Lojistik sektörünün temel trendleri açıklandı
Pandemi ile yaşanan değişim ve gelişim süreci, özellikle de lojistik ve taşımacılık sektörünün temel işlerini yürütme şeklinde de tamamen farklı bir yol haritasına ihtiyaç duyulduğunu gözler önüne serdi.
Dünyada ESG kısaltmasıyla tanımlanan çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim temelli gereksinimler ve çoklu kanal, gümüş ekonomi, toplu kişiselleştirme, sürdürülebilirlik, bilinçli satın alım vb. yaşam tarzı trendleri; lojistik ve dağıtım operatörleri için yeni zorluklar yaratıyor ve operatörlerin ihtiyaç duyduğu temel becerilerin eksiksiz bir şekilde yeniden tanımlanmasına yol açıyor. Geleneksel tüketici profilleri gün geçtikçe eskirken; özellikle de pandemi, düşünülenin aksine, piyasayı neredeyse tamamıyla tüketicinin ayağına getirdi ve bu özelliğin kalıcı olacağı anlaşılıyor.
‘Lojistik sektörü dijital dünyayı kucaklamalı’
Wyser Kıdemli Direktörü Berat Demirel; lojistik şirketlerinin, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için dijital dünyayı kucaklamaları ve tez zamanda birtakım inovasyonlar gerçekleştirmeleri büyük önem taşıyor” dedi. Pandemi sonrası dönemde, halihazırda bu tür özel becerilere sahip pek fazla personelin mevcut olmadığını söyleyen Demirel, “Araştırmamız gösteriyor ki dünyada, büyük veri madenciliği ve analizinin benimsenmesi, tahmine dayalı analiz ve senaryo planlaması gibi konularda personel gelişimine ve becerilerinin geliştirilmesine, gelecekteki temel rollerin belirlenmesine ve bu rolleri doldurmaları için doğru kişilerin bulunmasına büyük oranda yatırım yapılması gerekecek. Şu anda birçok ülkede gerçek bir tehdit mevcut ve şirketlerin ihtiyaç duyduğu yeteneklere erişememesi gelecekte giderek daha da geçerli bir durum haline gelecek.” açıklamasını yaptı.
Beş yıl içinde lojistik sektörünü etkileyecek temel trendler
Wyser’in yaptığı araştırmaya göre önümüzdeki beş yıl içinde lojistik sektörünü ‘Tedarik Zinciri Esnekliği, Yeşil Lojistik ve Teknoloji ve 5G’nin önümüzdeki beş yıl içinde lojistik sektörünü etkileyecek temel trendleri açıkladı:
Trend 1 - Tedarik Zinciri Esnekliği
Pandemi, tüm endüstrileri ve ekonomileri beklenmedik bir şekilde olumsuz etkilerken bir yandan da bazı beklenmedik olumlu sonuçları da beraberinde getirdi. Bunlardan biri, tedarik zinciri esnekliği oldu. Pandemiden önceki tedarik zincirinin istisnai baskılara karşı koyma yetisi, hem malzemelerin gerekli yerlere ulaştırılması hem de ulusal güvenlik ve otonomluk ile ilgili bakış açıları göz önünde bulundurularak sorgulanmış olabilir. Sektör hiç şüphesiz en aşırı düzeyde baskılara maruz kaldı ve stratejik önemini pekiştirirken çevikliğini ve esnekliğini de ortaya koydu.
Üretimin bölgesel hale getirilmiş tedarik zincirleri aracılığıyla pazarlara yaklaştırılması talebi uzun süredir tartışılıyor ve artık Covid 19 bunu geleceğe dair varsayıma dayalı bir plan olmaktan çıkarıp fiili bir gerçeklik haline gelmesini sağladı. Çevreci davranışların daha az vurgulandığı, yüksek bir düzeyde otomatik hale gelen tedarik zinciri, dünyamızda kuşkusuz düşük işçilik maliyetli pazarlardan kaynak sağlamak, bu pazarlara açılmak ve ardından tüketici pazarlarına ürün sevk etmek, bir noktaya kadar gayet mantıklıydı. Bununla birlikte, tam otomatik üretim git gide daha da yaygın bir hale geldikçe işçilik maliyetleri önemini kaybediyor ve diğer maliyetlerin (vergiler, enerji, iş yapma kolaylığı, mali istikrar vb.) arızi etkileri çok daha yüksek derecede hissediliyor. Daha yerelleştirilmiş tedarik zincirlerine yönelik bu hamle, faaliyetlerin temel esnekliğini daha da artırıyor.
IoT, büyük veri, tahmine dayalı analiz ve yapay zeka, lojistik sektörünü dönüştüren; hızı, dönüşümü ve verimliliği tamamen farklı bir düzeye taşıyan etkenler. Bu da çok daha esnek tedarik zincirlerini, yani kişiselleştirilmiş müşteri gereksinimlerine daha iyi hitap edebilen tedarik zincirlerini mümkün kılıyor ve ayrıca daha kısa teslimat sürelerine yönelik müşteri taleplerini karşılarken diğer taraftan uygun maliyetli bir şekilde çalışarak hurda ve arz fazlasını azaltıyor.
Trend 2 -Yeşil Lojistik
Ulaşım faaliyetleri, sera gazı emisyonlarına çok büyük bir katkı veriyor. Bu nedenle gelişmiş enerji yönetim sistemlerine, elektrikli ve güneş enerjili araçlara ve daha başka yeşil girişimlere odaklanan yeni bir değer zincirinin oluşturulması, toplam karbon ayak izinin gerçekçi bir biçimde azaltılmasına fayda sağlayacak. Birçok şirket hızla bu tür uygulamaları başlatıyor. Bu trend doğrultusunda tedarik zinciri yöneticisinin rolü, görevin “icra etme” ve “satış maliyeti” odağından uzaklaşacak ve şirketin sürdürülebilirlik girişimlerinin merkezindeki yöneticisi olmasını sağlayacak.
Bu yaklaşımı benimseyenler, uzun vadede azaltılan maliyetler, daha az atık ve çevreye yönelik azaltılmış negatif etki sayesinde kazançlı çıkacaklar. Yine şirketin yeşil girişimlerine güçlü bir şekilde odaklanan müşterilere hitap edecek şekilde geri dönüşüm ve atık bertarafı ile ilgili daha katı düzenlemelerin benimsenmesi ise bu uygulama için önemli bir itici güç.
Trend 3- Teknoloji ve 5G
5G gelişimi, muazzam bir büyüme döneminden geçiyor ve on yıl içinde iş davranış şekillerini değiştirmeye hazırlanıyor. IoT, 5G’nin piyasaya sürülmesiyle birlikte çıkışa geçmeye hazırlanıyor ve ana özelliklerden biri de kargo takibi olacak. Bu sayede mallara uygun maliyetli ve düşük güçlü sensörler takılabilecek ve ürünler fabrikadan mağazadaki raflarına kadar güvenilir bir şekilde takip edebilecek. Sürücüsüz araçlar, lojistik endüstrisini büyük ölçüde etkileyecek olan 5G şebekesinin ezber bozacak şekilde kullanılmasına mükemmel bir örnek. Ayrıca daha sırada endüstri genelinde muazzam bir yankı uyandıracak olan yapay zeka var. Robotik ve otomasyon, 3D baskı ve daha yeni birçok başka teknoloji; tedarik zinciri iş modellerini tamamen yeniden tanımlayacak. Veri yönetiminde daha düşük seviyedeki gecikmeler, lojistik sektörü gibi büyük miktarlarda veri üreten sektörlerin; her zamankinden çok daha büyük miktarlarda veri dağıtacağı ve değiş tokuş edebileceği anlamına geliyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.