yapılacak yılbaşından itibaren. Cep telefonundan aracın pil seviyesi görülebiliyor. Aracınızı önceden programlamanız ise size tasarruf sağlayacaktır” diyerek bayilere özel eğitim verildiğini belirtti. İbrahim Aybar ayrıca 2020 yılında toplam satışların yüzde 10’unu elektrikli araçların oluşturacağını da sözlerine ekledi. Aracın ömrü ne kadarsa pilin ömrü de o kadar
Araç alımında aküsünü kiraladıklarını söyleyen Aybar, Akü’nün yaklaşık olarak 8-10 bin Euro civarında olduğunu ve bunun araca yansıması durumunda satış fiyatlarının yüksek olacağını belirterek “Piller gelişmeye devam ediyor. Cep telefonlarını düşünelim. 10 yıl önceki cep telefonları ile bugünkü cep telefonları arasında fark var. O zaman pillerin ömrü neydi, bugün ne? Ve telefonlar da küçüldü, fiyatlar da ucuzladı. Elektrikli otomobillerde de bu olacak. Biz şimdi müşterimize pili satarsak, ilerde pil küçülüp daha fazla yüksek menziller vermeye başlayınca pilin değeri kalmayacak. O zaman müşterimizin pil sıkıntısı olacak. O yüzden ayda 83 avroya pili kiralayarak, müşterimiz araçla birlikte olduğu sürece pili garanti altına alıyoruz. Pilin ömrü de aracın ömrü kadar garanti oluyor. Pilin bir sorunu olmuyor. Üçüncü sebep de çevre bilinci. Lityum çok kıymetli. Pillerin kiralanması, yüzde 100 geri dönüşümünün sağlanması için de önemli. Hem global olarak çevreye, hem de vatandaşlar olarak cebimize katkı sağlayacağı için kiralama yöntemini seçtik” dedi.


4 milyar Euro’luk Ar-Ge çalışmasının ürünü
Elektrikli otomobillerin geliştirilmesi için 4 milyar Euro’nun üzerinde harcama gerçekleştirdiklerini belirten Aybar, bu konudaki çalışmaların halen devam ettiğini ifade ederek sadece bu konu üzerinde 2 bin kişinin çalıştığını söyledi. Akaryakıt istasyonlarıyla birlikte şarj istasyonlarının kurulumuna yönelik bir çalışama var mı? sorusu üzerine konuşan Aybar “Petrol istasyonu işletmecileri bir enerji işi yapıyor. Bu enerji ticareti petrolden olduğu gibi elektrikten de olabilir. Kendileri elektrik enerjisini de bu teknolojinin yardımıyla ticaret hayatına sokabilir. Ama Türkiye'deki mevcut yapılanma, EPDK'nın koymuş olduğu sistem, elektrik dağıtım şirketleri dışında elektrik satışını şu anda mümkün kılmıyor. O yüzden petrol istasyonu sahibi olan arkadaşlar bunu bir hizmet bedeli olarak değerlendirebilir. Zaten bedel o kadar düşük ki, sıfırdan bir pili şarj etmek 5 lira. Petrol istasyonları şarj üniteleri tedarik ederek bu şekilde hizmet vermeye başlayabilirler” şeklinde cevapladı. Elektrikli otomobillerin şehir içi ulaşımda ve sık kullanımlarda ekonomik çözüm getirdiğini bildiren Aybar, “Şehir içi kullanımda hava kirliliği çok daha büyük bir problem. Şehir içi kullanımda ekonomiyi aramak çok daha fazla önemli. Şehir dışına da gidilir, ama Ankara'ya giderken aracınızı 3 defa şarj etmeniz gerekiyor. Zaten otomobillerin yüzde 80'i şehir içinde ve 60 kilometrelik menzille kullanılıyor. Bu da gösteriyor ki otomobilin şehir içinde kullanılması gerekiyor” ifadesini kullandı. Elektrik motorlu araçların dünü ve bugünü
Elektrikli otomobillerde ilgili bilgi veren rektör dünden bugüne elektrikli otomobillerin oluşumu ve Avrupa’daki yapısı hakkında katılımcılara bilgi verdi. 20’inci yüzyılın başlarında elektrikli otomobillerin benzinli otomobillerden daha fazla satıldığını söyleyen Okan Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı R. Nejat Tuncay, “Hatta benzinli otomobiller hiç satılma fırsatı bulamıyorlar. Bunun sebebi içten yanmalı motorla çalışan araçlar kendi kendine hareket edemiyor. Vitesi zor değiştiriyorsunuz, müthiş bir yağ kokusu var, hacim büyük. Ani bir değişiklik oluyor ve Amerika’da petrol bulunuyor. Yollar yapılıyor ve menziller uzuyor. Elektrikli otomobillerin yerini benzinle çalışan araçlar alıyor ve 1920’lenden sonra elektrikli otomobiller ortadan kalkıyor. Daha sonradan 20. yüzyılın son çeyreğinde biraz kıpırdamalar oluyor. Buna yol açan petrol fiyatlarını yükselmesi ve çevreye olan duyarlılık. Ve elektrikli araçlara yönelik çalışmalar artıyor” şeklinde konuştu. “Otomotiv sektörü sessiz kalınacak bir sektör değil”
Otomotiv sektörünün yüksek katma değer sağlayan bir sektör olduğunu ifade eden MÜSİAD otomotiv kurulu başkanı Salih Sami Atılgan ise konuşmasında “Sessiz, verimliliği yüksek otomobiller istiyoruz fakat otomotiv sektöründe sessiz kalmak istemiyoruz. Otomotiv sektörü sessiz kalınacak, kenarda beklenilecek bir sektör değil. Hele de Türkiye gibi büyük idealleri ve hedefleri olan bir ülke açısından asla söz konusu değil” dedi. Globalleşen dünyadaki küresel soruna da değinen Atılgan “Trafikte yaşanan sıkıntılar park sorunları gibi durumların ötesinde daha da önemlisi enerji yetersizliği, çevresel faktörler, yüksel karbon salınımı sonucu sera etkisi oluşuyor olması ve iklim değişikliklerinin baş gösteriyor olmasıyla birlikte artık dünyanın otomobile uyum sağlama dönemi sona ermiş, bundan böyle otomobiller dünya uyum sağlamak durumunda” şeklinde konuştu. Program, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak tarafından Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’a ve AKP Gaziantep Millet Vekili İbrahim Halil Mazıcıoğlu’nun Okan Ünv. Müh. Mimarlık Fakültesi Dekanı R. Nejat Tuncay’a plaket takdim etmesinin ardından araçların test edilmesiyle son buldu. Oya KAYA www.tasimacilar.com 06.07.2012 / 19:43