Bosch, otonom sürüşte sona geldi
Stuttgart, Almanya/Las Vegas, NV, ABD – Emniyetli bir otonom sürüş gerçeğe dönüşmeden önce, kamera ve radara ek olarak üçüncü bir sensör kullanımı gereklidir.
Bu nedenle Bosch, otomotiv kullanımına uygun ilk lidar (ışıklı algılama ve mesafe ölçümü) sistemi olan uzun menzilli lidar sensörlerini üretime hazır hale getiriyor. Bu lazer tabanlı mesafe ölçüm teknolojisi, otonom sürüş yolunda SAE seviye 3’ten itibaren olmazsa olmaz bir sistemdir. Yeni Bosch sensörü, otobanlarda ve şehir içerisinde hem uzun hem de yakın menzilleri kapsayacak. Bosch, ölçek ekonomisi kullanarak sofistike teknolojinin fiyatını azaltmak ve kitle pazarı açısından uygun hale getirmek istiyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Harald Kroeger, “Sensörlerdeki boşluğu tamamlayan Bosch, otonom sürüşü uygun bir seçenek haline getiriyor” diyor.
Bosch teknolojisi, tüm otonom sürüş durumlarına karşı tetikte
Yalnızca üç sensör birbirine paralel olarak kullanıldığında otonom sürüşte maksimum emniyet sağlanabileceği, Bosch tarafından gerçekleştirilen analizlerle teyit edildi. Bu analizlerde geliştiriciler, otoyol asistanından tam otonom şehir içi sürüşe kadar otonom sürüş işlevlerine ilişkin tüm kullanımları araştırdı. Örneğin; bir kavşakta motosiklet yüksek hızla bir otonom araca yaklaşırken, motosikletin güvenilir bir şekilde algılanmasını sağlamak için kamera ve radara ek olarak lidara ihtiyaç duyulur. Bu durumda radar, motosikletin dar siluetini ve plastik rüzgarlıklarını tespit etmekte zorlanabilir. Ayrıca, üzerine yoğun bir ışık gelmesi durumunda kamera yanılabilir. Bu nedenle, üç teknolojinin birbirini mükemmel bir şekilde tamamlaması ve her sürüş durumunda güvenilir bilgi sağlanması için radar, kamera ve lidara ihtiyaç vardır.
Lidar, otonom sürüşün temel bir öğesidir
Lazeri bir üçüncü göz olarak düşünebiliriz: Lidar sistemlerinde sensör, lazer ışıkları yayar ve geriye yansıyan lazer ışığını yakalar. Bunun ardından sistem, ışığın ölçülen geri dönüş süresine dayanarak mesafeleri hesaplar. Lidar, uzun bir menzil ve geniş bir görüş açısıyla birlikte oldukça yüksek çözünürlük sağlar. Sonuç olarak lazer tabanlı mesafe ölçüm aracı, yoldaki taşlar gibi metalik olmayan nesneleri de oldukça uzak mesafeden güvenilir bir şekilde algılayabilir. Bu, fren yapma veya direksiyonu kırma gibi sürüş manevraları için yeterince süre anlamına gelir.
Lidarın geliştirilmesi sırasında radar ve kamera teknolojisi alanlarındaki sensör uzmanlığı ve sistem teknik bilgisinden faydalanan Bosch, üç sensör teknolojisinin tamamını birbiriyle uyumlu olarak kullanılabilir. Kroeger, “Otonom sürüşü emniyetli, rahat ve etkileyici hale getirmek istiyoruz. Böylece, geleceğin mobilitesine belirleyici bir katkıda bulunacağız” diyor. Bosch’un uzun menzilli lidarı, otonom sürüşe ilişkin tüm emniyet gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra otomobil üreticilerinin teknolojiyi gelecekte çok çeşitli araç türlerine verimli bir şekilde entegre etmesini de sağlayacak.
Yapay zeka, sürücü destek sistemlerini daha da güvenli hale getiriyor
Bosch, sürücü destek sistemlerine ve otonom sürüşe yönelik sensör teknolojisinde inovasyon lideri konumunda bulunuyor. Şirket, uzun yıllardır milyonlarca ultrason, radar ve kamera sensörü geliştirdi ve üretti. 2019 yılında Bosch’un sürücü destek sistemleri satışları yüzde 12 artarak yaklaşık 2 milyar Euro’ya ulaştı. Bu destek sistemleri, otonom sürüşe zemin hazırlıyor. Kısa bir süre önce Bosch mühendisleri, otomobillerde kullanılan kamera teknolojisini yapay zeka ile geliştirerek yeni bir seviyeye ulaştırdı. Kamera teknolojisi, nesneleri tespit ediyor, bunları araçlar, yayalar veya bisikletler gibi sınıflar halinde kategorilendiriyor ve hareketlerini ölçüyor. Tıkalı şehir içi trafikte kamera, kısmen belirsiz veya geçiş yapan araçları, yayaları ve bisikletlileri de hızlı ve güvenilir bir şekilde algılayarak sınıflandırabiliyor. Bu özellik, aracın duruma göre bir uyarıda bulunmasını veya acil durum freni manevrasını tetiklemesini sağlıyor. Bosch mühendisleri radar teknolojisini de sürekli olarak geliştiriyor. Bosch radar sensörlerinin en son nesli, kötü hava şartları ya da zayıf ışık koşullarında bile aracın çevresini daha iyi algılıyor. Daha yüksek algılama menzili, geniş diyafram açıklığı ve yüksek açısal ayrılabilirlik, bu gelişmiş performansın temelini oluşturuyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.